YDH - Bölgedeki artan gerilim ortamında, ABD'nin en gelişmiş balistik füze savunma sistemlerinden biri olan Terminal Yüksek İrtifa Alan Savunmasını (THAAD), işgal altındaki Filistin topraklarına konuşlandıracağı bildiriliyor. Bu adım, İsrail'in Sadık Vaad-2 operasyonuna bir karşılık olarak, İran'ın beklenen büyük çaplı balistik füze saldırılarına karşı İsrail rejiminin savunma kapasitesini artırmayı hedefliyor.
İranlı yetkililer, İsrail rejimi ve müttefiklerine yönelik herhangi bir askeri provokasyonun “ezici” bir yanıtla karşılaşacağı konusunda açık uyarılarda bulunuyor.
Press TV, ABD'nin söz konusu adımını ve İran'ın alternatiflerini ele aldı.
Pek çok askeri analist, THAAD'ın İsrail işgali altındaki topraklara konuşlandırılmasının, İsrail'in çok övülen hava savunma sistemlerinin, İran’ın gelişmiş füze teknolojisi karşısında etkisiz kaldığını gösterdiğine inanıyor. THAAD, İsrail'in mevcut Arrow-3, Arrow-2 ve David's Sling (Davud'un Sapanı) sistemlerine kıyasla daha gelişmiş bir çözüm sunsa da maliyetinin oldukça yüksek olduğu biliniyor.
THAAD sistemi için kritik olan bir diğer bileşen ise, İsrail ordusu tarafından hâlihazırda kullanılan gelişmiş balistik füze savunma sensörü X-Band AN/TPY-2 radar sistemi.
Bu hafta başında İran devlet televizyonu IRIB, THAAD sistemine entegre taşınabilir Raytheon X-band radarının, Sadık Vaad-22 operasyonu sırasında İsrail askeri hedeflerine düzenlenen füze saldırısından dakikalar önce İran güçleri tarafından devre dışı bırakıldığını gösteren görüntüler yayımladı.
Bu olay, İran’ın Hayber Şekan-2 füzesiyle THAAD sistemini tamamen etkisiz hale getirip hedeflerine ulaşma kabiliyetini ortaya koyuyor. Hayber Şekan-2'nin süzülme aşamasında yarattığı ısı izine rağmen, füze THAAD bataryalarından kaçmayı ve hedefini vurmayı başarıyor.
Amerikan askeri personelinin bu bataryaları kullandığı göz önüne alındığında, İran doğrudan bu personeli hedef almaktan kaçınabilir ve bunun yerine angajman menzilinin dışında kalarak THAAD sistemini aşmayı tercih edebilir. Fakat bazı askeri uzmanlar, İran'ın bu bataryaları işleten kuvvetleri hedef almasının, ABD’nin doğrudan bir müdahalesine yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Hayber Şekan-2, THAAD'ı atlatabilecek kadar gelişmişken, Hayber Şekan-1 de THAAD'ın atmosfer içindeki angajman zarfının sınırına yakın yerleri hedefleyerek sistemi etkisiz hale getirme potansiyeline sahip.
THAAD’ın ileri teknolojisine rağmen, maliyetinin yüksek olması ve İran’ın geniş balistik füze cephaneliğiyle karşılaştırıldığında önleyici füze sayısının sınırlı kalması, sistemin etkinliğini düşürüyor.
Sonuç olarak, THAAD'ın İsrail rejimine katkısı, ek radar desteği sağlamak ve Nevatim Hava Üssü gibi yüksek öncelikli bölgeleri daha az gelişmiş füze tehditlerine karşı korumakla sınırlı kalabilir.
Ancak, Hayber Şekan-2 gibi daha gelişmiş tehditlerle karşılaştığında, sistemin etkinliği bariz şekilde azalıyor.