YDH - ABD istihbaratı, Suriye'de Beşşar el-Esed hükümetinin 8 Aralık 2024'te düşmesinin ardından kendisini feshettiğini ilan eden Huraseddin örgütünü İdlib'de takip etmeye devam ediyor.
Washington öncülüğündeki koalisyonun, örgütün lider kadrosuna ve unsurlarına yönelik operasyonları, örgütün 28 Ocak 2025'te kendisini feshettiğini duyurmasına rağmen durmadı.
Huraseddin örgütü, Şubat 2018'de Heyet Tahrir eş-Şam'dan (HTŞ) ayrıldıktan sonra kuruldu.
Selefi cihatçı silahlı bir örgüt olarak olan Huraseddin, el-Kaide'nin Orta Doğu'daki yeni bir kolu olarak görülüyor.
Örgüt, Suriye'de HTŞ'den ayrıldıktan sonra kendisine biat eden yaklaşık 32 grubu bünyesinde barındırıyordu.
Örgüt, hükümein düşmesinin ardından kendisini feshettiğini duyurmasına rağmen, ABD istihbaratı koalisyon uçakları tarafından örgüt liderlerine yönelik bir dizi hava saldırısı düzenledi.
ABD koalisyonu hükümeitn düşüşünün ilan edilmesinden sonra örgütün lider kadrosuna yönelik 3 hava saldırısı gerçekleştirdi.
İlk hava saldırısı 30 Ocak 2025'te, Huraseddin'in önde gelen liderlerinden Muhammed Salah ez-Zübeyr'i, İdlib şehrinin kuzeyindeki Sermeda kasabasının güneyinde halka açık bir yolda arabasında bulunduğu sırada hedef aldı.
İkinci saldırı ise İdlib'in güneyindeki Urm el-Cevz yolunda bir aracı hedef aldı ve örgütün 3 askeri liderinin ölümüne yol açtı: Ebu Bekir Murk, Ebu Abdurrahman el-Libi ve Suriye'de Huraseddin saflarında savaşmak üzere çeşitli ülkelerden savaşçıların askere alınmasında büyük rol oynayan Fadlullah el-Libi.
Cuma günü düzenlenen üçüncü saldırıda ise güdümlü bir füze taşıyan bir insansız hava aracı, örgütte Talha Ebu İmran eş-Şami olarak bilinen ve örgütün iç güvenlik sorumlusu görevini yürüten, aynı zamanda Şam'ın mevcut Vakıflar Müdürü Semir Birakdar'ın kardeşi olan lider Vasim Birakdar'ın içinde bulunduğu bir jipi hedef aldı.
Aralık ayından bu yana uluslararası koalisyon İdlib üzerinde keşif uçuşlarını yoğunlaştırdı. Bu durum, ABD'nin Huraseddin liderlerinin ve unsurlarının örgütün feshedildiğinin ilan edilmesinin ardından Suriye dışına çıkması ve bunun sonucunda radikal grupların faaliyetlerinin başka ülkelere taşınması konusundaki endişelerini artırdı.