YDH - Mısır, Washington’a İsrail’in Hizbullah’a dair değerlendirmesinin hatalı olduğunu bildirdi. ABD'nin bölgede gerilimi azaltma çabaları, net garantiler olmadan sonuçsuz kalıyor.
El-Ahbar gazetesine konuşan konuya aşina kaynaklar, ABD ve Fransa’nın Lübnan’da hızlı bir anlaşmaya varma girişimlerine dair sızan bilgiler anlam ifade etmiyor.
Kaynaklar, bu temasların Batı’nın Hizbullah’ın gerçek durumu ve eylül ortasından beri süren savaştan ne ölçüde etkilendiğini öğrenme amacını taşıyan çabaların ötesine geçmediğini vurguladı.
Ayrıca, rejim tarafından yapılan açıklamaların ve adımların yeni bir gerilim dalgası çerçevesinde ele alınması gerektiği belirtildi.
Kaynaklar, birkaç gün önce medyadan uzak gerçekleşen görüşmelerin ABD ve İsrail ile bağlantıları olan iki Arap başkentinde yapıldığını ve görüşmenin "gerilimi düşürmek için uygun koşullar yaratmaya" odaklandığını ifade etti.
Bu temaslar, Hizbullah’ın Hayfa veya Tel Aviv’e saldırmama sözü vermesi karşılığında İsrail’i Beyrut ve güney banliyölerine yönelik saldırıları durdurmaya ikna etmeye yönelik yarım kalmış bir girişim olarak tanımlandı.
Bununla birlikte, başkentteki ve Dahiye'deki sakinliğin yalnızca siyasi müzakerelerle açıklanamayacağı ve Siyonist rejimin bu bölgeleri hedef almayacağına dair ne ABD’den ne de İsrail’den kesin bir garanti verilmediği vurgulandı.
Uluslararası taraflarca çeşitli yönlerde baskılar yapılıyor. En önemlisi, ABD’nin Lübnan hükümetinden Beyrut Uluslararası Havaalanı ile Beyrut, Trablus, Sayda ve Sur limanlarına yönelik bir dizi prosedürel şartın uygulanmasını istemesi ve Suriye ile sınır geçişlerinin yanı sıra küçük limanların kapatılması talepleri söz konusu.
Kaynaklara göre, Siyonist rejim Hizbullah ve diğer siyasi güçlere yönelik baskılarını artırırken, Lübnan sınırı boyunca asker sayısını ciddi şekilde artırmak zorunda kaldı ve bu durumu sınırdaki çatışmalardan uzaklaştırmaya çalışıyor.
Rejimin, Hizbullah hedeflerine veya önde gelen isimlerine saldırı bahanesiyle Lübnan’ın çeşitli bölgelerine yönelik yeni bir şiddet dalgası başlatması bekleniyor.
Kaynaklar, BM Genel Sekreteri veya Güvenlik Konseyi tarafından Filistin sınırının 5 kilometre kuzeyine çekilme kararı alınmayacağı netleşince, Siyonist rejimin UNIFIL askerlerine gözdağı vermeye devam ettiğini belirtti.
Rejimin bu baskıları, ülkelerin kendi hükümetlerine güneyden çekilme baskısı yapması amacıyla uyguladığı ifade edildi.
Lübnanlı yetkililer, İsrail’in sınır boyunca 5 kilometre derinliğinde bir tampon bölge kurmayı hedefleyen projeden haberdar.
Bu bölge, yalnızca uluslararası güçler ve Lübnan ordusundan değil, aynı zamanda tüm Lübnanlı sivillerden, resmi ve özel sağlık kurumlarından da arındırılacaktır.
İsrail, kuvvetlerinin bu bölgeyi birkaç hafta içinde tamamen işgal edebileceğini varsayıyor.
Bunun yanı sıra, rejim bu bölgeyi güvenlik açısından serbest bir bölge olarak görerek tek başına kontrol etmek istiyor ve güney Lübnan’daki güvenlik düzenlemeleri konusunda BM’nin 1701 sayılı kararına köklü değişiklikler getiren yeni bir anlaşmaya varılıncaya kadar bölgeyi kontrol altında tutmayı planlıyor.
Mısır ve Katar arasındaki koordinasyonun son dönemde artması dikkat çekici. Her iki taraf da ABD’nin İsrail’in Gazze’de yaptığı gibi Lübnan’da da benzer bir operasyon gerçekleştirmesine izin vereceğinden endişe ediyor.
Mısırlı yetkililer, özellikle İsrail’in senaryolarının ciddiyetine vurgu yaparak ABD’yi uyardı. Mısırlılar, İsrail’in Lübnan’da yeni bir imha savaşı başlatmaması durumunda, rejimin önerdiği senaryonun gerçekleşemeyeceğini belirtiyor.
Mısır İstihbaratı, Washington’a İsrail saldırılarının ardından Hizbullah’ın askeri yapısının büyük zarar görmediğine dair ellerindeki bilgileri sundu ve ABD’nin İsrail’in değerlendirmelerine fazla güvenmemesi gerektiğini vurguladı.
Gazze'de bir yıldır süren savaşın, Hamas'ın Gazze'nin her bölgesinde büyük askeri varlık bulundurmaya devam ettiğini gösterdiği ifade edildi. Hizbullah’ın ise hem kabiliyetlerinin hem de sayısının Filistinli direniş örgütlerinin çok daha ötesinde olduğu belirtildi.
İşgal altındaki Filistin’in kuzeyinde görev yapan yabancı muhabirler, İsrail’in kuzey cephesine gönderdiği takviye kuvvetlerin tamamının Lübnan sınırına yönlendirilmediğini bildiriyor.
İsrail’in kara kuvvetlerini ve zırhlı araçlarını Golan Tepeleri’ne doğru kaydırdığı ve sınır bölgesinde çalışmalar yürüttüğü belirtiliyor.
Bununla beraber, İsrail askeri sansürünün Golan Tepeleri’nde gerçekleşen hareketlerle ilgili bilgi paylaşımını engellediği de bildirildi.
Lübnan tarafında ise, İsrail’in işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri bölgesindeki hareketliliğinin arttığı ve bu bölgede sınırlı bir kara operasyonu hazırlığı yapıldığına dair sızıntılar gündeme geldi.
İsrail’in Golan’daki üslerine yeniden konuşlandırdığı kuvvetlerin bir kısmının, Hizbullah’ın insansız hava araçlarıyla hedef alınan bölgelere yerleştirildiği ve bu bölgelerde sürekli bombalamalar yaptığı ifade ediliyor.