YDH - Son birkaç gündür, İsrail’in sınır bölgesindeki kuvvetleri, son haftalarda geliştirdikleri yeni stratejiler doğrultusunda kayda değer bir ilerleme kaydedemedi.
Direniş güçleri, rejim askerlerinin konuşlandığı sınır köylerinin kırsalları ve yerleşimlerde askerlerin toplanma noktalarını hedef alarak ağır bombardımana tuttu.
Bu durum, rejim güçlerini sürekli olarak direnişin füze atışlarına maruz bırakıyor.
Hatta direniş güçleri, Nakura’dan işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri’ne kadar uzanan sınır hattında defalarca saldırı düzenledi.
Bu gelişmeler, İsrail yönetimini kara harekâtını sona erdirme ya da güneyde, en şiddetli çatışmaların beklendiği ikinci köy hattına doğru genişletme seçeneklerini değerlendirmeye itiyor.
Siyasi kararı beklerken, işgal güçlerinin mevcut pozisyonlarında uzun süre kalmaları mümkün değil; ya geri çekilmek ya da ilerlemek zorundalar.
Ordu, hükümetin bir sonraki adımla ilgili kararını beklemeye devam ederken, İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi, kuvvetlerin siyasi gelişmelere paralel olarak harekete geçmeye hazır olduğunu belirtti.
İbranice yayın yapan Kanal 13, ordunun kara harekâtını sonlandırma aşamasında olduğunu ve Lübnan’daki kara harekâtının yüzde 90’ının tamamlandığını iddia etti.
Ancak ordu, siyasi bir anlaşma sağlanmadan operasyonun sona erdiğini açıklamayacağını belirtiyor.
İşgal ordusuna yakın kaynaklar, güçlü direniş karşısında, ordunun net bir hedef olmaksızın çatışmalara girmek istemediğini öne sürüyor.
Gözlemcilere göre, İsrail’de artık Hizbullah'ın zayıfladığına dair bir söylem bulunmuyor.
Aksine, “ordunun önemli başarılar elde ettiğini ve hükümetin bu kazanımları pazarlık masasında değerlendirebileceğini” öne sürüyorlar.
Fakat İsrail tarafında, Hizbullah’ın toparlandığına dair bir farkındalık oluşmuş durumda.
Analistler, İsrail hükümetinin sınır güvenliği konusunda kazanç sağlamayı hedeflediğini, Lübnan’la siyasi bir anlaşma olmadan kuzeydeki yerleşimcilerin geri dönüşünün mümkün olmayacağını belirtiyorlar.
Dün direniş güçleri, el-Manara, el-Matla, Avivim, el-Abbad yerleşimleri ve Marun er-Ras'ın güneyindeki rejim mevzilerini füzelerle vurdu.
Ayrıca Marun er-Ras'ın doğusunda askerlerin toplandığı bir bölgeye insansız hava aracıyla saldırı düzenlediler.
Hayfa’nın kuzeyindeki Zvulun savunma sanayi üssü, Meron hava harekât üssü ve Hagoşrim ile Bağdadi'deki topçu mevzileri de hedef alınan diğer noktalardı.
Direniş güçleri ayrıca Deyr Saryan kasabasına inen ve daha sonra İsrail uçakları tarafından saldırıya uğrayan bir Hermes 450 insansız hava aracını havadan karaya füzeyle vurmayı başardı.
Hayber Operasyonları kapsamında direniş, Hayfa Teknik Üssü’nü (Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir üs ve teknisyen yetiştirme okulu) ve Tel Aviv’in güneyinde yer alan Malam silah fabrikasını iki nitelikli füzeyle vurdu.
Ayrıca direniş, dün insansız hava araçlarıyla Taberiye Gölü’nün güneyindeki Ayn Hozlot askeri üssüne saldırı düzenleyerek hedeflerini başarıyla vurdu.
Yerleşimcilerin kuzeye dönmesini ve kalanların da yerlerinden edilmesini engellemek amacıyla direniş, kuzeydeki yerleşim alanlarına saldırılarını yoğunlaştırdı.
Dün Kiryat Şimona, Baraam, Maalot, Tarşiha, Nehariya, Ketzrin, Hatzor, Haglit, Roş Pina yerleşimleri ve Hayfa’nın kuzeyindeki Krayot bölgesi füze saldırılarıyla vuruldu.
El-Ahbar gazetesine konuşan Lübnan’daki Birleşmiş Milletler Geçici Gücü (UNIFIL) kaynakları, İsrail ordusunun, uluslararası güçlerin hareketlerini sınırlamaya yönelik baskılarının devam ettiğini belirtti.
İsrail ordusunun, “yaralı askerlerin tahliye edilmeyeceğine dair güvence almadıkça kurtarma ekiplerine izin vermeyi reddettiğini” ve “uluslararası güçlerin Hizbullah’ın yakınlardaki bazı mevzilerini boşaltması gerektiği” yönündeki taleplerini yinelediği ifade edildi.
Ancak UNIFIL, bu talepleri reddetti.
Diğer yandan direnişin Savaş Medyası, Hizbullah Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım’a bağlılık yemini eden bir grup direniş savaşçısının mesajını içeren bir video yayınladı.
Mücahitler mesajlarında, “şehitlerin kanlarının kazanımlarını koruyacaklarına ve direniş yolunda ilerlemeye kararlı olduklarını” belirtti.
Mesajlarını, “Hizbullah bayrağının, mücadelenin her alanında dalgalanmaya devam edeceğini” vurgulayarak sonlandırdılar.