YDH - ABD’nin Suriye’den çekileceği yönündeki iddiaların gündeme gelmesinin ardından, İdlib kırsalında el-Kaide bağlantılı Huraseddin örgütünün bir lideri, ABD’ye ait bir insansız hava aracı tarafından düzenlenen hava saldırısında hedef alındı.
Saldırıda öldürülen lider Muhammed Salah Zubeyr’in hedef alınması, örgütün kendini feshettiğini açıklamasından sadece üç gün sonra gerçekleşti.
Bu gelişme, Suriye’deki farklı grupların birleştirilerek yeni bir ordu oluşturulması çabaları kapsamında yaşandı.
Aynı zamanda, Suriye’yi fiilen yöneten Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) da benzer bir adım atarak kendini feshetti. Bu adımlar, özellikle Suriye’deki yeni orduya katılan yabancı militanların geleceği konusunda endişelere yol açtı.
ABD’nin bu saldırısı, Suriye’deki varlığının geleceğine dair sinyaller de veriyor. Washington yönetimi, terörle mücadele bahanesiyle Suriye’nin doğusundaki petrol kaynaklarını kontrol altında tutmaya ve bölgedeki askeri üslerini genişletmeye devam ediyor.
Özellikle İsrail’in stratejik öneme sahip olduğunu belirttiği Tenef Üssü, ABD’nin bölgedeki varlığının önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.
ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’den çekilme iddialarına yönelik olarak, “Bunu söyleyenin kim olduğunu bilmiyorum,” ifadelerini kullandı.
Trump, “Suriye konusunda bir karar vereceğiz”, diyerek ülkesinin bölgede tam olarak yer almadığını belirtti ve “Orada yeterince kaos var,” sözleriyle ABD’nin Suriye’deki geleceğine dair belirsizliği artırdı.
Öte yandan, Suriye Demokratik Güçleri (SDG), ABD’nin varlığını özerk yönetimlerini korumak açısından gerekli görürken, Türkiye ve HTŞ rejimi bu duruma karşı çıkıyor.
2016 yılında Suriye’den çekilme girişiminde bulunan Trump’ın bölgedeki askeri varlığı azaltma eğilimine rağmen, ABD kuvvetleri Suriye’nin kuzey ve kuzeydoğusundaki varlığını artırdı.
El-Ahbar gazetesine konuşan kaynaklar, Irak sınırından ve hava yoluyla bölgeye ulaşan büyük çaplı askeri takviyelerin yapıldığını bildirdi.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Ocak 2025’te ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun 257 kamyon dolusu askeri ekipman ve lojistik malzeme getirdiğini belgeledi. Ayrıca, 23 askeri nakliye uçağıyla da takviyelerin yapıldığı kaydedildi.
Diğer yandan, Rusya’nın Suriye özel temsilcisi Aleksandr Lavrentyev, Türkiye Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz ile Ankara’da bir araya gelerek Suriye’deki son gelişmeleri görüştü.
Görüşmeler, Rusya’dan üst düzey bir heyetin Suriye’yi ziyaretinin ardından gerçekleşti.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, tarafların Suriye’deki siyasi birliği desteklediğini ve kapsamlı bir geçiş sürecinin önemini vurguladığını açıkladı.
Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdülati de Iraklı mevkidaşı Fuad Hussein ile telefon görüşmesi yaparak Suriye’deki durumu ele aldı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, iki ülkenin Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğini yinelediği belirtildi.
Birleşmiş Milletler (BM), Ebu Muhammed el-Colani’nin geçiş sürecinde cumhurbaşkanlığı görevini üstlenmesine yönelik olarak, “BM’nin hükümetleri veya yetkilileri tanıma konumunda olmadığını” ifade etti.
BM, odak noktasının Suriye halkının çıkarlarını korumak olduğunu vurguladı. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönüş sürecinin uzun zaman alacağını belirtti.