YDH - Lübnan'daki yargı atamaları süreci, Amerikan ve Suudi büyükelçiliklerinin etkisi altında gerçekleşiyor. El-Ahbar gazetesi yazarı Meysem Rizk’e göre Adalet Bakanı Adil Nasır’ın şeffaflık iddialarına rağmen, atamalarda Amerika ve Suudi Arabistan’ın müdahaleleri ve siyasi çekişmeler belirleyici rol oynuyor. Yargı pozisyonlarının yaklaşık üçte biri boş veya değişiklik bekliyor.
Atamaları çevreleyen atmosfer, sürecin sorunsuz ilerleyeceğini göstermiyor. Siyonistlerin Lübnan'a yönelik saldırısını takip eden siyasi iklimin devam etmesiyle birlikte, bu dosyanın da bir intikam ve keyif alma aracı olması istendiğine dair göstergeler bulunuyor.
Her ne kadar öncelik, yetkili kaynakların bugünkü Bakanlar Kurulu toplantısında gündem dışı sunulması yönünde bir eğilim olduğunu söylediği askeri, güvenlik ve mali atamalara verilse de, yargı atamaları da önemini koruyor.
Adalet Bakanı Adil Nasır’ın iddia ettiğinin aksine, bu dosya da çeşitli takas, şart ve baskılara maruz kalıyor. Bu baskıların kaynağı Amerikan ve Suudi büyükelçilikleri ile onların etki alanındaki çevreler, ayrıca Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık danışmanları "ordusu" ve atamalarla ilgilenen iç ve dış taraflara "hac ziyaretleri" düzenleyen "değişimci" milletvekilleri.
Birkaç gün önce Nasır, televizyon röportajında "Yüksek Yargı Konseyi'nde herhangi bir kişiyi önermek veya tavsiye etmek için benimle kimse iletişime geçmedi ve kimse böyle bir adım atmaya cesaret edemedi ya da edemeyecek," dedi.
Daha önce ise Cumhurbaşkanı Jozef Aun ve Başbakan Nevaf Selam'ın "şeffaf" ve "reformcu" atamalar istediği ve bu konuda siyasi bir uzlaşma olduğu söylenmişti.
Oysa yargı kaynaklarına göre, "atamaların çerçevesinde uygulanacak mekanizma, vizyon ve kriterler" bulunmuyor ve "şu ana kadar yargı pozisyonlarındaki boşlukları doldurmak için benimsenen yöntem netleşmedi ve isimler konusunda hiçbir şey kesinleşmedi."
Kaynaklar, yargı atamaları dosyasının da "özellikle Sünnilerden kalan boş pozisyonlara büyük önem veren Suudi Büyükelçiliği başta olmak üzere büyükelçilikler tarafından incelemeye tabi tutulduğunu" ve "isimleri tarayıp haklarında bilgi topladıklarını" doğruluyor.
Boş pozisyonlar veya değişiklik yapılması beklenen makamlar, yargı pozisyonlarının yaklaşık üçte birini oluşturuyor.
Bunların en önemlileri: Yargı Denetleme Başkanı, Bakanlar Kurulu Genel Sekreteri, beş ildeki istinaf mahkemelerinin baş hâkimleri ve görev süreleri sona eren Yüksek Yargı Konseyi'nin tüm üyeleri.
Konsey Başkanı Hâkim Süheyl Abbud ise istisna olarak kalıyor. Bilgilere göre "Cumhurbaşkanı, Abbud'un açıkça Lübnan Kuvvetleri partisine yakın bir tutum sergilemeye başladıktan ve yargıda pek çok ihlale imza attıktan sonra değiştirilmesi arzusunu birden fazla kez dile getirdi."
Fakat "görünüşe göre Abbud, kendisini savunan bir medya ortamıyla kendini gösteren dış destekten yararlanıyor ve muhtemelen görevinde kalacak."
Hükümet, Yüksek Konsey'e dörtten beşe kadar üye atayabilecek zira yeterli sayıda asil Temyiz üyesi bulunmuyor. Hâkim Eymen Uveydat’ın ismi Yargı Denetleme Başkanlığı için yeniden ön plana çıkarken, Hâkim Cemal Haccar'ın Temyiz Başsavcısı olarak bir yıl daha görevde kalması veya değiştirilmesi konusundaki tartışmalar sürüyor.
Özellikle bu makama göz dikenlerin çok olduğu ve aralarında eski İçişleri Bakanı Besam el-Mevlevi'nin de bulunduğu biliniyor.
Boş pozisyonlar ayrıca Temyiz Mahkemelerini, Sayıştay dairelerinin çok sayıda odasını ve etrafında şüpheler bulunan ve yargının soruşturduğu Başkan Hâkim Fadi İlyas'ın durumu nedeniyle Devlet Şura Konseyi'ni de kapsıyor.
Şiilerin yargıdaki pozisyonlarına gelince, bilgiler bunların bölgesel ve uluslararası mercek altında olduğunu ve hem yabancı hem yerli aktörlerin, Selam hükümetindeki Şii bakanların atanması konusunda olduğu gibi, bu pozisyonları da Şii ikiliyi dışlama ve isimleri seçmelerini engelleme mantığıyla ele alacağını doğruluyor.
Özellikle Yargı Konseyi'ndeki iki Şii üyenin atanması konusunda bu durum geçerli. Temyiz Mahkemesi'nin asil hâkimlerinden biri olarak Hâkim Süheyr el-Hareke'nin bu pozisyonlardan birine atanması neredeyse kesinken, siyasi hınç ve dışlama mantığı benimsenirse diğer isim konusunda tartışma yaşanabilir.
Bu arada, Mali Savcılık pozisyonu için Hâkim Mahir Şuayto, Habib Mazhar ve Fatin İsa isimlerinin değerlendirildiği belirtiliyor.
Yargı atamaları, dün Başbakanlık Sarayı'nda genel olarak atamalar konusunda yapılan özel bir çalıştayda tartışıldı. Bu toplantıda önemli güvenlik ve askeri pozisyonlar için bazı isimler görüşüldü.
Çeviri: YDH