YDH - İsrail'in işgali altındaki bölgelerde görev yapan yabancı gazeteciler, ordu tarafından bazı gazetecilere sızdırılan bilgilerin, Lübnan'da yürütülen harekatla ilgili olarak hem halkın hem de siyasi düzeydeki beklentileri yeniden şekillendirmeyi amaçladığını belirtiyor.
Söz konusu gazetecilere göre, uygulanan sıkı sansür artık eskisi kadar etkili değil.
El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre kuzeydeki askeri birliklerin açıkça hareket etmesi ve bu hareketlerin halk tarafından gözlemlenmesi, haberlerin kontrol edilmesini zorlaştırıyor.
Gazze'deki gibi haber akışını engellemek kolay değil; zira yaralı ve ölü askerlerin hastanelere taşınması göz önünde yapılıyor, ayrıca askeri üslerin bombalanması da herkesin gözü önünde gerçekleşiyor.
İsrail ordusu gazetecileri ve yerleşimcileri tehlikeye atma bahanesiyle bölgeden uzak tutmaya çalışsa da bu yöntem artık işe yaramıyor.
Askeri kaynaklardan sızan bilgilere göre, ordu özellikle Lübnan'a yönelik kara harekâtlarını durdurma ve uzaktan saldırılarla yetinme yönünde bir eğilim taşıyor.
Bu strateji, hava kuvvetleri ve topçu birliklerinin ateş gücüne dayanarak, tüm Lübnan'da suikast politikalarını sürdürmeyi ve derinlemesine saldırılar yapmayı içeriyor. "Ateşle baskı oluşturma" stratejisi, iç siyasi tartışmaların ve hatta müzakerelerin temelini oluşturuyor.
Gazeteciler, doğru bilgilere ulaşmakta ciddi zorluklar yaşadıklarını aktarıyor.
İsrail ordusu, yayımlanacak her bilgi için gazetecilerle irtibata geçerek, onların talimatlara uymalarını talep ediyor ve aksi takdirde gazetecilik faaliyetinde bulunmalarına engel olma tehdidinde bulunuyor.
Kudüs'ü terk eden bir Amerikalı gazeteci, yabancı bir ajanstaki meslektaşlarına, İsrail ordusunun Lübnan'da üstün bir kara harekâtı yürütme kapasitesine sahip olmadığının artık net bir şekilde açığa çıktığını söyledi.
Hizbullah ile karşı karşıya gelmenin oldukça zorlu olduğunu belirten gazeteci, ordunun planlarının yeterli bilgiye ya da doğru değerlendirmelere dayanmadığını ifade etti.
Ayrıca, askeri liderlerin, Hizbullah’ın lider kadrosuna dönük saldırılarda elde ettiklerini düşündükleri "tarihî başarıları" koruma konusunda endişeli olduklarını ve siyasi liderlerin, kuzeydeki yerleşimcileri geri döndürmekten ziyade başka hedeflere yatırım yapma hırsı nedeniyle bu kazanımların tehlikeye atılmasından korktuklarını belirtti.
İsrail'deki askeri uzmanların değerlendirmelerine göre, ordunun en büyük baskı unsuru halkın, füzeler ve insansız hava araçları sorununa çözüm bulmasını talep etmesi.
Atılan füzelerin yüzde 40’ından fazlası engellenemiyor ve bu füzeler fabrikaları, binaları ve çiftlikleri yok ederken, birçok bölgede hayatı felç ediyor.
Bunun yanı sıra, insansız hava araçları (İHA'lar) farklı bölgelerdeki askeri mevzileri hedef alıyor.
İsrail rejimi bugün Lübnan cephesine dair askeri ve güvenlik liderlerinin değerlendirmelerini dinlemek için toplanıyor.
Savaşın devam etmesiyle ilgili görevde bir değişiklik yapılması beklenmezken, Benyamin Netanyahu’nun "Güçle elde edilemeyen şey, ancak daha fazla güçle elde edilebilir," stratejisinin sabit olduğu görülüyor.