Siyonist rejim, güney Lübnan'da çıkmazda

05 Kasım 2024

İsrail'in güney Lübnan'daki kara harekâtı, direniş güçlerinin beklenmedik karşı koyuşu nedeniyle zor bir sürece girdi. Direnişin yoğun direnci, İsrail'in ilerleme çabalarını sınırlarken, operasyonların genişletilip genişletilmeyeceği ABD seçimlerinden bağımsız olarak belirsizliğini koruyor.

YDH - Son günlerde Siyonist rejimin harekâtı çıkmaza girerken, İsrail liderliği önemli bir karar eşiğinde duruyor: Ateşkese ulaşmak için müzakere yoluna mı girecek yoksa uzun ve yıpratıcı bir savaşa mı adım atacak?

ABD’de bugün başlayacak seçimlerin sonucu ise bu seçimi etkilemeyecek.

İsrail ordusu ve askeri istihbaratı için beklenmedik olan, 36 gündür süren kara harekâtında, sınır köylerine girmeye çalışan birliklerinin direniş savaşçılarının güçlü direnişiyle karşılaşmasıydı.

Harekatın başından itibaren, Mavi Hat’ın ilk metrelerinden itibaren girdikleri tüm köylerde direnişçilerle şiddetli çatışmalar yaşandı.

Direnişin ağır darbesi karşısında, düşman ordusu güneyde yürüttüğü “sınırlı operasyon” için birkaç seçkin tugayını seferber ettikten sonra, 70 binden fazla subay ve askerden oluşan yaklaşık beş tümen ve iki tugay daha konuşlandırmak zorunda kaldı.

Kaybı en aza indirmek amacıyla özel askeri taktikler geliştiren rejim güçleri, operasyon bölgelerine girmeden önce yoğun bombalamalar yaparak çatışmaları sınırlandırmayı, tank ve ağır araç sayılarını azaltarak operasyonlarını hafif araçlar ve buldozerlerle sürdürmeyi tercih etti.

Ancak sınır köylerinin dış mahallelerinde, köylerin merkezine yaklaştıkça yoğunlaşan çatışmalarla karşılaşan İsrail kuvvetleri, bubi tuzakları ve yıkım operasyonları tamamlandıktan sonra, Lübnan sınırının yalnızca 2-3 kilometre içine kadar çekilmek zorunda kaldı.

Düşman güçlerinin Hiyam kasabasında direnişin yoğun saldırılarına maruz kalıp geri çekilmesi, Matla yerleşimi içindeki askerlerin toplandığı bölgelerin direniş tarafından hedef alınması ve bir Merkava tankının vurulması, bu stratejik çekilmelerin arkasındaki ana nedenler olarak görülüyor.

Lübnan merkezli el-Ahbar gazetesi, "Ancak bu geri çekilmeler İsrail kara harekatının sonu mu?" sorusunu sordu.

Çoğu köyden geri çekilen düşman güçleri, hâlâ Ayta eş-Şaab, Marun ar-Ras, Yarun ve Aytarun gibi köylerin yakınlarında varlıklarını sürdürüyor.

Buna ek olarak, Tiri, Kunin ve Aynatha civarındaki kasabalar ile Bint Cubeyl kasabasının kuzeyi günlük bombardımana maruz kalıyor.

Bu durum, ya düşmanın kasabanın dış mahallelerine doğru sızma girişiminin başlangıcı ya da sınır bölgesindeki direniş güçlerini bastırmak için bir önlem olarak yorumlanabilir. İlk ihtimalin daha muhtemel olduğu düşünülüyor.

Labuna’daki çatışmalarda dört tankın imha edilmesinin ardından, rejim güçleri Nakura’ya sızmayı başaramadı.

Direniş güçlerinin sürekli pusularına ve ateşine maruz kalan düşman, şu anda Nakura ile Alma eş-Şaab arasındaki Hamul ormanlık alanına küçük gruplar halinde sızmaya çalışıyor.

Önümüzdeki günlerde bu bölgede ilerleme çabalarının yoğunlaşması bekleniyor.

Bu iki senaryo, İsrail’in Güney Lübnan’daki askerî harekâtının ilk aşamasını oluşturuyor.

Dolayısıyla, siyasi düzeyde yeni bir karar gerekmiyor ancak orijinal “sınırlı misyon” çerçevesinde yer alıyor.

Askeri analist Yossi Yehoshua’ya göre, “Lübnan ile temas hattındaki kuvvetlerin boyutunda belirgin bir azalma var. Ordu belirli bir hatta duruyor, ilerlemiyor ve siyasi düzeyden direktif bekliyor.”

Yehoshua, kara harekâtında veya ordunun hedeflerinde somut bir ilerleme kaydedilmediğini belirtiyor.

Öte yandan direniş güçleri, sınır karakolları ve yerleşimleri hedef almayı sürdürüyor.

Dün Manara, Yiftah, Natua, Zarit, Even Menahem yerleşimleri ve Marun er-Ras kasabasının doğusunda düşman birliklerinin toplandığı bölgeler insansız hava araçları ile tam isabetle vuruldu.

Direniş ayrıca, Hayfa’nın kuzeyindeki Krayot’a kadar uzanan yerleşimleri füze saldırılarıyla hedef almaya devam etti.