YDH - ABD yönetimi, İsrail'in Hizbullah'a karşı askeri operasyonlarını desteklerken, bu durumun geniş çaplı bir bölgesel çatışmaya dönüşme riskini de göze alıyor. Washington'daki karar alıcılar, diplomatik çözümlerden ziyade askeri baskıyı ön plana çıkaran bir stratejide ısrarcı. El-Ahbar gazetesi yazarı Rim Hani, ABD'nin ayrıca bölgedeki askeri varlığını artırdığını anımsatıyor.
Washington'daki karar alıcılar, İsrail'in Lübnan'da başlatmayı planladığı 'sınırlı kara harekâtının' daha geniş bir çatışmaya dönüşebileceğinin ve kendi deyimleriyle 'kısa sürede kontrolden çıkabileceğinin' gayet iyi farkındalar. Ancak, bu endişelerini gizlemeseler de özellikle Hizbullah'ın askeri seçeneğe ve düşmanla yüzleşme koşullarına bağlı kalmaya devam ettiği bir ortamda, İsrail işgalini 'normalleştirme' amacıyla açıkça desteklediler.
Bu bağlamda Amerikan Politico gazetesi, Beyaz Saray'daki üst düzey isimlerin, Amerikalı ve İsrailli yetkililere göre Joe Biden yönetiminin son haftalarda İsrail hükümetine açıkça 'saldırılarını azaltması' çağrısında bulunmasına rağmen, ABD'nin 'Hizbullah'a karşı askeri baskıyı yoğunlaştırma' kararını destekleyeceğini İsrail'e özel olarak bildirdiğini yazdı. Gazeteye göre, Biden'ın danışmanı Amos Hochstein ve Beyaz Saray Ortadoğu Koordinatörü Brett McGurk geçtiğimiz haftalarda üst düzey İsrailli yetkililere, ABD'nin İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun 'çatışmayı sona erdirmek için grubu diplomatik görüşmelere zorlamak' amacıyla İsrail'in askeri odağını 'Hizbullah'a karşı kuzeye' kaydırmaya yönelik 'geniş stratejisine' katıldığını söyledi.
Politico'ya göre bu destek Pentagon, Dışişleri Bakanlığı ve istihbarat camiasını böldü ve bazı yetkililer İsrail'in Hizbullah'a karşı harekete geçmesinin Amerikan güçlerini Ortadoğu'da daha geniş bir çatışmanın içine çekebileceğini savundu. Washington bu kez, son aylarda iddia ettiği gibi, savaşı sona erdirmek için ilk çözüm olarak 'diplomatik seçeneğe' hala bağlı olduğunu ima etme zahmetine bile girmedi.
Pentagon'dan yapılan açıklamada, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin'in pazartesi günü İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant ile telefonda görüştüğü ve 'nihai olarak askeri operasyonlardan diplomatik yola' geçmeden önce 'Hizbullah'ın sınır boyunca saldırı altyapısını dağıtma ihtiyacı konusunda anlaştıkları' duyuruldu. Pentagon ayrıca İsrail'in Hizbullah'a karşı harekete geçmesinin ABD güçlerini daha geniş bir çatışmanın içine çekebileceği uyarısında bulundu.
Austin ve Galant ayrıca İran'ın 'İsrail'e saldırması' halinde 'korkunç sonuçlar' doğacağı tehdidinde bulunurken, İsrail'e desteklerini yinelediler. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller 'sınırlı kara harekâtına' karşı olduğunu ifade etmedi ama pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında 'ABD'nin ateşkesi desteklemeye devam ettiğini ancak askeri baskının bazen diplomasiyi mümkün kılabileceğini' savundu.
ABD'nin 'İsrail'in büyük bir kara harekâtına hazırlandığı' yönündeki kaygılarının ortasında Axios'a konuşan Amerikalı bir kaynak, kritik açıklamalarda bulundu. Kaynağa göre, "ABD ve İsrailli yetkililer arasında 48 saat süren üst düzey görüşmelerde İsrailliler, Beyaz Saray'a planın küçük ölçekte uygulanacağı ve İsrail ordusunun geri çekilmeden önce İsrail sınırı yakınlarındaki Hizbullah altyapısını temizlemeye odaklanacağı konusunda güvence verdi". Bu açıklama, yönetimin İsrail'in 2006'da gerçekleştirdiği ölçekte bir işgal beklemediğini ortaya koyuyor.
Axios'a göre Biden yönetimi, 'kara harekâtının stratejik amacını ve Hizbullah'ın sınırın diğer tarafından İsrail topluluklarına saldırma kabiliyetini sürdürememesini sağlama ihtiyacını anlıyor'. Ancak Washington'un İsrail'in anlatısını alenen benimsemesine rağmen, Beyaz Saray yetkilileri müttefiklerinin planına tam olarak ikna olmuş görünmüyor.
Aynı kaynak, Beyaz Saray yetkililerinin İsrailli muhataplarına endişelerini ilettiğini aktarıyor: "Geçici ve coğrafi olarak sınırlı bir operasyon olarak başlayan harekâtın, İsrail'in Lübnan'daki önceki savaşlarında olduğu gibi daha büyük ve uzun vadeli bir şeye dönüşmesinden endişe ediyorlar". Biden yönetimi özellikle, işgalin 'Lübnan vatandaşları arasında Hizbullah'a olan desteği artıracağından' kaygı duyuyor.
İsrail'in aldığı destek sadece siyasi boyutla sınırlı değil. Amerikalı ve İsrailli yetkililer, İsrail'in Hizbullah'a yönelik yoğun hava harekâtı ve Güney Lübnan'da kara harekâtına başlamasının ardından Biden yönetiminin İran'ın olası bir tepkisini 'caydırmak' için askeri güçlerini seferber ettiğini belirtti.
Amerikan basınında yer alan haberlere göre, ABD Savunma Bakanlığı pazartesi günü F-15E ve F-16 uçaklarının sayısını artırmayı planladığını açıkladı. Orta Doğu'ya konuşlandırılan F-22'lerin sayısı ise aynı kalacak. Wall Street Journal'ın haberine göre Washington, F-15E ve F-16'lara büyük önem veriyor çünkü bu uçaklar 'nisan ayında İran'ın İsrail'e düzenlediği füze ve insansız hava aracı saldırısında İran'a ait insansız hava araçlarının düşürülmesinde' kilit bir rol oynadı.
Pentagon ayrıca Abraham Lincoln uçak gemisi savaş grubunu Ortadoğu'da tutarken, USS Harry S. Truman da hafta ortasında bölgeye ulaştı. Yaklaşık 2 bin 200 denizci ve denizciden oluşan bir Deniz Amfibi Hazır Grubu da Akdeniz'de bulunuyor. Savunma yetkilileri, ihtiyaç halinde daha fazla kuvvet konuşlandırmaya hazır olduklarını ifade ettiler.
Çeviri: YDH