YDH - El-Ahbar gazetesinin ulaştığı diplomatik kaynaklara göre başta Katar ve Mısır olmak üzere, Kuveyt ve Ürdün gibi bazı Arap ülkeleri, Lübnan'daki siyasi söylemlerin gerginleşmesinden kaygılı.
Söz konusu ülkeler, doğrudan Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca'nın eylemlerine işaret ederek, Lübnan'da bir darbe girişimi yaşanabileceğinden korkuyor.
Kaynaklar, bu ülkelerin, “Caca'nın liderlik ettiği siyasi darbe projesinin arkasında bir Sünni blok oluşumunu engellemeye vurgu yaptığını" belirtti.
Ayrıca kaynaklar, Caca'nın girişimlerinin, Taif Anlaşması'na tehdit olarak görüldüğünü ve yeni bir toplumsal mutabakat yerine ülkedeki yönetim dengelerini bozmayı amaçlayan gizli bir girişim olarak değerlendirildiğini aktardı.
El-Ahbar gazetesine göre, 11 Mart'ta yapılan Ma'arab toplantısı öncesinde, "egemen güçler" ile milletvekilleri Bilal Haşimi ile Fuad Mahzumi de dahil olmak üzere pek çok Sünni milletvekilinin katılmaması için geniş çaplı diplomatik girişimlerde bulunuldu.
Bu çabalar sonucunda toplantı, "Ma'arab Sünnileri"nin öncüsü olmaya karar veren Eşref Rifi'nin katılımıyla gerçekleşti, ancak pek çok Sünni milletvekili toplantıya katılmadı.
Arap başkentlerinden gelen tavsiyelere göre, Lübnan'daki tüm tarafların Caca'dan ve “gerçeklerden kopuk aşırı söylemlerinden” uzak durmaları talep edildi.
Özellikle, Saad Hariri'nin yokluğunda Sünnilerde liderlik boşluğu olduğunu düşünen Caca'nın, Hizbullah'ın diğer meselelere yoğunlaştığı bu dönemde yeni siyasi gerçekleri dayatma çabası içerisinde olduğu dile getirildi.
Katar ve Mısır, Caca'nın "Hizbullah’a karşı güçlü bir Sünni figür ihtiyacını" dile getirmesinden ve bu kişiyi önerme çabasından rahatsızlık duyuyor.
Bu durum, Arap diplomatlar tarafından, Caca'nın Lübnan'daki Sünni hizalanmayı belirlemeye ve Arap ülkelerine siyasi gerçeklikleri dayatmaya çalıştığı şeklinde yorumlanıyor.
Ayrıca Caca'nın, Lübnan Sünnilerinin Arap Körfezi'ndeki modern duruma uygun olarak kendi konumlarını gözden geçirmeleri gerektiğini savunması da tepkiyle karşılandı.
Bir Arap büyükelçisine, Caca'nın gerçekten Sünni sokak üzerinde liderlik rolü üstlenip üstlenmediği sorulduğunda ise bu iddia reddedildi.
El-Ahbar, 'ılımlı' milletvekilleri ve Faysal Kerami ile yapılan görüşmelerde, Ma'arab toplantısında Taif Anlaşması'ndan bir değişmez olarak bahsedilmemesi konusunda esef duyulduğunu belirtti.
Son olarak Arap başkentleri, Caca'nın, Şii muhaliflerini zayıflattıktan sonra Hristiyan güçleri de kendi egemenliği altında toplama çabasında olduğu konusunda uyarılarda bulundu.
Bu uyarılar, Özgür Yurtsever Hareket'ten kısa süre önce ayrılan milletvekillerini de kapsıyor.