YDH - İbranice yayın yapan Maariv gazetesi yazarı Avi Aşkenazi, Siyonist rejimin son günlerde direnişin üst düzey yöneticilerini hedef aldığını ve son yaşananların Direniş Ekseni'nin bölgedeki dengeleri yeniden değerlendirmesine neden olduğunu iddia ediyor.
Son birkaç gün içinde İsrail, kendisini, İran'ı ve Hizbullah'ı şaşırtmayı başardı ve tüm dünyayı şaşırtma yolunda ilerliyor. Ancak bize meydan okuyan tarafı tanımamız ve ona karşı kendi dilinde ve yöntemiyle hareket etmemiz önemli.
Öncelikle, İran sabır ve tahammül zihniyetiyle tanınır. İran'da her şey akılla yapılır, duygularla değil. Devrimi ihraç ederken de böyledir, nükleer projede de böyledir ve daha nicesi.
Bu yaklaşımı Lübnan'daki ve Orta Doğu'daki diğer bölgelerdeki uzantılarına da uyguluyor.
İran neredeyse bir yıl boyunca İsrail'i köşeye sıkıştırdı. Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısından sonra İsrail'e karşı tüm cephelerini harekete geçirdi, bunların başında da Lübnan'daki Hizbullah geliyordu.
Bu kez sabırla, akılla ve daha az duyguyla hareket eden İsrail oldu. Bu hafta İran'a ilk bedel ödetildi ve görünen o ki İsrail borcu taksitlere böldü. Muhtemelen piyasada olduğu gibi faiz de talep edecektir.
Son 11 ayda taraflar arasında yaşanan yıpratma savaşında İsrail ordusunun Hizbullah'ın komuta yapılarını ve enformasyon merkezlerini etkisiz hale getirmesinin ardından, İran için Hizbullah'ı içeriden çökerten telsiz saldırısı beklenmedik bir şekilde gizemli bir kaynaktan geldi. Bu saldırı, örgütü İsrail istihbaratına karşı savunmasız bıraktı ve aslında dengesini tamamen bozdu.
Cuma günü ikinci taksit geldi: İsrail, dünyanın en çok arananlarından biri olarak bilinen Hizbullah'ın yeni genelkurmay başkanı İbrahim Akil'i öldürdü. Onunla Hizbullah'ın ana savaş gücü olan Rıdvan'ın tüm üst kademesi de ortadan kaldırıldı. Örgütün güney bölgesindeki en önemli komutanlarından 15'i de Dahiye'de öldürülenler arasında yer aldı.
Aynı zamanda, cumartesi günü boyunca Hava Kuvvetleri Hizbullah'ın atış mevzilerini sistematik bir şekilde imha etmeye devam etti. İsrail ordusu, aslında fırlatma düzenekleri için bir saldırı modeli geliştirdi: İstihbarat, İsrail'e yönelik fırlatma hazırlıkları tespit eder etmez, İsrail ordusu aynı anda iki operasyon yürütüyor; iç cepheyi savunmaya hazırlıyor ve aynı zamanda hava kuvvetlerini kullanarak fırlatıcıları avlıyor. İsrail ordusu, şu ana kadar Lübnan'da yüzlerce füze rampasını imha etti.
Nasrallah ve İran'daki hamileri bunları görüyor ve İsrail'in Hizbullah'a zarar vermeye ve onu etkisiz hale getirmeye kararlı olduğunu anlıyor. Bu arada bunu son derece etkili bir şekilde yapıyor, Tahran ve Beyrut'ta gerçek bir endişe hissediliyor.
Karar şu anda İsrail siyasi kademesinin elinde; emir verilir verilmez İsrail ordusu, Hizbullah'ın kabiliyetlerini ortadan kaldırmak için durdurulamaz bir güçle harekete geçecektir. Hedefler açık: Dahiye'nin yok edilmesi, Lübnan Vadisi'ndeki sığınaklara zarar verilmesi, Güney Lübnan'da Hizbullah'ın çıkış üssü olarak kullanılan onlarca köyün yok edilmesi, örgütün yakıt depolarına zarar verilmesi ve çok daha fazlası.
İran başının belada olduğunu çok iyi anlıyor. Hizbullah'ı kaybetmek bir kol, bir bacak ve bir göz kaybetmek gibidir. Bu nedenle Tahran'da ve Beyrut'taki Dahiye'de şimdi yeni bir strateji belirliyorlar. Bu satırların yazıldığı sırada Hizbullah saldırı planını değiştirmiş değil. Artık duygularıyla hareket etmiyor, akılcı davranıyor. Hasan Nasrallah'ın bazı sorunları var. Bunlardan biri, eskiden danıştığı örgüt yöneticilerinin her geçen saat azalması ve kalanlarla da iletişimin neredeyse kesilmiş olması.
Çeviri: YDH