YDH- Yerel kaynaklara göre, ABD müdahaleciliği ve İsrail casusluğu konularına odaklanan Lübnanlı gazeteci Hasan İllaik son yaşananların ardından mevcut duruma dair değerlendirmelerini X hesabında paylaştı.
Hasan İllaik, değerlendirmesine ''Bu sözlerim, hasımlara, düşmanlara, sahtekârlara, Amerika'nın ve Amerikan uzantısı rejimlerin kölelerine yönelik değildir.'' diyerek başlıyor.
hasan İllaik, devam etmekte olan savaşın, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu tarafından net bir hedef olarak ilan edildiğini vurguluyor.
İllaik'e göre,kendi adına değil bütün Kolektif Batı adına konuşan Netanyahu, 9 Ekim 2023'te, ''Amerika ve Vahşi Batı ülkeleri adına'' hedefini duyururken şöyle demişti:
''Ortadoğu'yu değiştireceğiz.''
Değerlendirmede, Netanyahu'nun, Gazze Şeridi'nden başlayarak bölgeyi değiştirmek ve bölge halklarını teslim olmaya zorlamak istediği ifade ediliyor.
İllaik, bu savaşın, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Batı'nın, Orta Doğu ve Batı Asya'yı, halkarın iradesi dışında bölmeye çalıştıkları zamanki eylemlerini hatırlatması bakımından çok önemli olduğunun altını çiziyor.
Lübnanlı gazeteci, İkinci Dünya Savaşı'ndaki durumu hatırlatarak, o zamanki çatışma ve savaşların bölge halklarının savaşı olmadığını ancak Avrupa'nın savaşı olduğunu vurguluyor ve buna rağmen, Kolektif Batı'nın bölge halklarını ''mağlup gördüklerini'', ''işgal varlığını toprağın kalbine yerleştirdiğini'' ifade ediyor.
Bugünle geçmiş arasında benzerlikleri tespit ettikten sonra Hasan İllaik, ''Batı'nın yine aynı soruyu sorduğunu'' belirtiyor.
Batı, bugün, Netanyahu aracılığıyla şunu söylüyor:
''Ülkenizi değiştireceğiz''
Değerlendirmesinin bu noktasında Lübnanlı gazeteci ''Ne yapmalı?'' sorusunu ortaya atarak bu savaşın bir var oluş savaşı olduğunu vurguluyor.
İllaik'in değerlendirmesinde şu ifadeler yer alıyor:
''Savaşmaktan kaçınmak, Batı'nın ülkemizi kendi iradesine göre değiştirmesi, bize mağlup muamelesi yapması demektir.
Mücadele etmek bizi kaçınılmaz yenilgiden kurtarır. Savaşmak bize kazanma şansını verir, mağluplardan olmama şansını verir.
Savaşmaktan kaçınmak, olmamak demektir.
Savaşmaya gelince, Allah'ın dilediği kadar Batı'nın varlığımızı ezmesini engellemek demektir.''
Lübnanlı gazeteci değerlendirmesini şu sözlerle sonlandırıyor:
''Bu zorlu bir savaştır. Kurbanlarımız büyüktür. Fedakarlıklarımız büyüktür çünkü savaş çok büyüktür ve düşmanların ilan ettiği amaç ise ülkemizi değiştirmektir.
Bizi ezmedikçe, irademizi parçalamadıkça ve bilincimize hükmetmedikçe onlar bu değiştirme hedefini başaramaz. Savaş tam olarak budur: olmak ya da olmamak.
Var olmak için fedakarlıklarımız büyüktür. Kahramanlarımızın Kuzey Filistin'de başardıkları bu düşmanın kaldıramayacağı kadar büyüktür.
Ve bizi kurtaracağı zarardan çok daha büyüktür ve gelecek zafer kadar büyüktür inşaallah.''