Muhammed Subeyti: Suikast yaptığınız güne lanet edeceksiniz

29 Eylul 2024

Lübnanlı din adamlarından Şeyh Muhammed Subeyti, direnişin daha kararlı ve güçlü şekilde süreceği mesajını verdi.

YDH- Lübnanlı din adamlarından Şeyh Muhammed Subeyti, Genel Sekreter Seyyid Hasan Nasrullah’ın şehadeti sonrası yaptığı konuşmada gözlerin savaş meydanında olmasını istedi.

 

Şeyh Muhammed Subeyti, şunları söyledi:

 

Bismillahirrahmanirrahim

Allah’ın selat ve selamı Hz. Muhammed’e ve onun ehlibeytine olsun

“Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce nice peygamberler geldi geçti. Ölürse, yahut öldürülürse gerisingeriye mi döneceksiniz? Kim dönerse bilsin ki Allah'a hiçbir suretle zarar vermez ve Allah şükredenlerin karşılığını yakında verecektir.” (Al-i İmran:144)

Hz. Muhammed (S) Allah’ın sevgilisi ve Peygamberlerin sonuncusuydu ama öldü. 

Hz. Ali (AS) ondan sonraki en iyi kişiydi ve Yahudileri öfkelerinden çıldırtmıştı. 

Ali (AS) mescidin mihrabında öldürüldü. Ondan sonra da Hasan, Hüseyin (AS) ile ehlibeytin ve ashabının en iyileri şehit oldular. 

Onlara hiçbir yardım eden de olmadı.  

Mübarek başı mızrağın ucuna takıldı. Tertemiz bedenini atların ayakları altına aldılar. Kız kardeşi ve kızı esir edildi. Ama o, “Allah’ım sen razı oldun mu? Bunu (şehadeti) kabul et ve razı ol” dedi. 

Hz. Zeyneb (AS) [Hz. Hüseyin’in kesik başını gösterip aşağılamaya çalışan Yezid’e hitaben]“Güzellikten başka bir şey görmüyorum” dedi.  

Ey Mücahitler, direnişçiler ve dostlar! Bugün Seyyid Hasan Nasrullah’ın başı mızrağın ucuna mı takıldı? 

Bineklerle onun kemiklerini ezdiler ve biz de aciz bir şekilde durup seyirci mi kaldık?

Peki o şehit, “Yardım edecek kimse yok mu?” diye seslendi de onun bu çağrısına hiç cevap veren olmadı mı?  

Allah korusun onun ailesi esir edildi de biz güçsüzlük ve azizlik içinde baş mı eğdik? 

Ey mücahitler ve dostlar, bilin ki bizler de Hz. Zeyneb’in (AS) mızrağın ucunda gördüğü güzelliği, esaretinde ve çektiği zorluklardaki güzelliği gördük. 

Onun gördüğü şey dökülen kanları değil, Allah’ın erlerinin, cihat ve şehadet erlerinin koruması altında olan dedesinin dinini, babasının ve kardeşlerinin misyonunu gördü. 

İmam Humeyni (ks) bu dünyadan gitti; ama ondan sonra velayet güneşi heybet, şecaat, hikmet ve selabetiyle bizim üstümüzde kalmaya devam etti. 

Direnişin efendisi Seyyid Abbas, şehit oldu; ama Seyyid Hasan Nasrullah onun yerine geçince düşman onu şehit ettiği güne lanet etti. 

Bugün Seyyid Hasan Nasrullah ahdine vefa gösterdi gitti. O, Hüseyni’ydi, Kerbelai’ydi, cesur ve kararlıydı. 

Velayet onun kalbinde yer etmişti. Kudüs onun gözlerinde parlıyordu ve yolunu asla değiştirmedi. 

Bizler kralların taraftarı değiliz, şahların, sultanların tebası değiliz. 

Bizler öyle liderlere, yol göstericilere sahibiz ki onların hayatları züht ve tevazuya dayalıdır. Canlarını Allah’a adamışlardır. 

Şehadetle feda oldukları zaman dimdik ve kararlı şekilde can verdiler. Dağlar un ufak olur ama onların hatırası yok olmaz.

Liderimizin şehadetinden sonra artık milletin yeniden doğuş zamanıdır. Zayıflığa ve geri adıma yer yoktur. Millet; kararlı, sağlam ve muzafferdir.

Hac İmad Muğniye şehit olduğunda Şehit Seyyid Siyonistlere şöyle dedi: İmad Muğniye size on binlerce şehadet aşığı direnişçi bıraktı.

Ben burada sabır, umut ve Allah’a tevekkül ile aziz genel sekretetin ruhuna yöneliyorum. 

Ey Siyonistler, sizler sadece kendi derinizi yüzdünüz; kendi etlerinizi parça parça ettiniz. Hilelerinizi kullandınız ve çabanızı gösterdiniz.  

Asla bizim geçmişimizi silemezsiniz, vahyimizi yok edemezsiniz. Gelecekte hükümetiniz ve sonraki hükümetleriniz, Direnişin Seyyidine küstahlık yaptıkları güne lanet edecek. 

Direniş, daima yeni liderler doğuran bir rahme sahiptir. Bizim liderlerimiz, hayatı ölümle inşa eden bir ruha sahiptir.

Aziz Seyyidimizin hafızalara kazınmış olan vasiyeti ve ideali vardır. Ona ulaşan o idealleri korur, onu sevenler onun yolunu sürdürür. Bu da “Direniş ve Kudüs”tür. 

Hayattayken bize yarım etti şehadetiyle de mukaddesatımızı özgürleştirecek.

Onur, cennette şehitler içindir. Zafer, savaş meydanlarında mücahitler içindir. Allah’ın lütufları ve yardımları duyduklarınızda değil, gördüklerinizdedir.

Onun son vasiyeti şuydu: Gözleriniz savaş meydanında olsun; yarın, gözlerin beklediği şeyler için yakındır.