YDH - Filistin Yönetimi, Gazze’de ateşkes anlaşmasının duyurulması karşısında sessizliğini koruyor ve bu konuda herhangi bir açıklama yapmaktan kaçınıyor. Bu durum, dünyanın pek çok ülkesinin aksine, Ramallah’ın müzakerelerden dışlanması ve Gazze’nin geleceğindeki rolünün belirsizliği nedeniyle yaşadığı rahatsızlığın bir göstergesi gibi görünüyor.
El-Ahbar gazetesinin değerlendirmesine göre Filistin Yönetimi, “savaş sonrası” dönemde bir rol oynama umutlarının suya düştüğünü görürken, varılan anlaşmanın detaylarına dahil olmadı ve sonuçlarında da yer almadı.
Geçtiğimiz yıl boyunca ABD yönetimi, Filistin Yönetimi’ni Gazze’yi destekleyecek herhangi bir tutum almamaya ve Batı Şeria’da bir patlamaya izin vermemeye zorladı.
Bunun karşılığında, savaş sonrası Gazze’nin yönetiminde bir rol verileceği vaat edildi. Ancak bugün Filistin Yönetimi, eli boş kalmış durumda ve halk nezdinde hoşnutsuzluk ve öfke giderek artıyor.
Bu durum, sadece Gazze’deki savaşa karşı tutumu nedeniyle değil, aynı zamanda Batı Şeria’daki güvenlik operasyonları, özellikle de bir aydan fazla süredir Cenin’de yürütülen kampanya nedeniyle de hissediliyor.
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, Mahmud Abbas’a yakınlığıyla bilinen bir isim olarak, anlaşmanın duyurulmasından önce yaptığı açıklamada, “Filistin Yönetimi, savaşın sona ermesinin ardından Gazze’yi yönetmesi gereken tek meşru otoritedir” dedi ve ekledi:
“Ateşkesin gerçekleşmesini beklerken, Gazze’yi Filistin’in meşru liderliği ve hükümeti dışında herhangi bir varlığın yönetmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulamak önemlidir.”
Mustafa, Gazze’nin Batı Şeria’dan ayrılmasına yönelik herhangi bir girişimin olmaması gerektiğini belirterek, Filistin Yönetimi’nin kamu hizmetlerini sunma, yeniden inşa ve ekonomiyi canlandırma da dahil olmak üzere sorumluluklarını üstlenmeye hazır olduğunu ifade etti.
Mustafa’nın Norveç’teki uluslararası bir konferansta dile getirdiği bu tutum, uluslararası topluma, iki devletli çözüm sürecini canlandırma ve Filistin Yönetimi’nin Gazze ile Batı Şeria üzerinde kontrol sağlaması yönündeki taahhütlerini hatırlatma amacı taşıyordu.
Fakat Abbas’ın dini işler danışmanı Mahmud el-Habaş’ın birkaç gün önce Suudi el-Hadas kanalına verdiği mülakattaki açıklamaları, Filistin Yönetimi’nin anlaşmaya yönelik gerçek tutumunu daha net bir şekilde ortaya koydu.
Habaş, henüz detayları açıklanmadan önce anlaşmayı “saçma” olarak nitelendirerek, “Filistin Yönetimi, Gazze’yi yönetmek için yetkilendirilmiş tek otoritedir, ancak Hamas ve İsrail, bizi bu süreçten dışlamak için anlaştı,” diye konuştu.
Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi yönetme hedefleri, İsrail’in Hamas’ı ortadan kaldırma konusundaki başarısızlığı, yeni ABD yönetiminin savaşı bir an önce sona erdirmek için anlaşma yapma arzusu ve Filistin Yönetimi’nin Hamas ile ortak bir komite oluşturmayı reddederek “Gazze’yi tek başına yönetme” konusundaki ısrarı nedeniyle sekteye uğradı. Böylece, ateşkes anlaşması, Ramallah’ın seçeneklerini daha da kısıtladı.
İsrail medyasına konuşan kaynaklara göre, Filistin Yönetimi’nin Trump yönetimiyle yürüttüğü görüşmeler de başarısızlıkla sonuçlandı.
Filistin Yönetimi’nin Batı Şeria’daki güvenlik güçlerinin alarma geçmesine rağmen, anlaşmanın duyurulmasının ardından pek çok şehir ve kasabada büyük kutlamalar yaşandı.
Direniş seçeneğini destekleyen sloganlar eşliğinde, Nablus’un merkezinde kutlamalar yapıldı, Akraba kasabasında araç konvoyları düzenlendi ve Huvara’da coşkulu gösteriler gerçekleştirildi.
Ramallah’ın merkezinde de Filistinliler, “Sinvar’ın ruhu şad olsun” ve “Bütün ülkem Hamas’la” gibi sloganlar atarak yürüdü.
Dir Cerir ve Seluad kasabalarında da Gazze’yle dayanışma gösteren yürüyüşler düzenlendi. Halil’in güneyindeki Yatta şehrinde de, Filistin Yönetimi’nin güvenlik güçlerinin engelleme çabalarına rağmen, anlaşmanın duyurulmasının ardından gösteriler yapıldı.
Kudüs’te ise Şuafat mülteci kampındaki camilerden tekbir sesleri yükselirken, Mescid-i Aksa’nın güneyindeki Silvan kasabasında da Gazze’nin direnişine destek gösterileri düzenlendi.
Cenin mülteci kampında, 43 gündür abluka altında olan bölgede, dün gerçekleştirilen hava saldırısında 6 kişinin şehit olmasının ardından, camilerden ve sokaklardan tekbir sesleri yükseldi ve ateşkesin duyurulması kutlandı.
Batı Şeria, Netanyahu’nun müzakerelerdeki hesaplarının bir parçası olmaktan uzak değil.
İsrail medyasına konuşan kaynaklar, İsrail başbakanının, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’e, Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerini genişletme teklifinde bulunduğunu ve bunun karşılığında koalisyondan ayrılmama sözü verdiğini ortaya çıkardı
Filistinliler, İsrail’in Gazze’den sonra Batı Şeria’ya odaklanacağını ve aşırı sağcı kesimi memnun etmek için yerleşim planlarını yoğunlaştıracağını biliyor.
Trump’ın Beyaz Saray’a dönme ihtimali ve İsrail’in planlarını onaylayabileceği endişesi, Filistinlilerin Batı Şeria’nın ilhak edilmesi senaryolarına yönelik korkularını daha da artırıyor.
Trump, daha önce İsrail’in coğrafi olarak genişlemesi gerektiğini ifade etmişti.