Berri-Selam görüşmesi: Uzlaşma mı, çatışma mı?

16 Ocak 2025

Lübnan'da Başbakan adayı Nevaf Salam ile Meclis Başkanı Nebih Berri arasında yapılması görüşme yapılması planlanıyor. Hizbullah ve Emel Hareketi, istişareleri boykot ediyor.

YDH - Lübnan’da Meclis Başkanı Nebih Berri ile hükümeti kurmakla görevlendirilen başbakan adayı Nevaf Selam arasında yarın yapılması planlanan görüşme, Hizbullah ve Emel Hareketi'nin dün gerçekleştirilen bağlayıcı olmayan parlamento istişarelerini boykot etmesi nedeniyle siyasi manzaranın netleşmesine yardımcı olabilir.

Selam'ın istişareler öncesinde Berri ile bir araya gelme geleneğinin aksine, bu kez böyle bir görüşme gerçekleşmedi.

Selam, Hizbullah ve Emel Hareketi ile doğrudan iletişim kanalları açmaya çalışırken, her konuda doğrudan bir diyalog kurmak istediğini ve hiçbir konuda önyargılı olmadığını belirtti.

El-Ahbar gazetesine konuşan kaynaklar, iki tarafın Selam veya hükümetini, olası anlaşmalara bağlı olmaksızın boykot etme niyetinde olmadığını ifade etti.

Kaynaklar, hükümete katılmama olasılığının ilk kez 1984'ten bu yana gündeme geldiğini ve ikilinin yokluğunun, kamu yönetiminde büyük bir bölümün mezhepsel otoritelere tabi olduğu bir sistemde çalışma mekanizmasını tehdit ettiğini vurguladı.

İlgili kaynaklar, "İkili tarafın dünkü istişareleri boykot etmesi, yaşanan darbeyle bağlantılı bir siyasi duruştur. Hükümete katılmama kararı ise Selam'ın hükümet kurma sürecindeki tutumuna bağlı olacak," dedi.

Kaynaklar, Berri'nin dünkü bir soruya verdiği yanıta atıfta bulunarak, "Lübnan ilerlemek zorunda," dediğini ve "Cuma günü Başbakan adayı Selam'ı kabul edeceğim," ifadelerini kullandığını belirtti.

Dün boyunca, ikilinin tutumu, hükümet krizinin çözümüne yönelik yaklaşımını gözlemlemek için dikkatle incelendi. Görünen o ki, ikili, bölgesel etkileri durduran koşullarıyla bir çözüm istiyor.

Bu bağlamda kaynaklar, Cumhurbaşkanı Jozef Aun’un Hizbullah ve Emel Hareketi ile bir anlaşmaya varmak için iletişim kurduğunu açıkladı.

Kaynaklar, "Boykot kararından diyaloğa geçtik çünkü herkes, Avn ve Selam da dahil olmak üzere, Hizbullah ve Emel Hareketi'nin katılmamasının sadece bir hükümet krizi değil, aynı zamanda bir yönetim krizi yaratacağını biliyor," diye konuştu.

Kaynaklar, "Cumhurbaşkanı ve Başbakan adayının şu ana kadar hükümetin şekli konusunda bir vizyonu yok," derken, "En olası eğilim, tekno-politik bir hükümet kurulması yönünde," ifadelerini kullandı.

Her ne kadar taraflar kamuoyuna kimseyi dışlamama konusunda güvence verse de, istişarelerin ilk gününden çıkan sonuç, bazı tarafların Selam'ı Hizbullah ve Emel Hareketi'ni içermeyen bir hükümet kurmaya teşvik ettiğini gösterdi.

Lübnan Kuvvetleri, Başbakan adayına "Eğer ikili temsil edilmek isterse ne ala, aksi takdirde muhalefet olacaklar," mesajını iletti. Grup, "direniş" kelimesinin bildiride yer almaması gerektiğini savunarak, "tahta denklem" olarak adlandırdığı duruma dönmeyi reddetti.

Semir Caca liderliğindeki Lübnan Kuvvetleri, Hizbullah'ın 'Ordu-Millet-Direniş' altın denklemdir sözüne karşı altın denklem ifadesini aşağılamak için buna 'tahta denklem' diyor.

Selam'ın "önceki denklemlerle uyumlu olmayan bir değişim projesi" olduğunu belirten grup, Başbakan adayının bu sorunu çözmek için anayasada öngörülen bir çözüm olduğunu söyledi.

Aynı kışkırtıcı ton, Vahid Esad, Mark Dau ve Mişel Duhayy'den oluşan üçlü tarafından da sergilendi. Üçlü, Başbakan adayına "İkili (Hizbullah ve Emel) tüm Şiileri temsil etmiyor ve hükümete katılmayı kabul etseler bile Şii temsilini tekelleştirmemeliler," dedi.

Suudi destekli Fuad Mahzumi, Eşref Rifi ve Mişel Muavvad'dan oluşan diğer üçlü de bu görüşü destekledi. Her iki üçlü de Başbakan adayına isimlendirme sürecinde en büyük role sahip olduklarını belirtti. "Hizbullah ve Emel Hareketi ülkeyi kontrol ediyordu ve şimdi bu hâkimiyete son verilmeli," dediler.

Ketaib Partisi ise daha yumuşak bir tonla, milletvekilleri "uzlaşma ve diğer tarafa el uzatma ve dışlama mantığını reddetme" gereğini vurguladı. Milletvekili Cibran Basil de aynı vurguyu yaptı.

Selam'ın iki gün sürecek istişarelere Meclis Başkanı Berri ile başlaması planlanıyordu, ancak Berri belirlenen saatte gelmedi.

Kalkınma ve Özgürlük ile Direniş ve Özgürlük blokları istişareleri boykot etti. İstişareler iki tur halinde gerçekleşti ve gruplar Selam ile yaptıkları görüşmelerde "ilkeli" tutumlarını dile getirerek, en kısa sürede bir hükümet kurulması ve kimsenin dışlanmaması çağrısında bulundu.

Fakat grupların kamuoyuna yansıttığı "mütevazı" tutum, Başbakan adayının toplantılarında duyduğuyla aynı değildi. Çoğunluğun, siyasi bir hükümet ve teknokrat yüzlerle kendi paylarını garanti altına alma konusundaki ısrarı açıktı.

Bu durum, örneğin Ketaib Partisi'nin milletvekili Edib Abdülmesih'i grubuna dâhil ederek büyütmesine ve dolayısıyla hükümette temsil edilmesine yol açtı.

İstişarelere, Meclis Başkan Yardımcısı İlyas Bu Saab ile yapılan bir görüşmeyle başlandı. Bu Saab, "Hükümetin kurulması konusunda herhangi bir talebimiz yok, bu konu Başbakan adayı ve Cumhurbaşkanı'nın performansına bağlı," dedi. Değişim İttifakı adına milletvekili Mark Dou, "Hükümetin bakan sayısı açısından kısa olmasını ve partizan paylaşım içermemesini, ayrıca kadın temsili olmasını diledik," dedi.

Demokratik Buluşma Bloku Başkanı milletvekili Teymur Canbolat, "Baskı ve talepleri hafifletmeyi diledik," derken, "Kimseyi dışlamak söz konusu değil," ifadelerini kullandı.

Ulusal İstikrar Bloku, yeni hükümette bir bakanlık talep etti. Özgür Yurtsever Hareket Başkanı Cibran Basil, "Hükümette herhangi bir talep sunmadık, yardıma hazırız ve hükümetin parlamentodaki güçleri temsil etmesi ancak uzmanlardan oluşması gerektiğini düşünüyoruz," değerlendirmesini yaptı.

Milletvekili Corc Advan, "Bazı milletvekillerinin iddia ettiğinin aksine kimseye herhangi bir söz verilmedi. İkili en büyük Şii temsiline sahip ve yeni döneme katılmalarını umuyoruz, ancak tek temsilci değiller," ifadelerini kullandı.

Bağımsız grup adına milletvekili Toni Franciye, "Hükümete katılıp katılmayacağımız konusunda konuşmadık, Selam'ın bu fırsatı kaçırmaması için yeterli bilgeliğe sahip olduğunu düşünüyoruz," dedi.

Ulusal Mutabakat Grubu adına milletvekili Faysal Kerami, "kimseyi dışlamama veya izole etmeme" gereğini vurgularken, Ermeni Milletvekilleri Grubu adına milletvekili Agop Bagradunyan, kapsayıcı bir hükümet kurmanın önemine dikkat çekti.