YDH - Kiryat Bialik'teki Tzur Shalom’daki yerleşimciler, kuzeye yönelik yoğun saldırının ardından yaşadıkları zorlu sabahı, İbranice yayın yapan Maariv gazetesine anlattı.
Yerleşimciler, "Hizbullah'tan bir karşılık geleceğini tahmin ediyorduk ama 'Demir Kubbe' varken bu kadar şiddetli olacağını düşünmemiştik," dedi.
İsrail ordusu, bu sabah (pazar), son birkaç saat içinde Lübnan'dan Körfez bölgesine ve Yizreel Vadisi'ne yüzden fazla roket fırlatıldığını ve bunların bazılarının engellendiğini bildirdi.
Şu ana kadar roketlerin düştüğü en az üç yer tespit edildi. Bunlardan biri, Hayfa'nın kuzeyindeki Kiryat Bialik yerleşiminin Tzur Shalom mahallesinde bulunan Haim Caddesi'ndeydi.
Son saldırı dalgasında evi hasar gören Kiryat Bialik sakini Shoshana Gizelman, Maariv gazetesine yaşadığı sokaktaki eve doğrudan isabet etmesinin ardından yaşadığı korku ve yıkım anlarını şöyle anlattı: “Yalnız yaşıyorum ve evimde sığınak yok. Bu nedenle komşularımın ortak sığınağına ulaşmak için sadece 60 saniyem var. Alarm çaldığında sığınağa yetişemedim. Dışarı çıkmaya da korktum. Alarmdan sonra yanımdaki evin bir roket tarafından vurulduğunu fark ettim."
Gizelman, "Sokak boyunca evler doğrudan isabet aldı. En az 12 evin pencereleri ve panjurları tamamen parçalandı, camlar kırıldı. Tüm mahalle enkaz doluydu. Mahalle sakinleri yaralandı, üç araba yandı, ağaçlar devrildi. Mahallemizde 2006'da bile böyle bir şey yaşamamıştık. Hepimiz Hizbullah'tan bir tepki geleceğini tahmin ediyorduk ama 'Demir Kubbe' varken bu kadar şiddetli olacağını düşünmemiştik," ifadelerini kullandı.
Shoshana'nın komşusu Eli de sokaktaki muazzam hasarı şöyle anlattı: "Tüm evlerde çevresel hasar var. Benim evim de, pencereler, panjurlar, duvarlar, zarar gördü. Her yer enkaz doluydu. Güvenlik güçlerimiz Lübnan'daki operasyonları bitirip tehdidi ortadan kaldırana kadar, gerektiği kadar sığınaklarda kalacağız."
Eli de Shoshana gibi saldırının gücünü hissettiğini belirtti: "Saldırıyı çok yüksek sesle duyduk, patlamayı sığınağın içinden bile hissettik. Her şey yanı başımızda paramparça oldu.“