Semir Caca: Hizbullah'ı derhal silahsızlandırmalıyız

30 Kasım 2024

Lübnan Kuvvetleri lideri Semir Caca, Hizbullah’ın silahsızlandırılması ve Lübnan’ın yalnızca devlet güçleri tarafından savunulması gerektiğini savundu.

YDH - Lübnan Kuvvetleri partisinin lideri Semir Caca, Siyonist rejimin sahada başaramadığı bir görevi üstlenmeye gönüllü olduğunu belirtti: "Hizbullah’ı derhal silahsızlandırmalıyız."

İsrail’in geçmişte Lübnan’a yönelik saldırılarından sonra bazı Lübnanlı gruplar, saldırganı eleştirmek yerine direnişi suçlamayı tercih ederek, adeta İsrail’in suçlarını meşrulaştırmaya çalıştı.

Benzer bir durum, Temmuz 2006 savaşının ardından da yaşandı. WikiLeaks belgelerinin ortaya koyduğu üzere, 14 Mart blokuna mensup bazı liderlerin direnişe ve Lübnan’ın egemenliğine karşı takındıkları tutum, Amerikalılarla iş birliği içinde olduklarını gösteriyordu.

Halk, bombalanan evlerine geri dönmeye çalışırken ve henüz şehitlerini toprağa vermemişken, bu gruplar direnişi silahsızlandırma çağrısında bulunmuştu. Daha önce Bristol toplantısında da benzer söylemler dile getirilmiş ve bu, 1559 sayılı BM kararının yolunu açmıştı.

Semir Caca'nın Ma’arab’da düzenlediği toplantı, Bristol’daki sahnenin bir tekrarına benziyor. Dün, parlamento grubu ve yürütme organı üyeleriyle olağanüstü toplantı düzenleyen Caca, Ekim 2024 sonrası için planını paylaştı.

El-Ahbar gazetesinin haberine göre Caca'nın stratejisi, İsrail’in sahada gerçekleştiremediği hedeflerin Lübnan içinde bir şekilde başarılmasını içeriyor.

Bu kapsamda Hizbullah’a, silahlarını İran’a iade etmesi çağrısında bulundu ve Litani Nehri’nin kuzeyindeki askeri yapılanmasının dağıtılması gerektiğini vurguladı.

"Lübnan’ı korumak zor değil," diyen Caca, ülkenin yalnızca devlet kurumları tarafından korunması gerektiğini savundu.

Caca, "meşruiyet" ve "uluslararası kararlar" söylemini tekrar ederek, Hizbullah’ı suçladı.

Siyonist rejimin ihlallerinin çözümünün, Lübnan ordusu ve hükümetine bırakılması gerektiğini öne süren Caca, Hizbullah’ı, özellikle Bekaa, Güney Lübnan ve güney banliyölerindeki halklara zarar vermekle suçlayarak şu ifadeleri kullandı:

"4 binden fazla Lübnanlının ölümüne, yerinden edilmesine ve yıkıma neden olan silahlara ihtiyacımız yok."

Ayrıca Caca, geçmişte direnişi destekleyen hükümet beyanlarını artık tanımayacağını duyurdu. Direnişin silahlarının meşru olmadığını iddia eden Caca, bu silahların orduya teslim edilmesi gerektiğini söyledi.

Bunun bir örneği olarak, Lübnan Kuvvetleri'nin geçmişte milislerini dağıttığı dönemde silahlarını satmasını hatırlattı.

Fakat Caca, daha da ileri giderek şu ifadeyi kullandı:

"7 Ekim 2023’ten önceki halimize dönmemiz mümkün değil. Eğer bir devlet istiyorsanız, bize ne yapmamız gerektiğini söyleyin. Silahlar yalnızca ordu, güvenlik güçleri, gümrük ve belediye zabıtalarının elinde olmalıdır."

Cumhurbaşkanlığı adaylığı sorulduğunda Caca, bu sorunun yersiz olduğunu belirterek yorum yapmaktan kaçındı. Ancak Milletvekili Pier Buasi, Caca'nın cumhurbaşkanlığı için en uygun aday olduğunu savundu.

Buasi'ye göre Caca, "hem siyasi temsil yeteneği hem de halkın güvenini kazanmış biri olarak cumhurbaşkanlığı için gerekli tüm niteliklere sahip".

Caca'nın söz konusu beyanı, Lübnan’daki farklı siyasi gruplar arasında çeşitli tepkilere neden oldu.

Özgür Yurtsever Hareket’ten bir milletvekili, İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırganlığına dikkat çekerek şu sözleri sarf etti:

"İsrail’in caydırılacağına ve kararlara uymaya zorlanacağına dair bir garanti yoksa, Hizbullah silahları ister Litani’nin güneyinde ister kuzeyinde bulunsun, Lübnan’da barışın sağlanması mümkün değil."

Milletvekili Nebil Bedr ise ulusal bir güvenlik stratejisi geliştirilmesi gerektiğini savunarak, "Tüm taraflar arasında diyalog yoluyla bir çözüm bulmalıyız," ifadelerini kullandı.

İlerici Sosyalist Parti de silahların devletin tekelinde olması gerektiğini vurguladı. Parti yetkilileri, ordunun güneyde daha güçlü bir rol üstlenmesini önerirken, bu sürecin Hizbullah ile çatışmadan yürütülmesi gerektiğine dikkat çekti.