YDH - Bu hafta, Lübnan ile İsrail arasında savaşın ivmelenmesi ve ABD arabuluculuğundaki müzakerelerin seyrini belirleyecek önemli gelişmelere sahne oluyor.
Lübnan’a yönelik yeni ABD arabuluculuğu girişimi kapsamında Siyonist rejim liderleri, olumsuz bir Lübnan yanıtı bekleyerek savaşı sürdürme planları yaparken, Lübnan’ın yanıt taslağının son aşamaya geldiği ve bugün tamamlanarak ABD Büyükelçiliği aracılığıyla Joe Biden'ın özel temsilcisi Amos Hochstein’a iletileceği bildirildi.
Hochstein’ın Lübnan’ın yanıtını aldıktan sonra bölgeye gelmesi bekleniyor. Ancak bu süreçte İsrail’in saldırılarının artması dikkat çekiyor.
Güney Lübnan, banliyöler ve Bekaa Vadisi’nde operasyonlarını yoğunlaştıran İsrail, başkent Beyrut’u da hedef aldı.
Ras en-Nebaa’da Hizbullah’ın medya yetkilisi Muhammed Afif ve ekibine yönelik bir suikast gerçekleştirildiği, akşam saatlerinde ise Mar İlyas Caddesi’nde bir binaya hava saldırısı düzenlendiği bildirildi.
İsrail, saldırının direnişteki bir askeri komutana yönelik olduğunu iddia etti.
Lübnan’da yaşanan bu gelişmelerin ortasında, Meclis Başkanı Nebih Berri’nin Hizbullah liderliğinden, ABD’nin sunduğu taslakla ilgili görüş aldığı bildirildi.
El-Ahbar gazetesinin kaynakları, Hizbullah’ın öneriye açık olduğunu, ancak bazı noktaların müzakerelerde netleşmesi gerektiğini ifade etti.
Özellikle BM’nin 1701 sayılı kararına dayandırılan taslak, sınır çatışmalarını durdurmayı amaçlasa da "meşru müdafaa" kavramının çelişkili yorumlara yol açtığı vurgulandı.
Hizbullah, Almanya ve İngiltere’nin, kararın uygulanmasını denetleyecek uluslararası komitede yer almasına itiraz etti.
Almanya’nın mevcut pozisyonu nedeniyle komitede yer almayacağı kabul edilirken, İngiltere’nin de dahil edilmesi beklenmiyor.
Bunun ynaı sıra İsrail kaynakları, Hochstein’ın ziyareti öncesinde ateşkes görüşmelerinde ilerleme sağlandığını, fakat İsrail’in Lübnan’da askeri hareket serbestisi talebinin çözülmeyi beklediğini belirtti.
KAN televizyonuna göre önerilen anlaşma, güney Lübnan’a 5 bin Lübnan askerinin konuşlandırılmasını, İsrail’in saldırmama taahhüdünü ve kara sınırlarının yeniden çizilmesini içeriyor.
ABD’nin önerisi ayrıca, Litani Nehri’nin güneyindeki silahlı grupların 60 gün içinde silahsızlandırılmasını ve Lübnan ordusunun bu bölgede tek yetkili güç olmasını şart koşuyor.
Ancak Lübnan, bu şartların bir kısmına itiraz edebilir.