YDH- İsrail'in Yemen'in liman kenti Hudeyde'ye düzenlediği hava saldırıları Temmuz ayından bu yana 155 kişinin ölümüne ve yaralanmasına, hayati önem taşıyan limanda 20 milyon dolardan fazla hasara neden oldu.
Limanın yakıt depolama kapasitesinin çoğu yok edildi ve dört milyon kişi elektriksiz kaldı; insan hakları grupları “orantısız” baskınların savaş suçu anlamına gelebileceği uyarısında bulundu.
İsrail bu yıl iki kez Yemen'i bombaladı ki, bu saldırının en sonu pazar günüydü ve her ikisinde de F-35 savaş uçaklarını kullandı.
İngiltere'nin önemli haber kuruluşlarından olan Declassified UK’e göre, İngiliz üreticiler, fırlatma koltuğu ve arka gövde de dahil olmak üzere her F-35'in %15'inden fazlasını “önemli ölçüde” üretmekte.
Declassified, Keir Starmer hükümetinin, “sivillerin zarar göreceği endişesiyle” diğer savaş uçaklarının tedarikini dondurmasına rağmen, İngiliz firmalarının İsrail tarafından kullanılmak üzere F-35 parçaları ihraç etmesine izin vermeye devam ettiğini bildirdi.
İsrail'in 20 Temmuz'da Yemen'e karşı düzenlediği ilk hava saldırısında Hudeyde limanındaki en az 33 petrol depolama tankı ve iki nakliye vinci zarar görmüş, ayrıca, şehrin el-Ketib'deki merkezi elektrik santrali de vurulmuştu.
Limanın 150 bin tonluk yakıt depolama kapasitesinin büyük bir kısmı ateşe verildi. Saldırılar büyük patlamalara ve günlerce süren geniş çaplı yangınlara neden oldu.
Dokuz sivilin ölümüne ve 83 sivilin yaralanmasına neden olan bu saldırı, ocak ayından bu yana Yemen'de gerçekleştirilen tüm ABD-İngiltere saldırılarından daha fazla sivilin zarar görmesine yol açtı.
İsrail rejiminin pazar günkü saldırıları da benzer şekilde, aralarında el-Ketib'in tekrar vurulmasının da bulunduğu üç elektrik santralini ve Hudeyde şehrinin kuzeyindeki Ras İsa limanında bulunan dört yakıt depolama tankını hedef aldı.
'Ağlamaları dayanılmazdı'
Saldırılar Hudeyde vilayeti genelinde elektrik arzını felce uğrattı ve Yemen'in en sıcak ve nemli yerlerinden birinde kapasite elektrik ihtiyacının sadece %25'ine düştü.
Sıcaklık ve açlık, çocukların acısını daha da artırırken, elektrik kesintisinin ölümcül olma ihtimali de bulunuyor.
Pazar günkü saldırıların ardından Hudeyde sakini Muhammed Salih Yemenli insan hakları örgütü Mevatana'ya şunları söyledi: “Elektrikler kesildikten sonra sıcaktan bütün gece uyuyamadım ama asıl kalbimi kıran beş aylık kızımın vücudunun isilik içinde olduğunu görmek oldu. Acıdan ağlaması dayanılmazdı.”
Yemen'in atardamarı
İsrail'in sürekli hedefi olan Hudeyde, Yemen'in buğday, pirinç ve şeker gibi temel gıda maddelerinin %90'ının ithal edildiği bir liman.
BM Gıda ve Tarım Örgütü bültenine göre Hudeyde üzerinden yapılan buğday ithalatı, İsrail'in hava saldırıları nedeniyle Ağustos ayında Temmuz ayına göre %54'ten fazla azaldı.
Uluslararası uzmanlar tarafından hazırlanan ve bu ay sonuna kadar Hudeyde'de iki ilçenin daha kıtlık koşullarına gireceğini öngören bir rapora göre, Hudeyde vilayetindeki iki ilçe halihazırda kıtlık koşullarında yaşıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, İsrail'in 20 Temmuz'da Hudeyde'yi bombalamasını “sivillere yönelik, gıda ve insani yardım için limana bel bağlayan milyonlarca Yemenli üzerinde uzun vadeli bir etki yaratabilecek, açıkça hukuka aykırı, ayrım gözetmeyen veya orantısız bir saldırı” olarak nitelendirdi.
İnsan hakları grubu, aralarında İngiltere'nin de bulunduğu İsrail'in müttefiklerine “İsrail'e askeri yardım ve silah satışlarını askıya almaları” çağrısında bulunarak, “İsrail hükümetine silah sağlamaya devam eden ülkelerin savaş suçlarına ortak olma riski taşıdığı” uyarısında bulundu.
Yemenli hak gözlemcisi Mevatana, pazar günü sivil altyapıya, özellikle de Hudeyde'deki enerji tesislerine yönelik saldırıların “savaş suçu anlamına gelebileceğini” söyledi.
Sivil katliamı
Declassified, F-35 savaş uçaklarının montajının Lockheed Martin tarafından ABD'de yapılmakta olup, küresel tedarik zincirinin İngiltere'ye kadar uzandığını belirtti.
Silah devi BAE Systems şunları söyledi: “[Uçağın] düzinelerce kilit bileşeninde İngiliz yaratıcılığı bulunuyor.”
Gelişmiş jetler İsrail'in 42 binden fazla Filistinlinin ölümüne neden olan ve bir yıldır süren Gazze'ye yönelik yıkıcı bombardımanının merkezinde yer alıyor.
Bu uçaklar son dönemde Lübnan’daki katliamlarda ve Suriye'deki saldırılarda da kullanıldı.