YDH - İran’ın Beyrut Büyükelçisi Mücteba Amani, "Direniş olmasaydı Cumhurbaşkanı seçilemezdi," açıklamasında bulundu.
El-Ahbar gazetesinin aktardığına göre Amani, yaptığı açıklamada, "Amerikalılar ve İsrailliler, İsrail ile bağlantılı olan Semir Caca’yı cumhurbaşkanı adayı olarak öne sürmek istediler, ancak yeterli destek bulamadılar. Onu dayatamayacaklarını anladıklarında ise Lübnan ordusu komutanı Jozef Aun’u kabullendiler," dedi.
Amani, direniş yanlılarının Jozef Aun ile temas kurarak çıkarlarını gözeten bir anlaşmaya vardıklarını belirtti.
"Bu anlaşma bir toplantıda sağlandı ve ardından yeniden oylama yapılarak Aun 99 oy aldı," diyen Amani, bunun Amerika, Suudi Arabistan ve Fransa’ya, tek başlarına hareket edemeyeceklerini ve uzlaşmaya ihtiyaç duyduklarını gösterdiğini ifade etti.
Hizbullah’ın Cumhurbaşkanlığı Seçimindeki Rolü Amani, "Jozef Aun’un Hizbullah’ın adayı olmadığı ve bu durumun direniş için bir yenilgi olduğu" yönündeki iddiaların yanıltıcı olduğunu söyledi.
"Direniş, bir uzlaşma sağlanamazsa cumhurbaşkanlığı seçiminin gerçekleşmeyeceğini kanıtladı. Direnişin müttefikleri, yaklaşık 40 oya sahip bir blok olarak cumhurbaşkanı seçimi konusunda bir araya geldi," diye konuşan Amani, Jozef Aun’un İran karşıtı bir figür olmadığını vurguladı.
Öte yandan Amani, Hizbullah’ın uzlaşmaya vararak Amerikalılara ve Fransızlara yeniden yapılanma sürecine başlamaları çağrısında bulunduğunu belirtti.
Ayrıca, İsrail’in 1701 sayılı Birleşmiş Milletler kararındaki sınırlara geri dönmesi ve saldırıların önlenmesi gerektiğini dile getirdi.
"Hizbullah ve Emel Hareketi, çıkarlarını korumak için bazı geri adımlar attı," diyen Amani, Hizbullah’ın İsrail’in ateşkes ihlallerini belgeleyerek Lübnan hükümetine, orduya, UNIFIL’e ve uluslararası topluma sunma kararı aldığını ifade etti. Amani, direnişin, İsrail’in saldırganlığını caydırmada tek yol olduğunu söyledi.
Amani, direnişin Hizbullah, Emel Hareketi ve direnişi destekleyen Hristiyanlar tarafından Lübnan’ın varlığını sürdürebilmesi için bir şart olarak görüldüğünü belirtti.
Büyükelçi, "Bizim bakış açımıza göre, Lübnan’da direnişi yok etmek mümkün değil," diyerek direniş olmasaydı işgalci İsrail güçlerinin Beyrut’a kadar ilerlemiş olabileceğini de sözlerine ekledi.