YDH - The Guardian’da yayımlanan makalede, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Gazze ve Lübnan’da bir ateşkes arayışında olmadığı belirtildi.
Makalede, Hamas lideri Yahya Sinvar’ın şehit edilmesinin bir ateşkese zemin hazırlayacağı iddialarına karşı çıkıldı.
Makalede Netanyahu, “ABD ve İngiltere’den tedarik edilen silahların gücünü kullanarak kaos ve yıkımdan zevk alan pervasız bir saldırgan” olarak tanımlandı.
The Observer’ın dış ilişkiler yorumcusu Simon Tisdall tarafından kaleme alınan makaleye göre, Netanyahu ve müttefikleri devam eden savaşı kazandıklarına inanıyor.
Ancak bu eylemlerin uzun vadede ciddi sonuçları olacağı vurgulanıyor. Makale, Netanyahu’nun bir sonraki hedef olarak İran’a odaklanmaya başladığını belirtiyor.
Makaleye göre, Netanyahu siyasi istikbalini garanti altına almak için azami güç ve baskı elde etmeye çalışıyor.
Hamas’ın lider kadrosunun büyük oranda yok edildiği iddialarına rağmen, İsrail’in Gazze’nin kuzeyine yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı ifade ediliyor.
Makalede, Netanyahu’nun Cibaliya gibi harap olmuş bölgelerdeki yüksek sivil kayıplardan kaynaklanan uluslararası tepkilere rağmen geri adım atmadığı belirtiliyor.
Tisdall, Netanyahu’nun Gazze’de çatışmanın sona ermesinden sonra ne olacağına dair tutarlı bir plana sahip olmadığını, fakat İsrail’in kontrolünü en üst seviyeye çıkarma niyetinde olduğunu kaydediyor.
Öte yandan Haaretz’e göre Netanyahu, İsrailli askeri liderler ve ABD’li yetkililerin Sinvar’ın şehit edilmesini esir takası için koz olarak kullanma önerilerini reddetti.
Rejimin müzakere heyetinden bir kaynak, durumun değişmediğini ve suikastın Hamas’ın direncini kırmadığını ifade etti: “Savaşın hedefleri değişmedi; dolayısıyla savunma teşkilatına verilen emirler de aynı kaldı.”
The Guardian’a göre, Netanyahu hem siyasi hem de askeri cephede BM’ye karşı saldırganlığını artırıyor.
Geçtiğimiz ay BM Genel Kurulu’nda çatışmacı bir konuşma yapan Netanyahu, Lübnan’daki BM barış gücü UNIFIL’e düzenlenen saldırılardan sorumlu tutuluyor.
Bu saldırılarda barış gücü askerleri yaralanmış ve Lübnan ordusu da etkilenmişti.
Makalede, BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı çerçevesinde ateşkesi sağlamakla görevlendirilen ABD barış elçisi Amos Hochstein’ın, pazartesi günü Beyrut’a vardığı anımsatıldı.
Ancak Hochstein’ın önerisi, Siyonist rejimin tehdit hissettiği her durumda yeniden askeri müdahalede bulunma hakkını talep ediyordu.
Bu talep, Lübnan’ın egemenliğini zedelediği gerekçesiyle reddedildi.
Gazete, Netanyahu’nun Hizbullah’a hem askeri hem de örgütsel olarak mümkün olduğunca fazla zarar vermek için uluslararası baskılara rağmen harekete geçmeye kararlı olduğunu vurguladı.
Makaleye göre, Netanyahu’nun giderek artan saldırganlığı karşısında, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Netanyahu’yu İsrail’in İran’a yönelik olası bir misilleme saldırısının boyutlarını ve sonuçlarını sınırlandırmaya ikna etmeye çalışıyor.
Makalede, ABD Başkanı Joe Biden’ın 5 Kasım seçimleri öncesinde İsrail’e karşı sert bir adım atmayacağının Netanyahu tarafından bilindiği ifade edildi.
Özellikle ABD’de Demokratların oy kaybetmesine neden olabilecek herhangi bir silah kesintisi ya da yaptırımın şu an için söz konusu olmadığı vurgulandı.
Biden’ın en büyük endişesinin, İsrail ve İran arasında patlak verebilecek bir çatışmanın ABD’yi yeni bir Orta Doğu çıkmazına sürüklemesi olduğu kaydedildi.
Makalede, yaklaşan ABD seçimlerinin Netanyahu’nun asıl odak noktası olduğu ve stratejilerini bu doğrultuda şekillendirdiği öne sürüldü.
Netanyahu’nun, ABD seçimlerinde Donald Trump’ın kazanmasına yönelik bir beklenti içinde olduğu ve bu nedenle zaman kazanmaya çalıştığı öne sürülen makalede, aynı zamanda Netanyahu’nun İran’ın beklenen saldırıya vereceği yanıtın bu planları altüst edebileceği uyarısında bulunuldu.
Gazete, Netanyahu’yu “acımasız, umursamaz bir kumarbaz” olarak tanımlarken, önümüzdeki günlerde bu agresif taktiklerinin İsrail’e geri tepebileceğine işaret etti.