YDH- El-Meyadin'e göre, Yemen'in dört bir yanındaki il ve şehirler Lübnan ve Filistin halklarıyla dayanışma amacıyla ''Müslümanların Şehidi'ne Saygı'' ile ''Gazze ve Lübnan ile Zafere Kadar Tek Savaş!” sloganlarıyla düzenlenen kitlesel gösterilere sahne oldu.
Cuma günü Yemen'in Saada, Reyme ve Marib vilayetlerinde büyük gösteriler düzenlendi.
Ayrıca Amran, Taiz Hacce, Ibb, Zemer, el-Cevf ve el-Mehvit vilayetlerindeki çeşitli bölgelerde Filistin ve Lübnan'a destek gösterileri düzenlendi ve İsrail işgalinin her iki ülkede gerçekleştirdiği saldırı ve katliamlar kınandı.
Göstericiler, özgürlük mücadelesi bayrağını taşımaya devam etme konusundaki kararlılıklarını teyit ettiler.
Yemen'deki milyonluk yürüyüşler sırasında güçlü bir açıklama yapan organizatörler, Filistin ve Lübnan halklarına ve Direnişlerine olan sarsılmaz desteklerini ifade ederek, devam eden savaşın süresi ve bedeli ne olursa olsun onları terk etmeyeceklerine söz verdiler.
Bu sözü hem Lübnan halkına hem de muzaffer Hizbullah'a yinelediler.
Bildiride ayrıca Siyonistlere de seslenilerek, peygamberlerin ve salih kişilerin öldürülmesinden sorumlu suçlular olarak kınandı ve Seyyid Nasrullah'ın kaçınılmaz sonlarına kadar onların peşini bırakmayacağı uyarısında bulunuldu.
“Müslümanların Şehidi'ne Saygı...” ve ''Gazze ve Lübnan Zafere Kadar Tek Savaş!” sloganı altında düzenlenen yürüyüşlerde İslam, insanlık ve Kudüs şehidine bağlılık sözü verilerek cihat yolundaki kararlılık teyit edildi.
Ayrıca Yemenliler, işgal altındaki Filistin'de İsrail askeri hedeflerini vuran İran'ın Gerçek Vaad 2 Operasyonu'nun başarıyla yürütülmesinden dolayı İran İslam Cumhuriyeti'ni tebrik etti.
Bu operasyonun düşmanın güç ve üstünlük yanılsamalarını ortadan kaldırdığını ve hava savunmasının “bir örümcek ağından daha zayıf” olduğunu vurguladıklarını açıklayıp övdüler.
Aksa Tufanı'nın ikinci yıldönümü yaklaşırken, Yemenli yürüyüşçüler Filistin halkının ve Direnişinin yanında durma kararlılıklarını yineleyerek desteklerini sürdüreceklerini ifade ettiler.
Perşembe günü İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarının yanı sıra bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldığı bir konuşma yapan Seyyid Abdülmelik el-Husi, Hizbullah Genel Sekreteri şehit Seyyid Hasan Nasrullah'ın “İslami bir sembolizme sahip olduğunu, küresel, bölgesel ve yerel bir etkiye sahip olduğunu” ve özellikle İsrail tehdidine karşı koyma ve işgali yenilgiye uğratma konusunda önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Şehit Seyyid Nasrullah'ın “Filistin'in, Kudüs'ün, Aksa'nın, İslam'ın ve insanlığın şehidi” olduğunu söyleyen Yemen Ensarullah Hareketi lideri, onun öldürülmesini “büyük bir suç” ve tüm İslam ümmeti için bir kayıp olarak niteledi.
Şehidin 40 yılı aşkın bir süredir cihat alanında kendine özgü bir duruş ve olağanüstü bir performansla aktif olarak yer aldığını ve yaklaşık 30 yıl boyunca Hizbullah'a büyük başarılar ve dikkate değer kazanımlarla liderlik ettiğini sözlerine ekledi.
Yemenli lider, Seyyid Nasrullah'ın “yüksek niteliklere ve olağanüstü liderlik zekasına” sahip olduğunu, büyük zaferler elde ettiğini ve hem liderlik hem de inanç açısından örnek bir şahsiyet olduğunu, değerleri, ahlakı ve bilgeliği bünyesinde barındırdığını vurguladı.
Ensarullah lideri ayrıca şehidin halkıyla olan ilişkisine de değinerek, Seyyid Nasrullah'ın toplumu derinden önemsediğini, bunun da halkın rolünün önemine olan inancından ve onlara duyduğu yüksek takdir, onur ve sevgiden kaynaklandığını belirtti.
Seyyid el-Husi'ye göre, Seyyid Nasrullah'ın halkla iletişimi güçlüydü, çünkü mücadelenin en önemli ayağı olarak gördüğü halka gerçekleri açıklamak için her türlü çabayı gösteriyordu.
Seyyid Nasrullah'ın kitlelerle ilişkisinin güçlü olduğunu ve halkın da buna sevgi, saygı ve güvenle karşılık verdiğini vurguladı.