YDH- İbranice haber sitesi Walla, 8 İsrail vatandaşı Arap'ın, ''suikast düzenlemeyi planlamakla'' suçlandığını iddia ediyor.
Başlangıçta Tel Aviv Polisi tarafından soruşturulan olay, ulusal güvenlik meselesi olarak kabul edildi ve İsrail'in iç güvenlik servisi ŞinBet müdahil oldu.
Walla, yaklaşık bir yıl önce Yarakon Parkına İran yapımı 'Clymore' tipi bir düzenek yerleştirildiğini iddia etti; ''suikast düzenlenmesi'' olayının soruşturulduğunu aktardı.
İbranice gazete, patlamadan kısa bir süre sonra şüphelilerin malzemeler ve kamuflaj giysileriyle birlikte yakınlarda yakalandığını iddia etti.
23 Ekim'de dokuz kişi hakkında dava açıldı ve sekiz kişi ''terörizme yardım etmekle'' suçlandı.
Şimdiye kadar Yarkon Park'taki bir önceki saldırıyla ilgili bilgiler yayın yasağı kapsamındaydı, ancak şimdi Şin Bet, 15 Eylül 2023'te düzenlenen ve can kaybı olmadan sona eren saldırıda şu anda ele geçirilene “benzer özelliklere sahip” bir patlayıcı cihaz kullanıldığını açıkladı.
Yaklaşık bir yıl önce Yarkon Parkında meydana gelen bombalı saldırının hedefinin İsrail Genelkurmay Başkanı ve eski Savunma Bakanı Moşe Bogie Yalon olduğu bilgisinin bugün (Çarşamba) yayınlanmasına izin verildi.
Ynet'e göre, İsrail Polisi bugün Tel Aviv'deki Yarkon Park'ta eski İsrail ordusu Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı Moşe Bogie Yalon'a suikast girişiminde bulunmak amacıyla patlatılan patlayıcının İran yapımı bir “Claymore” patlayıcı olduğunu iddia etti.
Israel Hayom ve diğer İsrail medya organları, Yarkon Park'ına bombayı yerleştiren şüphelinin Hizbullah görevlisinin talimatı doğrultusunda hareket ettiğini iddia ediyor.
Ynet, operasyonel hazırlık ve güçlerin faaliyete geçip saldırıyı uygulamasının son aşamalarında engellendiğini iddia ediyor.
Olay yerinde eski savunma bakanının gideceği güzergahı kaydeden bir aracın olduğu ve patlayıcının Yalon'u hedef almasının planlandığı iddia ediliyor.
Şin Bet, ''Bazıları aşçı ve işçi olan İsrail vatandaşı şüpheliler arasında net bir bağlantı yoktu. Güney Lübnan'dan gelen ve eski bir İsrail vatandaşı olan bir Hizbullah ajanı tarafından harekete geçirildiler ve bazılarının daha önceden tanıdıkları olmasından faydalandılar. Bazılarına para ödeniyordu ve bazılarının sabıka kaydı vardı.'' diyerek iddiasını öne sürüyor.
İsrail medya organları tarafından 7 Ekim tarihli Aksa Tufanı ve bombalı olayın birbiriyle bağlantılı olmadığı bildirildi.