YDH- El-Meyadin’in bildirdiğine göre, Reuters tarafından Cumartesi günü yayınlanan bir haber, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetlerinin daha önce görülmemiş seviyelere ulaştığını, toprak gasbını destekleyen Siyonistlerin şimdi de eski ABD Başkanı Donald Trump'tan bölgede İsrail hakimiyeti kurma çabalarında destek istediklerini ortaya koydu.
Trump bölgeye yönelik stratejisini henüz açıklamamış olsa da önceki yönetimin politikaları yerleşimcileri Batı Şeria'yı kontrol etme vizyonlarını ilerletmeye teşvik etti.
Reuters, yerleşimci liderleri ve savunucularının Trump'ın potansiyel iktidara dönüşü konusunda iyimser olduklarını ve bazılarının seçim başarısı için “dua etmek” üzere toplandıklarını vurguluyor.
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Trump'ın desteğiyle “İsrail'in” Batı Şeria'yı gelecek yıl gibi erken bir tarihte topraklarına katabileceği yönündeki arzusunu açıkça dile getirdi.
İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonunun liderliğinde, Batı Şeria son iki yılda yasadışı yerleşimlerde önemli bir büyüme yaşadı.
Bu genişlemeye yerleşimcilerin şiddet olaylarında kayda değer bir artış eşlik etti ve bu da yaygın uluslararası kınama ve yaptırımlara neden oldu.
Son haftalarda yerleşimcilerin Ürdün Vadisi gibi İsrail bayraklarının belirgin bir şekilde sergilendiği bölgelerdeki tepeleri ele geçirmesi, Filistinlilerin topraklarının daha fazla gasp edileceği yönündeki endişelerini arttırdı.
Yerleşimcilerin çabalarının merkezi olan Şiloh yerleşimi, komşu karakollarla birlikte büyüyerek Filistin köylerini çevreleyen bir ağ oluşturdu.
Şiloh'lu bir yazar ve yasadışı yerleşimci olan Yisrael Medad, ABD büyükelçiliğini Kudüs'e taşımak ve yerleşimlerin yasadışı olduğuna dair uluslararası fikir birliğini reddetmek gibi önceki eylemlerine atıfta bulunarak Trump'ın hedefleriyle aynı çizgide olacağına olan güvenini dile getirdi:
“Büyük umutlarımız var. Hatta bir dereceye kadar umutluyuz”
Yesha Konseyi Başkanı Israel Ganz da bu iyimserliği paylaştı ve bir sonraki ABD yönetiminin hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacağını umdu.
Peace Now gibi örgütler, 2024 yılında Batı Şeria'da 24 bin 193 dönüm (yaklaşık 6 bin dönüm) arazinin “devlet” arazisi olarak çalındığını ve 1993 Oslo Anlaşmalarından bu yana en büyük yıllık artışa işaret eden rekor bir toprak hırsızlığı beyanını belgeledi.
Netanyahu'nun faşist koalisyonu, yerleşimlerle ilgili sorumlulukları sessizce ordudan sivil otoritelere kaydırarak Batı Şeria üzerindeki İsrail kontrolünü etkili bir şekilde sağlamlaştırdı.
Smotrich'in fraksiyonunun bir üyesi olan Ohad Tal gibi milletvekillerine göre bu hamleler, sahada “geri döndürülemez gerçekler” oluşturmaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası.
Eleştirmenler, bu eylemlerin resmi beyan olmasa bile fiili ilhak anlamına geldiğini savunuyor.
Yerleşimleri izleyen bir başka İsrailli grup olan Yeşdin'in yöneticisi Ziv Stahl şöyle diyor:
“Şu anda ‘Batı Şeria'yı ilhak ediyoruz’ diyerek ilhakı yasalaştırmıyorlar, sadece yapıyorlar.”