YDH - Filistinli direniş örgütleri, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonunun birinci yıldönümü vesilesiyle bugün Gazze Şeridi'nde önemli bir toplantı gerçekleştirdiklerini açıkladı. Örgütler, bu kahramanca mücadelenin İsrail ile olan savaşta stratejik bir değişime yol açtığını vurguladı.
Yapılan ortak açıklamada, İsrail'in Filistin ve Lübnan halklarına, ayrıca Arap ve İslam dünyasına karşı soykırım savaşının devam ettiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İşgalci İsrail, Gazze'de süregelen yerleşim faaliyetleri, kesintisiz saldırılar ve saha suikastlarının yanı sıra, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimcilerin taşkınlıkları, Kudüs'ün Yahudileştirilmesi ve ebedi başkentimizdeki Filistin varlığının yok edilmesine yönelik girişimlerini sürdürüyor. Filistin halkına karşı en iğrenç öldürme, açlığa mahkûm etme, yerinden etme ve yaşamın tüm yönlerini sistematik olarak yok etme şeklindeki saldırganlığına devam ediyor."
Açıklamada ayrıca, İsrail'in Mescid-i Aksa'nın dini ve coğrafi yapısını değiştirmeye çalıştığı, işgal altındaki Filistin topraklarında ırk ayrımcılığı uyguladığı ve İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutsakların işkence ve insanlık dışı muamelelere maruz kaldığı kaydedildi.
Filistinli örgütler, bu duruma karşı Filistin halkını ve direnişini selamlayarak, "işgalin Filistin kimliğini ve varlığını hedef alan planlarını ve tasfiye projelerini boşa çıkardıklarını" belirtti.
Açıklamada, Aksa Tufanı operasyonunun "işgalci İsrail ile olan savaşta stratejik bir değişime yol açtığı ve onun gerçek yüzünü tüm dünyaya gösterdiği" değerlendirmesi yapıldı. Ayrıca, bu operasyonun "Siyonist işgal ve destekçilerinin projelerine karşı koymanın doğal bir sonucu olarak gerçekleştiği" ifade edildi.
Diğer yandan Filistinli örgütler, direnişin meşru bir hak olduğunu ve "başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devleti kurma" hedefinin devam ettiğini vurguladılar. Açıklamada, "Direnişin tüm kanatlarıyla en iyi durumda olduğu ve tüm cephelerde yüksek düzeyde bir koordinasyon içinde çalıştığı" belirtildi.
Gruplar, savaş sonrası dönemle ilgili olarak, "kendi kaderini tayin etme hakkının yalnızca Filistin halkına ait olduğunu" ve bu konunun "sadece Filistin masasında tartışılabileceğini" vurguladılar. Ayrıca, "ulusal uzlaşı ve Filistin halkının kararı dışında alternatif bir yönetim oluşturma girişimlerinin işgal rejimi gibi muamele göreceği" uyarısında bulundular.
Açıklamada, "Gazze Şeridi'nden tamamen çekilme, geçişlerin açılması, ablukaya son verilmesi, yeniden inşa ve kapsamlı bir esir takası anlaşması yapılması gibi talepleri karşılanmadan hiçbir anlaşma ya da mutabakata varılmayacağı" ifade edildi.
Filistinli örgütler, Filistin halkına ve özellikle Batı Şeria, Kudüs ve işgal altındaki diğer bölgelerdeki direnişçilere "kapsamlı direnişi, özellikle de silahlı direnişi tırmandırma" çağrısında bulundu.
Bu çağrının amacı, "soykırımı durdurmak, Mescid-i Aksa'yı korumak, Kudüs'ün Yahudileştirilmesini ve yeni yerleşimleri engellemek, ırk ayrımcılığına son vermek ve Filistinli tutukluların maruz kaldığı insanlık dışı muameleyi durdurmak" olarak açıklandı.
Son olarak, Filistinli gruplar "Moskova ve Pekin toplantılarının çıktılarını tamamlayacak kapsamlı bir ulusal diyalog düzenlenmesi" çağrısında bulundu. Bu diyaloğun amacı, "Filistin halkının topraklarını özgürleştirme ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti kurma arzularını gerçekleştirmek" olarak dile getirildi.