YDH - Heyet Tahrir eş-Şam'ın (HTŞ) İdlib üzerindeki hakimiyeti ve Suriye'nin diğer bölgelerinde birliğin sağlanamaması, ülke genelinde etkili bir yönetimin oluşturulmasını zorlaştırıyor.
Bu bağlamda, geçici bir Suriye devleti modeli üzerinde duruluyor. Muhammed el-Beşir'in liderliğinde bir "geçiş hükümeti" önerisi, bu çabaların merkezinde yer alıyor.
ISWNews'in aktardığına göre Suriye geçiş sürecini ele alan “Cihan-ı İslam'ın Dönüşümü” başlıklı analizde, geçiş devletinin boyutları ve bu sürecin muhtemel sonuçları inceleniyor.
Muhammed el-Beşir, 1983 yılında İdlib'in Cebel el-Zaviye kentinde doğdu. Resmi geçmişinde dikkate değer bir siyasi deneyim bulunmamakla birlikte, Beşir, 2011 yılında bir Rus enerji şirketinde doğalgaz sensör ekipmanlarının kurulumu gibi teknik projelerde yer almış.
Son yıllarda ise İdlib'deki insani yardım ve idari çalışmalarda etkin bir rol üstlenmiştir. 2022 ve 2023 yıllarında “İnsani İşler ve Genişleme Bakanı” unvanıyla görev yaptı.
Geçici yönetim modeli, silahlı gruplar ile bölgesel liderlerin etkisi altında şekilleniyor. Kürt grupların kontrolü altındaki bölgelerle ilgili olarak, el-Beşir'in bu gruplara veya herhangi bir siyasi oluşuma bağlı olmadığı belirtiliyor. Bu durum, geçiş sürecinin tarafsız bir yönetim anlayışıyla ilerlemesini amaçlayan bir adım olarak değerlendiriliyor.
Geçici hükümet, eski hükümetin çöküşüyle ortaya çıkan boşluğu doldurmak amacıyla çeşitli bölgelerde yeni görevlendirmeler yaptı:
Amer el-Şeyh: Ahrar eş-Şam’ın komutanı olarak Hama'da güvenlik operasyonlarından sorumlu.
Hasan Sufan: Lazkiye bölgesinde geçici yönetimin liderliği için görevlendirildi.
Enes Ayrut: Tartus’ta dini liderlik görevini üstlenmiş durumda.
Halep, İdlib, Hama ve Şam gibi önemli şehirlerde geçici hükümetin güvenlik ve idari altyapısını oluşturma çalışmaları sürüyor.
Bu bölgelerde yeni yönetim yapılarının kurulması, toplumsal düzenin sağlanması ve ekonomik işleyişin yeniden başlatılması amaçlanıyor.
İdlib’de uygulanan başörtüsü zorunluluğu ve diğer sosyal kısıtlamalar, geçici hükümetin otoritesini pekiştirme çabası olarak değerlendiriliyor.
Fakat, bu uygulamalar yerli halk arasında çeşitli tepkilere neden olmuş durumda.