YDH- El-Meyadin'e göre, İran'ın en üst düzey diplomatı Abbas Arakçi, Tahran'ın İsrail saldırganlığına karşı mücadelesinde Lübnan hükümetini, halkını ve Direniş'i destekleme kararlılığını yineledi.
İran devlet medyasının bildirdiğine göre, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, İran'ın, İsrail'i füze yağmuruna tutmasından günler sonra Cuma günü Beyrut'a indi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bageyi “İki milletvekili ve Kızılay Derneği başkanının eşlik ettiği İran heyeti, üst düzey Lübnanlı yetkililerle görüşecek.'' dedi.
Ayrıca İran devlet medyası IRNA'ya göre, Bageyi, İran'ın insani yardımlarının bir parçası olarak Lübnan'a 10 tonluk gıda ve ilaç sevkiyatı yapılacağının altını çizdi.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı, geçen hafta, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadetinden bu yana üst düzey bir İranlı yetkilinin yaptığı bu ilk ziyaretle ilgili olarak “Bir İran uçağı, içinde Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile birlikte Refik Hariri Uluslararası Havaalanı'na indi” dedi.
Uçaktan inen Arakçi'nin planları arasında, Lübnan'ın geçici Başbakanı Necip Mikati ve Meclis Başkanı Nebi Berri ile görüşmek olduğu bildirildi.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsüne göre Arakçi, Lübnanlı yetkililerle yaptığı görüşmelerde bölgenin “dayatılan ve istenmeyen bir savaşa” düşmesini önlemek için küresel birlik ihtiyacını vurguladı ve “İsrail'in Gazze'deki iğrenç suçlarının” Lübnan'da tekrarlanmaması için uyarıda bulundu.
Görüşme sırasında Arakçi, Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah ve diğer masum Lübnan vatandaşlarının terörist ve acımasız İsrail saldırıları sonucu şehit edilmeleri nedeniyle İran hükümeti ve milletinin samimi taziyelerini iletti.
İranlı üst düzey diplomat, Siyonist rejim tarafından işlenen barbarca suçların hacmi ve ciddiyetinin, bu tür eylemlerin ciddi uluslararası suçların açık örnekleri olduğunu kanıtladığını belirtti.
Arakçi, Tahran'ın Tel Aviv rejimine karşı mücadelede Lübnan'a olan sarsılmaz desteğini yineledi.
İran İslam Cumhuriyeti devlet medyasına göre, Arakçi, ''Siyonist işgal rejimine karşı Lübnan ve bölgeyi desteklemek için tüm diplomatik kapasitelerin kullanılmasının önemini'' vurguladı.
Mikati ise Arakçi'ye Lübnan'daki son durum hakkında bilgi vererek İsrail'in saldırgan eylemlerini savaş suçlarının gerçek bir örneği olarak nitelendirdi.
BM Güvenlik Konseyi'nin Siyonist düşmanın tehlikeli maceralarına karşı hareketsiz kalmasından yakınan Lübnan Başbakanı, İsrail'in amansız saldırıları karşısında İran İslam Cumhuriyeti'nin Lübnan hükümeti ve halkına verdiği desteği takdir etti.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, basın toplantısında, ''İran'ın Lübnan'da ateşkesi desteklediğini ancak bunun Hizbullah'ın desteğini alması ve Gazze'deki ateşkesle eş zamanlı olması koşuluyla mümkün olabileceğini'' söyledi.
Muhtemel ateşkesin koşullarını net ve keskin bir şekilde ifade eden Arakçi şunları söyledi:
''Lübnan halkı tarafından kabul edilebilir olması, direniş tarafından kabul edilebilir olması ve üçüncü olarak Gazze'deki ateşkesle eş zamanlı olması koşuluyla ateşkes çabalarını destekliyoruz.''
Beraberindeki bir heyetle İran Büyükelçiliğini ziyaret eden Arakçi, burada İran'ın Beyrut'taki büyükelçilik müsteşarı Müçteba Amani ile de bir araya geldi.
Ziyaretle ilgili olarak Jerusalem Post'un geçtiği haberde şu ifadeler yer aldı:
''İran'ın en üst düzey diplomatı Lübnan'da ama bu Orta Doğu'daki mevcut çatışma için ne anlama geliyor? İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin Beyrut'a gelişi önemli zira bu, İran'ın Hizbullah'a olan bağlılığının bir sembolü.''
Göreve geldiğinden bu yana Lübnan'a ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Arakçi, İran'ın Hizbullah'a olan sarsılmaz desteğini vurguladı ve bombalamalara rağmen Beyrut'ta bulunmasının bu kararlılığı yansıttığını belirtti.
“İran her zaman Lübnan halkının yanında olacaktır” diyen Arakçi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Şundan emin olun ki İran İslam Cumhuriyeti Lübnan'daki dostlarının yanındadır ve yanında olacaktır. Tahran, Lübnan'ı, Şii Müslüman toplumunu ve Hizbullah'ı destekliyor. Benim bunu bizzat söylemek gerekiyordu.” dedi.
İran devlet medyası ziyaretin ikili bir amacı olduğunu bildirdi:
Direniş Ekseni'ni desteklemek ve siyasi ve diplomatik süreçleri korumak.
Fararu Gazetesi, “Arakçi'nin hükümet değişikliğinin ardından Beyrut'u ziyaret etmesi ve BM Genel Kurulu'na İsrail karşıtı bir tutumla katılması, İran İslam Cumhuriyeti'nin politikasının yeni koşullar karşısında bile sabit kalacağının işaretidir” diye yazdı.
Devrim Muhafızları Komutan Yardımcısı Ali Fedavi, Tel Aviv'i, İsrail'in saldırmak gibi bir hata yapması halinde üç elektrik santralini ve petrol rafinerilerini vurabileceği konusunda uyardı.
Fedavi “Eğer İsrail bir hata yaparsa tüm enerji tesisleri, rafinerileri ve gaz sahaları vurulacaktır. İran birçok ekonomik merkezi olan büyük bir ülke, İsrail'in ise 3 enerji santrali ve birkaç rafinerisi var ve biz bunları aynı anda vurabiliriz” dedi.
İran'ın “İsrail ”e yönelik saldırısına da değinen Arakçi, bunun Birleşmiş Milletler ilkeleri uyarınca meşru bir nefsi müdafaa eylemi olduğunu vurguladı.
İranlı diplomat Tahran'ın sadece askeri ve güvenlik tesislerini hedef aldığının altını çizdi.
Saldırıyı ülkesinin başlatmadığını vurgulayan diplomat, İran'ın eylemlerini “İran topraklarının, Şam'daki büyükelçiliğimizin ve İran'ın çıkarlarının hedef alınmasına bir yanıt” olarak nitelendirdi.
Lübnan seyahati sırasında da, Abbas Arakçi, İsrail'e karşı daha sert bir misilleme sözü de verdi.
Arakçi “İran saldırılara devam etmeyi planlamıyor, ancak İsrail Tahran'a karşı herhangi bir eylemde bulunursa, yanıt daha sert olacaktır” dedi.