YDH - Hamas’ın siyasi büro başkanı Yahya Sinvar’ın şehadeti, Filistin Direnişi açısından bir lider kaybı anlamına gelse de İsrail’in Gazze’de karşı karşıya kaldığı zorluklar nedeniyle Hamas’ın zayıfladığı söylenemez.
Georgetown Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi profesörlerinden Daniel Byman, Foreign Policy’de yazdığı makalede, Hamas’ın İsmail Heniyye ve Muhammed Dayf gibi önemli liderlerini kaybetmesine rağmen, daha az deneyimli ancak göreve hazır yeni üyeler yetiştirdiğini belirtiyor.
Byman’a göre, Sinvar'ın şehadeti, ateşkes ihtimalini artırabilir. Zira Sinvar, İsrail’e karşı daha "saldırgandı" ve stratejisi, işgal rejiminin dünya çapında itibar kaybetmesine ve ABD ile ilişkilerine zarar vermesine dayanıyordu.
Byman ayrıca, İsrail’in Gazze’ye dönük soykırım harekatının, direnişin gelecekteki liderleri için acımasız bir düşmanla karşı karşıya kalmanın tehlikelerini hatırlatan bir uyarı olduğunu ifade etti.
42 binden fazla Filistinliyi katleden İsrail, Hamas direnişçilerinin üçte birini öldürdüğünü öne sürse de Byman, Hamas’ın toparlanıp yeniden inşa sürecine geçmekte avantaj sağlayabileceğini dile getirdi.
Öte yandan, yeni liderler direniş faaliyetlerini daha da yoğunlaştırmayı seçebilir. Sinvar’ın liderliğinde Hamas, İsrail’e ciddi zararlar verdi, Filistin davasını canlandırdı ve İsrail’in küresel imajını zedeledi.
Savaşta çok sayıda lider, direnişçi ve sayısız Filistinli hayatını kaybederken, direniş üyeleri arasında güçlü bir intikam duygusu da gelişti.
Rejimin acımasız saldırılarına rağmen Byman, “Hamas’ın bir direniş hareketi olarak varlığını sürdürdüğünü” ve liderlerinin öldürülmesinin ardından tekrar toparlanabildiğini vurguladı.
Aynı zamanda uzman, Başbakan Benyamin Netanyahu’nun İsraillilerin esir değişim taleplerini göz ardı etmeye devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Üst düzey bir Filistinli kaynak, geçtiğimiz ay el-Meyadin televizyonuna yaptığı açıklamada, Hamas’ın ulusal birlik hükümeti kurulmasının en önemli önceliği olduğu yönündeki tutumunu kararlılıkla sürdürdüğünü söylemişti.
Kaynak, Hamas’ın bu tavrını tüm Filistinli direniş örgütlerine ilettiğini ve bu kritik dönemde iş birliğine duyulan ihtiyacı vurguladığını belirtmişti.
İsrail’in devam eden saldırıları karşısında Hamas, Cibaliye ve kuzey Gazze’deki katliamları kınayarak bunları, “İsrail işgalinin başarısızlığının ve acizliğinin” açık bir göstergesi olarak nitelendirdi.
Aksa Tufanı'nın yıldönümünde Hamas, 7 Ekim’i mücadelesinde çok önemli bir an olarak tanımlamış ve bunu, Filistin davasını ortadan kaldırmaya yönelik Siyonist girişimlere karşı doğal bir yanıt olarak nitelendirmişti.