YDH- İşgal altındaki Filistin'deki direniş grupları, İsrail rejiminin Cuma günü Beyrut'un güney banliyösüne yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısının ardından Kudüs yolunda şehit edilen Hizbullah lideri İbrahim Akil'in şehadeti dolayısıyla cumartesi sabahı başsağlığı diledi.
Hamas
İslami Direniş Hareketi Hamas yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Komutan Akil'in şehadeti ortak yolumuzu ve kaderimizi yeniden teyit etti. Hepimiz Allah'ın vaadine ve zaferine inanıp güveniyoruz.”
Hamas, "İşgalcilerin işlediği suçlar, bedelini ödeyecekleri aptalca eylemlerdir. Şehitlerin kanı, bu rejimi yakıp kavuracak, bizi işgalin sonuna ve yok edilmesine yaklaştıracak bir alev olacaktır" dedi.
Filistin İslami Cihad
Filistin İslami Cihad Hareketi şehit lider ve arkadaşlarının yasını tutarken, “işgalin ihanetinin ve liderleri hedef almasının sadece Direniş'in azmini güçlendireceğini” vurguladı.
Şehit lideri kahramanlık ve cesaretin sembolü olarak tanımlayan İslami Cihad’ın açıklaması şöyle devam etti: “Biz onu gurur ve haysiyetle yaşayan cesur bir lider, Filistin için korkusuz bir savaşçı ve her anını toprağın kurtuluşuna ve ulusun onurunun savunulmasına adayan bilge bir lider olarak tanıdık. Görevin çağırdığı her yerde hazır bulunur, sarsılmaz bir azim ve kararlılıkla adamlarına önderlik eder, adımlarıyla zafere giden yolu döşerdi.”
Ayrıca “işgalin, kahraman liderleri hedef alan hainlik ve korkaklığının, direniş güçlerinin bu düşmana ve işlediği suçlara karşı ilerleme azim ve kararlılığını artıracağına” dikkat çekildi.
Şehit Ebu Ali Mustafa Tugayları
Aynı şekilde Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) askeri kanadı Şehit Ebu Ali Mustafa Tugayları da şehit İbrahim Akil ve arkadaşlarının yasını tutarak İsrail saldırısının sadece “şehitlerin yolunda devam etme kararlılığımızı güçlendireceğini” belirtti.
Tugaylar şunları ekledi: “Bu tarihi ve belirleyici anlarda, saldırıların bizi zayıflatmadığını, aksine daha güçlü ve dirençli kıldığını teyit ediyoruz. Düşman barikatlarımızın çöktüğüne inanıyorsa hayal görüyor demektir; halkımızın kararlılığı, azmi ve direnişi sayesinde savunmamız sağlam kalmaya devam ediyor.”
Nasır Selahaddin Tugayları
Filistin Direniş Komiteleri'nin askeri kanadı Nasır Selahaddin Tugayları ise şehit liderin yasını tutarak “onun devrimci ve savaşçı olarak oynadığı büyük rolü” övdü. Filistin halkı ve direnişi üzerindeki büyük etkisinin altını çizdi.
Açıklamada ayrıca, “bu alçakça suikastın İslami Direniş ve Hizbullah'ın Siyonist varlığın temellerini sarstığını, bir terör kaynağı ve Siyonist düşmanın, liderlerinin ve yerleşimcilerin peşini bırakmayan bir kabus haline geldiğini teyit ettiği” belirtildi.
Mücahitler Hareketi
Filistin Mücahitler Hareketi ise “Hizbullah'ın önde gelen direnişçilerinin Kudüs'ü savunma savaşında, Filistin şehitleri olan kardeşleri ile birlikte kararlı Filistin halkını, ulusun ve Direniş Ekseni'nin tüm direnişçilerini desteklemek için şehit olmalarının ulusun birliğini güçlendirdiğini” belirtti. Ayrıca, “seçilen yolun doğruluğunu, amaç ve kader birliğini teyit ettiğini” vurguladı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Hizbullah savaşçılarının yaptığı büyük fedakârlıklara derinden değer verirken ve halkımızı destekleme konusundaki sarsılmaz duruşlarını takdir ederken, Siyonist suikast politikasının ne Direniş savaşçılarını zayıflatacağını, ne Direniş'in ülke çapındaki iradesini kıracağını, ne de Siyonist düşmanın prestijini ve caydırıcılığını yeniden tesis edeceğini teyit ediyoruz.”
Hareket şunları ekledi: “Korkak Siyonist düşmanın işlediği korkakça suçlar ve yaşadığı çılgınlık, direnişimizin ve yiğit destek cephelerinin kararlılığı ve mücadelesi karşısındaki başarısızlık ve çaresizlik durumunu yansıtmaktadır.”
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlığı (FHKC-GK)
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi-Genel Komutanlık, “Bu suça verilecek kaçınılmaz yanıtın, varlığın krizini, kaderini ve varlığını artırmaya katkıda bulunacağından eminiz” açıklamasında bulundu.
FHKC-GK yaptığı açıklamada, işgalcilerin Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güney banliyösündeki konutları bombalamasının, terörist ordusu ve suçlu faşist hükümeti tarafından işlenen suçlara bir yenisini daha eklediğini belirtti.
Düşmanın işlediği suçların ve imha savaşının tırmanmasının, ulusumuza ve tüm çeşitliliğiyle bölge halkına, tanık olduğumuz şey bir kader ve varoluş savaşı olduğu için, mevcut tüm araçları kullanarak direnmekten ve savaşmaktan başka seçenek bırakmadığına dikkat çekmiştir.