YDH- İsrail Kanal 12'ye göre, dün (Pazartesi), Riyad'da bir araya gelen Arap liderler zirvesinde İsrail'e yönelik sert eleştiriler öne çıktı.
Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed, “Karşımızda yasal anlamda bir devlet değil, yasadışı bir sömürge varlığı var ve karşımızda medeni anlamda insanlar değil, insanlıktan çok barbarlığa yakın yerleşimci sürüleri var” dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı el-Sisi, “Gazze Şeridi'nde sivillerin sistematik olarak öldürülmesini kınıyoruz. Bölgenin ve dünyanın geleceği bir yol ayrımındadır ve Gazze Şeridi ile Lübnan'a yönelik saldırılar artık kabul edilemez. Güvenlik ve istikrarın sağlanması için gerekli koşul 1967 sınırları dahilinde başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Karar 1701 tam olarak uygulanmalı ve Lübnan'da ateşkes sağlanmalıdır.” dedi.
Ürdün Kralı 2. Abdullah, “Masumları korumak ve bölgenin herkesin bedelini ödeyeceği topyekûn bir savaşa dönüşmesini engellemek amacıyla yıkıma son vermek için savaşlar derhal durdurulmalıdır. Ülkelerimizdeki gelecek nesillere nasıl hitap edebilir ve İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırganlığını durdurma konusundaki küresel başarısızlığı onlara nasıl haklı gösterebiliriz?” diye sordu.
Filisyin Yönetimi müdürü Mahmud Abbas, “Güvenlik Konseyi'nin İsrail saldırganlığını durdurma, Gazze'ye insani ihtiyaçların ulaştırılmasını sağlama, İsrail'i Gazze Şeridi'nden çekme ve yerinden edilenlerin geri dönmesi, yeniden inşaya başlanması, İsrail'in Gazze'yi Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten ayırma planlarının reddedilmesi ve işgalin sona erdirilmesi amacıyla yerleşimlerde inşaatın durdurulması için Filistin Devleti'nin egemen sorumluluğu üstlenmesine izin verme kararını uygulamalıyız.” dedi.
Önemli görüşmeler arasında Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Rıza Arif ve Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile yaptığı görüşmeler de yer aldı.
Bu görüşmeler, Suudi Arabistan'ın öncülüğünde Arap ülkelerinin Gazze ve Lübnan'da devam eden çatışmalara bir çözüm bulunması için baskı yapma yönündeki ortak çabalarının altını çizdi.
Suudi kraliyet ailesinden bir kaynak Kanal 12'ye şu açıklamayı yaptı:
“Suudi Arabistan Gazze ve Lübnan'daki çatışmaları sona erdirmeye kararlıdır ve görüşmelerde Lübnan'da Hizbullah, Gazze'de ise Hamas tarafından örneklenen siyasal İslam'ın etkisine karşı olduğunu açıkça belirtmiştir. Amacımız bölgede istikrarı teşvik etmektir ve özellikle Katar'ın kısa süre önce müdahil olmaktan çekildiğini açıklamasının ardından bizden arabuluculuk çabalarını kolaylaştırmamız talep edilmiştir.”
Ayrıca “İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki yasadışı işgalinin sona ermesi ve 1967 sınırları temelinde iki devlet kurulması için adımlar atılması gerektiğini” vurguladı.
Kaynak ayrıca Mikati'nin “İsrail'in Lübnan'daki sivillere yönelik saldırılarını durdurmasını ve Litani Nehri'nin kuzeyindeki askeri ilerleyişini durdurmasını sağlamak için ciddi Arap girişimleri” çağrısında bulunduğunu kaydetti.
Suudi Arabistan ve altı Körfez ülkesinin bölgesel çatışmalarda tarafsız bir duruş sergileyeceğini belirtirken ABD'yi müttefik olarak kabul ettiler.
Söz konusu Direniş Ekseni karşıtı ülkeler, bölgesel sorunları ele almak ve Orta Doğu'da büyüme ve refahı teşvik etmek için İran ile dostane ilişkiler geliştirmenin önemini vurguladı.
Yeni ABD Başkanı Donald Trump döneminde İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi ihtimaline ilişkin sorulara yanıt veren bir Suudi yetkili şunları söyledi:
“Normalleşmeye karşı olmadığımızı daha önce Jared Kushner'e iletmiştik. İsrail'i potansiyel bir müttefik olarak görüyoruz ancak bu, özellikle 1967 sınırlarına dayalı iki devletli çözüme ilişkin ahlaki ilkelerimiz ve taahhütlerimizle uyumlu olmalıdır.”