YDH - İsrailli yerleşimci 'aktivist' Sara Ha'atzni, Lübnan’daki ateşkes anlaşmasının, bir “ıstırap verici ve kaçırılmış fırsat duygusu” ile şekillendiğini belirtti.

Israel Hayom gazetesinde yayımlanan yazısında Ha'atzni, “Hizbullah’a karşı zaferin, bir yıl iki aylık yorgunluk ve bitkinlikten sonra bu şekilde elde edilemeyeceğini” vurguladı.

Ha'atzni, bu anlaşmanın “İsrail’e dayatıldığı şekliyle ve bu zamanda iyi bir anlaşma olmadığını” savundu ve benzer anlaşmaların geçmişteki Koruyucu Hat ve Surların Muhafızları operasyonlarına benzediğini ifade etti.

“O zamanlar Hamas’ın caydırıldığını düşünüyorduk, ancak Hamas sadece bir darbe almıştı ve 7 Ekim 2023’te büyük bir saldırı düzenledi,” diyen Ha'atzni, Siyonist rejimin Lübnan’da bir tampon bölge yaratma çabalarının başarısız olduğunu ifade etti.

Ayrıca, güney Lübnan’daki Hizbullah üyeleri ve yerli halkın, Metulla ve Zar'it gibi yerlere geri dönmelerine dair herhangi bir ısrarın olmamasını "saçma" olarak nitelendirdi.

Ha'atzni, “Sınır çitlerine geri dönen gülümsemeler ve sarı bayraklar, kuzeyde yaşayanlara hayatlarını yeniden inşa etmek için biraz daha beklemenin neden bu kadar ıstırap verici olduğunu gösteriyor,” değerlendirmesini yaptı.

“Ateşkes, gökten zembille inmedi; ABD’nin sert baskıları altında geldi ve hemen köşede bizi nefes aldıracak bir yönetim var,” diyen Ha'atzni, “Ancak İsrail halkı saf değil,” diyerek, “İsrailliler, özellikle Gazze Şeridi’ndeki zafer açıklamaları konusunda uzmanlaştı,” şeklinde ekleme yaptı.

Ayrıca Ha'atzni, “Hamas’ı caydırmakla ilgili bu açıklamalara inanıyorduk, ta ki 7 Ekim’de bir sabah uyandığımızda," yorumunda bulundu.

Öte yandan Ha'atzni, “Savaşın kazanımlarına rağmen bu ateşkes çok acı çünkü yeniden manevra yapabileceğimize dair verilen sözlerin çoğu boş,” ifadelerini kullandı.

Son olarak şunları ekledi: “7 Ekim’de Netanyahu’yu değiştiren bir şeyler oldu ve artık farklı bir Netanyahu olduğuna inanmak istiyorum ama buna güvenmiyorum. Liderlerimizden bir doktrin yerine yön değiştirmelerini istemeliyiz: Netanyahu’nun çok sevdiği ‘Sessizliğe sessizlikle karşılık verilecektir’ öğretisi yerine, Netanyahu’nun iyi bildiği eski bir öğretiyi getirmeliyiz: Sessizlik bataklıktır.”