Haaretz: İsrail hükümeti eleştirileri susturmaya çalışıyor

25 Şubat 2025

Haaretz gazetesinde yayımlanan bir makalede, İsrail hükümetinin yabancı kaynaklı sivil toplum kuruluşlarına (STK) yönelik yeni bir yasa tasarısıyla eleştirileri susturmayı ve insan haklarını hedef almayı amaçladığı belirtildi. Yasa tasarısının, STK'lara yapılan bağışlara yüzde 80 oranında vergi getirdiği ve mahkemelerin STK'ların itirazlarını dinlemesini engelleyebileceği ifade edildi.

YDH - Haaretz gazetesinde yer bulan makalede, İsrail hükümetinin eleştirileri susturmak ve insan haklarını hedef almak amacıyla yabancı kaynaklı STK'lara yönelik yeni bir yasa tasarısı hazırladığı belirtildi.

Makalede, yasa tasarısının Knesset'te (parlamento) kabul edildiği ve az sayıda muhalefet milletvekilinin buna itiraz ettiği ifade edildi.

Yasa tasarısının, STK'lara yapılan bağışlara yüzde 80 oranında vergi getirdiği ve mahkemelerin STK'ların itirazlarını dinlemesini engelleyebileceği vurgulandı.

Bu durumun, dezavantajlı grupları, azınlıkları, kadınları, işçileri ve Batı Şeria'da yaşayanları koruyan STK'ları olumsuz etkileyeceği belirtildi.

Makalede, bu yasa tasarısının "İsrail'in uluslararası itibarını zedeleyeceği ve temel değerlerini baltalayacağı" ifade edildi.

Ayrıca, "ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve eşitlik gibi temel insan haklarının" ihlal edildiği vurgulandı.

Yasa tasarısının, sağcı örgütlerin özel bağışlardan yararlanmaya devam etmesine izin verirken, liberal STK'ları destekleyen yabancı ülkelerden ve uluslararası kuruluşlardan gelen katkıları engellediği kaydedildi.

Bu durumun, devlet bağışlarından çok daha şeffaf olan özel bağışlara rağmen çarpık bir sosyo-politik gündem oluşturduğu ifade edildi.

Ayrıca makalede, bu yasa tasarısının, İsrail'in demokratik gücünün sivil toplumun sağlamlığıyla ölçüldüğü bir dönemde, ülkeyi otoriter bir rejim tarafından yönetilen milliyetçi-dini bir devlete dönüştürme girişimlerine karşı son savunma hattı olduğu vurgulandı.

Yasa tasarısının, hükümeti eleştiren mahkemeler, kamu hizmeti, emniyet teşkilatı, akademi, eğitimciler, medya kuruluşları ve sanatçılar gibi her türlü toplumsal unsura yönelik tacizlerin arka planında değerlendirilmesi gerektiği kaydedildi.

Makalede, eleştiriyi susturmanın sadece demokrasinin yıkımı olmadığı, aynı zamanda varoluşsal bir tehlike olduğu ifade edildi.

İsrail'in bu konuda "Viktor Orbán'ın Macaristan'ına" benzediği, ancak şimdi "Vladimir Putin'in Rusya'sına" doğru ilerlediği belirtildi.