YDH- El-Meyadin'e göre, işgal altındaki Nakab'dan bir Filistinli Birüssebi'de bıçaklama ve ateş etme yoluyla çifte fedai operasyonu gerçekleştirdi.
İsrail basınında yer alan haberlere göre, Pazar günü Birüssebi'de Nakab'ın Hura köyünden bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen çifte silahlı ve bıçaklı saldırıda İsrailli bir sınır muhafızı polisi öldü, 13 kişi de yaralandı.
Operasyonu gerçekleştiren Ahmet Said el-Akabi, işgal güçlerinin kurşunlarıyla şehit oldu.
Kanal 14'e göre, ölen İsrail Sınır Muhafızlarından bir kadın askerdi ayrıca, yaralıların ağır yaralandığı bildirildi.
Kanal 12, operasyonu tehlikeli olarak nitelendirerek, operasyonun işgal altındaki Kudüs'ün güneybatısındaki Birüssebi'deki merkez otobüs terminalinde 3 farklı noktada gerçekleştiğini açıkladı.
İsrail medyası operasyonun “çok zor ve karmaşık” olduğuna dair endişelerini dile getirirken, işgal polisi “bu konuda herhangi bir istihbarat uyarısı olmadığını” duyurdu.
[video]
Filistinli Mücahitler Hareketi operasyonu kutsayarak, bunun işgalin işlediği soykırım suçlarına ve Filistin ve Lübnan halklarına yönelik acımasız saldırganlığına verilen doğal tepkiler çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı.
Hareket, bu nitelikli operasyonların “işgalin güvenlik ve istihbarat servislerine yeni bir güvenlik darbesi” olduğunu belirterek, işgalin “beklenmedik yerlerden gelecek dalgalara ve çatışmalara hazırlıklı olması ve halkımızdan ve direnişinden her yerde daha fazla operasyon ve saldırı beklemesi gerektiğini” belirtti.
Tüm Filistin halkına işgalle yüzleşme ve ona karşı devrimci eylem çağrısını yineleyerek “işgalin sadece silahın ve gücün dilinden anladığını” hatırlattı.
Filistin'deki Direniş Komiteleri de operasyonu kutsayarak, bunun “işgalci varlığa ve onun suçlu liderlerine ateş ve barutla bir mesaj olduğunu, yani halkın devrimcilerinin ve Filistin, Lübnan, Irak, Yemen ve İran'daki direniş savaşçılarının, başta şehitler İsmail Heniye ve Seyyid Hasan Nasrullah olmak üzere şehitleri ve liderleri için kutsal ve zorunlu intikamlarından vazgeçmeyeceklerini” vurguladı.
Ayrıca bunun “İsrail'in güvenlik, askeri ve istihbarat sistemine yankılanan bir tokat ve yıkıcı bir darbe olduğunu ve varlığın kırılganlığını ve zayıflığını teyit ettiğini” ifade etti.
Ahrar Hareketi de bu kahramanca operasyonun “direnişin sürekliliği, kollarının genişliği ve ne zaman ve nasıl isterse saldırabileceğine dair açık bir mesaj ve İsrail güvenlik sistemine bir darbe” olduğunu teyit etti.