YDH - İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırıları, hava bombardımanlarının her geçen gün artmasıyla ve Hizbullah’ın işgal altındaki Filistin’in kuzeyinde hiçbir bölgeyi esirgemeyen misillemeleriyle devam ediyor.
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, çarşamba günü rejim birliklerine hitap ederek, bir saldırı emri verilmesi durumunda, Hizbullah güçlerinin konuşlandığı, iyi tahkim edilmiş arazide ciddi zorluklarla karşılaşacakları uyarısında bulundu. Halevi, Hizbullah’ın gelişmiş askeri altyapısıyla desteklenmiş ve uzun süreli, kanlı bir savaşa neden olabilecek büyük bir tehdit oluşturduğunu kabul etti.
The Guardian'a göre, mevcut durum, İsrail’in 2006'daki Lübnan işgali girişimiyle çarpıcı benzerlikler taşıyor. 2006'daki savaş sırasında İsrail işgal güçleri, Hizbullah savaşçılarının savaş tünelleri, gelişmiş tanksavar füzeleri ve İsrail tanklarına ağır kayıplar verdirmeyi başaran sofistike taktikleriyle karşılaştı.
Halevi’nin konuşması, Hizbullah’ın İsrailli sivillere yönelik saldırılar için yeraltı altyapısı ve fırlatma alanlarıyla güçlendirilmiş köylerde askeri karakollar kurduğunu vurgulayarak, bu zorlukların farkında olunduğunu ortaya koyuyordu.
Bu hazırlıklara rağmen Halevi, İsrail kuvvetlerinin geçmişe kıyasla daha donanımlı ve tecrübeli olduğunu dile getirdi. Fakat bir kara harekâtının gerçekliği, bugüne kadar gerçekleştirilen hava saldırıları ve insansız hava aracı operasyonlarından çok daha karmaşık. 2006'daki savaşın başarısızlıkları, İsrailli stratejistler için ibret verici oldu. The Guardian, savaşı inceleyen Winograd Komisyonu’nun, düzensiz birlik hareketleri ve belirsiz stratejik hedefler de dahil olmak üzere İsrail işgal güçleri arasında pek çok kusur tespit ettiğini belirtti.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Dan Halutz ve diğer İsrailli askeri liderler, kara operasyonlarını etkin şekilde koordine etmekte zorluk çektiler. Bu da kaçırılan fırsatlara ve Hizbullah’ın sahada varlığını sürdürebilmesi nedeniyle hedeflere ulaşılamayan bir savaşa yol açtı.
O zamandan bu yana İsrail işgal güçleri, zırhlarını geliştirdi ve taktiklerini Hizbullah’ın mobil tanksavar silahlarına karşı daha etkili savunma yapabilecek şekilde uyarladı. Ancak gazete, bir İsrail kara harekâtının 2006’daki veya önceki operasyonlardaki tuzaklardan kaçınıp hedeflerine ulaşıp ulaşamayacağının belirsizliğini koruduğunu vurguladı.
Makalede, Hizbullah’ın İsrail’in kuzeydeki mevzilerine düzenlediği saldırılar ve Suriye ile Lübnan’ın doğu sınırlarında tekfiri gruplarla girdiği çatışmalar göz önünde bulundurulduğunda, artık daha iyi silahlanmış ve daha tecrübeli olduğunun altı çizildi.
Siyonist rejimin hava saldırıları, Hizbullah’ın komuta yapısını hedef alma konusunda bazı başarılar elde etmiş olsa da, direnişin çekirdek yapısı sağlam kaldı. Hizbullah’ın Lübnan’ın güneyindeki dağlık bölgelere yerleşmiş direniş yapısı, İsrail saldırılarına karşı koyma amacı taşıyor. Bu âdem-i merkeziyetçi ve dirençli yapı, rejimin kesin bir darbe indirmesini zorlaştırdı ve büyük ihtimalle zorlaştırmaya devam edecek.
İsrail’in karşı karşıya kaldığı zorluklar, askeri kaynaklarının zorlanmasıyla daha da artıyor. Gazze’deki birlikler şimdi kuzey cephesine kaydırılmış durumda ve İsrail işgali, Batı Şeria’daki artan gerilimlerle de mücadele etmeye devam ediyor.
Gazze’de süregelen savaş, İsrail’in askeri stratejisindeki eksiklikleri, özellikle Hizbullah ve Hamas gibi devlet dışı aktörler tarafından yürütülen konvansiyonel olmayan savaşla başa çıkma çabalarını gözler önüne serdi.
Eğer tarih bir rehberse, İsrail’in Lübnan’a yapacağı olası bir kara harekatının önceki operasyonlara benzer zorluklarla karşılaşması muhtemel. Lübnan’ın 1978, 1985 ve 2006’daki işgalleri, yoğun çatışmalar, ağır kayıplar ve İsrail için uzun vadeli stratejik hedeflere ulaşmada sınırlı başarı ile sonuçlanmıştı.
Hizbullah’ın artan gücü ve kapasitesi göz önüne alındığında, gelecekteki bir işgalin benzer sonuçlar doğurabileceği inkâr edilemez. Gazze'de ortaya çıkan boşluklar ise İsrail’in merkezi olmayan ve düzensiz gruplarla mücadelede fazla deneyim kazanmadığını bir kez daha ortaya koyuyor.