YDH- Hizbullah aşağıdaki açıklamayı yayınladı:
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
{Kendileriyle savaşa girişilenlere, zulme uğradıklarından dolayı savaşmaya izin verildi ve şüphe yok Allah'ın, onlara yardım etmeye gücü yeter elbette.}
Bugün, 1948'den bu yana bu mazlum halkın başına gelen saldırganlık, adaletsizlik ve işgale karşı Filistin Direnişinin iradesinin ortaya konduğu kahramanca Aksa Tufanı Operasyonunun ve bunu takip eden savaşların, trajedilerin ve yıkımın üzerinden tam bir yıl geçti.
Bu operasyonun, işgal sona erdirilerek adalet sağlanana ve Filistin halkı nehirden denize kadar özgür ve bütünlüklü toprakları üzerindeki meşru hakkını elde edene kadar bölgedeki genel durum üzerinde tarihi etkileri ve stratejik sonuçları olacaktır.
Bu tarihi vesileyle aşağıdaki hususları vurgulamak isteriz:
Filistin halkının meşru haklarını geri almak ve işgali ortadan kaldırmak için işgale karşı her türlü yolla direnme hakkı vardır.
On binlerce Filistinlinin şehit olmasına ve Gazze Şeridi'nin eşi benzeri görülmemiş bir vahşetle yıkılmasına yol açan işgalin acımasızlığına ve saldırganlığına rağmen, bu baskıcı ve gaspçı varlık, Amerikan desteği olmadan hayatta kalmaya devam edemeyecek kadar zayıf ve kırılgan bir varlık olduğunu kanıtlamıştır.
Bu geçici Siyonist varlığın bölgemizin kültürel, sosyal ve insani dokusunda yeri yoktur. Ne kadar uzun sürerse sürsün ortadan kaldırılması gereken kanserli ve saldırgan bir varlık olmaya devam etmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri ve onun dünyadaki ve bölgedeki vekilleri ve araçları, işgalci rejimin Filistin ve Lübnan halklarına ve bölge halklarına yönelik saldırganlığının ve işlediği suçların ortağıdır ve işlenen cinayetlerin, işlenen suçların, adaletsizliğin ve yıkıcı insani trajedilerin tüm sorumluluğunu taşımaktadır.
Yaşadıkları acı ve ıstıraplara rağmen bir yıl boyunca sabır, tahammül ve kahramanlıkla direnen Filistin halkının kararlılığını ve yiğit direnişini takdir ediyoruz. Hakikaten de onlar zaferi hak ediyorlar.
Sevgili Yemen ve mukaddes Irak'taki destek cephelerinde kardeşlerimiz olan Mücahitlerin güç ve cesaretini, İran İslam Cumhuriyeti'nin Filistin ve Lübnan halklarını desteklemek için işgal varlığının derinliklerini füzelerle vurmak için aldığı tarihi kararı ve Siyonist düşmanla bu açık çatışmanın tabiatı üzerindeki önemli etkilerini ve büyük sonuçlarını kutsamaktayız.
Hizbullah'ın 8 Ekim'de Filistin halkını ve onurlu direnişini desteklemek için destek cephesi açma kararı, hakikatin, adaletin ve tam insanlığın yanında duran bir karardır.
Aynı zamanda Lübnan'ı ve halkını savunmaya yönelik bir karardır.
Direnişimiz ve halkımız, liderlik, askeri ve maddi yapıları; yüz binlerce güvenli sivilin zorla yerinden edilmesi ve özel mülk ve binaların ağır tahribatı nedeniyle ağır ve maliyetli bir bedel ödedi.
Düşman suçlarına ve saldırganlığına sınır tanımadan devam ediyor.
Bununla birlikte, Allah'ın izniyle, Direnişimizin saldırganlığı engelleme kabiliyetine güveniyoruz; büyük ve Dirençli halkımızın bu felaket ortadan kalkana kadar sabrına, kararlılığına ve tahammüllüne güvenimiz var.
Zorluktan sonra kolaylık ve sıkıntıdan sonra ferahlık görüyoruz.
Yenilgiler dönemi geçti ve Allah'ın Zaferi yani Nasrullah geldi.
{Allah, bunu ancak size bir müjde olsun da yürekleriniz yatışsın diye yapmıştır ve yardım, ancak hüküm ve hikmet sahibi Allah'tandır.}