YDH- Press TV’nin bildirdiğine göre, İran İslam Cumhuriyeti Ordusu Başkomutanı Seyyid Abdurrahim Musevi, Pazar günü yaptığı açıklamada, İsrail rejiminin Gazze'deki savaşın “ertesi günü” için bir planı olmadığını söyledi.
Musevi, “Gazze'ye yönelik soykırım savaşının başlamasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ve İsrailliler çıkmaza girdiler ve yeni zorluklarla karşılaştıkları için savaş sonrası Gazze için kapsamlı bir strateji geliştiremediler” dedi.
İran İslam Cumhuriyeti Ordusu Başkomutanı, 7 Ekim 2023’te Filistinli direniş grubu Hamas'ın İsrail'e karşı yürüttüğü Aksa Tufanı Operasyonuna işaret ederek, bu olayın önemli bir dönüm noktası olduğunu ve operasyon öncesi ve sonrası dünya arasında net bir ayrım yarattığını söyledi.
Seyyid Abdurrahim Musevi, “En şüpheci insanlar bile Siyonist rejimin önümüzdeki 25 yıl içinde dünyada var olmayacağı sonucuna vardı” dedi.
Ordu komutanı ayrıca İsrail rejimi ve ona bağlı medya kuruluşlarının Gazze'de devam eden saldırılar sırasında bir zafer öyküsü anlatmaya çalıştığını belirtti.
Ancak Batılı tasvirlerin durumun gerçekliğini tam olarak yansıtmadığını vurguladı.
Seyyid Abdurrahim Musevi’nin konuşmasında şu sözler yer aldı:
“Gazze'ye yönelik soykırım savaşının başlamasının üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti ve İsrailliler çıkmaza girdiler ve yeni zorluklarla karşılaştıkları için savaş sonrası Gazze için kapsamlı bir strateji geliştiremediler.
Direniş Ekseni hala aktif ve aktif kalmaya devam edecek ve geçtiğimiz aylarda Siyonist rejime ağır darbeler indirdi.”
Direnişin baskıcı ve kibirli düşmanlara karşı ana “kalkan ve mızrak” olduğunu da sözlerine ekleyen Musevi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Direniş askeri alanlarla sınırlı değildir, güç unsurlarının tüm yönlerini içerir.
İran'ın direniş cephesine ve Gazze'dekiler de dahil olmak üzere Filistin halkına verdiği destek yasal, insani, meşru, rasyonel, ahlaki ve devrimci ilkelere dayanmaktadır ve bu sarsılmaz desteğimiz sonuna kadar devam edecektir.”
Musevi, İran'ın savunma kabiliyetlerini güçlendirme ve ülkenin stratejik caydırıcılık kapasitesini arttırma konusundaki sarsılmaz kararlılığının altını çizdi.
Bu stratejinin, düşmanlardan gelen her tür ve düzeydeki tehdide etkin ve kararlı bir şekilde karşı koymak üzere tasarlandığını belirtti.
Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin (UCM) İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze Şeridi'nde Filistinlilere karşı savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama emri çıkardığını hatırlatan Musevi, Avrupa Birliği üyesi ülkeler de dahil olmak üzere pek çok ülkenin karara uyacaklarını açıkladığını söyledi.
Musevi'ye göre karar “büyük önem” taşıyor ve süregelen durumda “kritik bir gelişmeye” işaret ediyor.
Musevi ayrıca hukuk ve siyaset uzmanlarının kararın sonuçlarını derinlemesine analiz etmek ve olası sonuçlarını tam olarak kavrayabilmek için kapsamlı tartışmalar yürütmek üzere ciddi bir zaman ayırmaları gerektiğini belirtti.
ABD'nin “asıl suçlu olduğunu ve bölgesel güvenliği bozmak için savaşın yaratılması, yönlendirilmesi ve genişletilmesinde önemli bir rol oynadığını” vurguladı.
Aksa Tufanı Operasyonu, İsrail rejiminin Filistinlilere karşı yoğunlaştırdığı saldırganlığa yanıt olarak geldi.
Savaşçılar işgal altındaki topraklara saldırarak Gazze çevresindeki İsrail askeri üslerini ve yasadışı yerleşimleri kontrol altına aldı ve 240'tan fazla İsrailliyi tutukladı.
İsrail rejimi operasyonun ardından Gazze'yi soykırım savaşı altına soktu.
Savaş bugüne kadar çoğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 44 bin 211 Filistinlinin hayatına mal oldu ve 104 bin 567 kişiyi yaraladı.