YDH - Lübnan’da cumhurbaşkanı seçimi süreci, Hizbullah ve Emel Hareketi’nin Suudi, Amerikan ve Fransız temsilcileriyle yaptığı pazarlıklarla şekillendi.

İlk oturumda beyaz oy kullanarak taahhütler bekleyen bu gruplar, ülkenin gelecekteki yönetimi, savunma stratejisi ve maliye bakanlığı gibi kritik konularda belirleyici bir rol oynadı. Lübnanlı gazeteci Rıdvan Murtada’ya göre, uluslararası baskılar bile Hizbullah ve Emel’in bu süreçteki kararlılığını etkileyemedi.

Hizbullah ve Emel Hareketi, ilk oturumda beyaz oy kullanarak, “Bizim onayımız olmadan cumhurbaşkanı seçilemez,” mesajını verdi. Rıdvan Murtada, bu hamlenin uluslararası aktörlere bir uyarı niteliğinde olduğunu belirterek, “Dünyanın baskıları, onları bir anlaşma olmadan ilerlemeye zorlayamadı. Aksi yöndeki her açıklama, durumu gizlemeye yönelikti,” ifadelerini kullandı. Ordu Komutanı Jozef Aun’un beklenen 76 oy yerine yalnızca 71 oy alması da bu stratejinin etkisini gözler önüne serdi.

Uluslararası temsilciler, Lübnan’daki adaylarını kabul ettirmek için yoğun baskılar yaparken, Hizbullah ve Emel ile müzakereler gerçekleştirmek zorunda kaldı. Suudi danışman Yezid bin Ferhan ile yapılan dört toplantının sonuncusu, bugünkü oturumdan iki saat önce Emel temsilcisi Ali Hasan Halil ile gerçekleştirildi. Murtada, bu süreci değerlendirirken, “Nihayetinde, tüm tehditler ve gürültülere rağmen, Cumhurbaşkanı dosyasındaki nihai karar Hizbullah ve Emel ikilisine aitti,” dedi.

Hizbullah ve Emel Hareketi’nin cumhurbaşkanı seçimi sürecindeki kilit taleplerinden biri, maliye bakanlığını kontrol altında tutmaktı. Bunun karşılığında Suudi Arabistan, Lübnan’daki yeniden inşa projelerini garanti altına aldı.

Bu anlaşmaların ardından yapılan ikinci oturumda General Jozef Aun, Lübnan’ın yeni cumhurbaşkanı seçildi. Murtada, “Maliye Bakanlığı ikiliye kalacak ve Suudi Arabistan, yeniden inşa dosyasını garanti ile üstlenecekti,” ifadeleriyle durumu özetledi.