YDH - ABD'nin Suriye’deki politikasına dair çarpıcı açıklamalarda bulunan eski ABD Büyükelçisi James Jeffrey, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) ile ilgili tartışmalı destek sürecini detaylandırdı.

PBS kanalına mülakat veren Jeffrey, ABD’nin HTŞ’ye doğrudan değil, dolaylı olarak destek sağladığını ve bu kararın stratejik nedenlere dayandığını belirtti.

ABD’nin dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun onayıyla HTŞ’ye yönelik insani yardım kısıtlamalarını esnettiğini aktaran Jeffrey, "HTŞ’nin dağılmasını istemiyorduk. Bu grubun, (devrik Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar) el-Esed karşıtı silahlı muhalefeti temsil etmeye devam etmesi bizim için önemliydi," dedi.

Jeffrey, HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani’nin ABD’ye gönderdiği mesajlarda, "Biz terörist değiliz, sadece Esed'e karşı savaşıyoruz," ifadelerini kullandığını açıkladı. Ancak, Jeffrey’nin bu mesajlara güvenmediği ve grubun faaliyetlerini yakından izlemek için iletişim kurduğu belirtildi.

ABD’nin, HTŞ’nin BM tarafından terör örgütü olarak tanınmasına rağmen bu gruba yönelik operasyon düzenlemediğini belirten Jeffrey, Türkiye’nin HTŞ ile işbirliğine de herhangi bir itirazda bulunmadıklarını söyledi.

Jeffrey, "Türkiye, İdlib’de varlığını sürdürmek için HTŞ’yi bir manivela olarak kullanıyor. Biz de bunu kabul ediyoruz," ifadelerini kullandı.

Suriye’nin, bölgesel güvenlik için kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Jeffrey, "HTŞ gibi örgütler, karmaşık yapıları ve geçmişteki bağlantıları nedeniyle endişe verici olabilir. Fakat mevcut koşullarda, bu gruplarla işbirliği yapmak daha büyük felaketleri önlemek için bir zorunluluk haline geliyor," değerlendirmesini yaptı.

ABD'nin Suriye politikasının, İsrail ve Türkiye ile olan işbirliğini güçlendirmek ve İran ile Rusya’nın etkisini sınırlamak için kurgulandığını belirten Jeffrey, "HTŞ, şu an için en az kötü seçenek," değerlendirmesinde bulundu.