YDH - ABD ve İsrail’in Lübnan üzerindeki baskısı, ABD'nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson'ın Meclis Başkanı Nebih Berri’ye Lübnan ile İsrail arasında bir “ateşkes anlaşması” taslağı sunmasıyla doruk noktasına ulaştı.
Gözlemciler, bu taslağın aslında İsrail’in güvenlik talepleri doğrultusunda ABD ile İsrail arasında varılan tek taraflı bir mutabakatın sonucu olduğunu belirtiyor.
Lübnan’a öneri olarak iletilen bu formül, adeta bir şantaj niteliğinde ve “Ya kabul edersiniz ya da önümüzdeki aylarda daha yoğun bir savaşla yüzleşirsiniz,” mesajını taşıyor.
ABD ve İsrail’in “top artık Lübnan’ın sahasında” olarak gördüğü bu teklifte, 1701 sayılı BM kararına ek olarak Hizbullah’ın yeniden silahlanmayacağına dair garanti talepleri ve bu kararın uygulanmasını denetleyecek yeni bir mekanizma yer alıyor.
El-Ahbar gazetesine bilgi veren diplomatik kaynaklara göre Siyonist rejim, Hizbullah’ın yer altı ve yer üstündeki tüm askeri varlıklarının dağıtılması için uluslararası garantiler ve sınır geçişleri ile deniz ve hava tesislerinin denetlenmesi amacıyla UNIFIL ile takviye edilmiş Lübnan ordusunun konuşlandırılmasını talep ediyor.
Anlaşmanın diğer unsurları arasında acil ve kapsamlı bir ateşkes ilan edilmesi, Lübnan ordusunun bölgeye ek güçler konuşlandırması, İsrail'in kara harekatıyla ele geçirdiği Lübnan topraklarını terk etmesi ve güneyde görev yapan uluslararası güçlerin sayısının artırılması gibi maddeler bulunuyor.
Bu maddeler, ordunun 9 bin askere kadar kademeli olarak takviye edilmesini öngörüyor.
Diplomatik kaynaklar, Berri ile Amerikalılar arasında ciddi görüşmelerin başladığını, fakat İsraillilerin ileri sürdüğü gibi henüz son aşamaya gelinmediğini aktardı.
Lübnan tarafı, 1701 sayılı kararın tüm yönleriyle uygulanmasını denetlemek üzere ABD, İngiltere, Fransa ve Ürdün’ün katılacağı uluslararası bir komite kurulması önerisini değerlendiriyor.
Fakat bu komiteye yabancı ülkelerin katılımı ve komitenin görev kapsamı konusunda ihtilaflar sürüyor.
Siyonist rejim, Hizbullah’ın faaliyetlerine karşı Lübnan ordusunun etkin bir rol oynamamasını gerekçe göstererek anlaşmanın düşmesi halinde Lübnan’a yönelik saldırılarını yeniden başlatma konusunda ısrarcı.
İsrail’de ise anlaşmaya varılmaya yakın olunduğuna dair sızıntılar devam ediyor.
İsrail Enerji Bakanı Eli Kohen, Siyonist rejimin Hizbullah’la bir anlaşmaya varmaya savaşın başından bu yana hiç olmadığı kadar yakın olduğunu, ancak anlaşmanın ihlal edilmesi durumunda Lübnan içinde harekât düzenleme özgürlüğüne sahip olmaları gerektiğini iddia etti.
Kohen, "İsrail’in kritik noktası, Hizbullah’ın İsrail kasabalarına tehdit oluşturabilecek sınır bölgelerine geri dönmesi halinde müdahale etme özgürlüğüne sahip olmaktır," dedi.
Bununla beraber Axios internet sitesi, bir İsrailli yetkilinin “ABD ve İsrail'in Lübnan’da bir ateşkes anlaşması üzerinde hemfikir olduğunu ve Washington’un Lübnanlılarla bir anlaşmaya varması gerektiğini” söylediğini aktardı.
Amerikalı bir yetkili ise, Stratejik Planlama Bakanı Ron Dermer’in Washington’daki görüşmelerinin Lübnan’da ateşkes anlaşması konusunda Tel Aviv ile olan farklılıkların çoğunu ele aldığını iddia etti.
Yetkili, Başkan Joe Biden'ın özel temsilcisi Amos Hochstein’ın Beyrut ziyareti için henüz bir tarih belirlenmediğini ve bir anlaşmaya varıldığının teyit edilene kadar Beyrut’a gitmeyeceğini de sözlerine ekledi.
Yedioth Aharonoth gazetesine göre, ABD, Fransa ile birlikte Litani Nehri'nin güneyindeki bölgelerde varlığını güçlendirmeyi ve Hizbullah’ın faaliyetlerini engellemek amacıyla Lübnan ordusunu silahlandırmayı planlıyor.