YDH - Irak eski Başbakanı Mustafa el-Kazımi'nin, görev süresinin 2022'de sona ermesinden iki yıldan uzun bir süre sonra Bağdat'a dönmesi, gergin siyasi ortamda soru işaretleri yarattı.
Bu dönüşün siyasi hedefleri ve özellikle yaklaşan parlamento seçimleri öncesinde ne anlama geldiği merak konusu.
Iraklı önde gelen bir siyasetçi, el-Ahbar gazetesine yaptığı açıklamada, Kazımi'nin dönüşünün mevcut hükümet ve Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin resmi talebi üzerine gerçekleştiğini belirtti.
Siyasetçi, "Bu talebin nedeni, hükümetin Trump yönetiminden duyduğu endişeler. Zira Trump yönetimi, mevcut Irak hükümeitni İran'ın müttefiki olarak görüyor ve silahlı grupları silahsızlandıramıyor. Kazımi ise, Trump yönetimi ile arabulucu olabilir," dedi.
Aynı siyasetçi, Muhammed es-Sudani hükümetinin Irak'a yönelik yaklaşan tehlikeyi hissettiğini ve Amerika'ya yakın siyasetçiler aracılığıyla bu tehdidin doğasını anlamaya çalıştığını ifade etti ve "Kazımi'nin dönüş önerisi, Koordinasyon Çerçevesi'nden çıktı, ancak doğrudan benimsenmedi. Buna rağmen, Kazımi'nin karşılanma şekli herkesi şaşırttı ve daha önce hiçbir eski siyasetçiye nasip olmamıştı," diye ekledi.
Farklı yorumlara göre, bu ziyaret, karmaşık yerel ve bölgesel siyasi bağlamlarda gerçekleşiyor ve ana nedenlerinden biri yasama seçimlerine hazırlık olabilir.
Iraklı kaynaklar, Kazımi'nin, Mukteda es-Sadr'ın desteğiyle siyasi sahneye dönüşünün önünü açabilecek yeni bir seçim gücü oluşturmayı planladığını belirtiyor.
Kazımi, 7 Mayıs 2020'den 27 Ekim 2022'ye kadar süren görev süresinin ardından Irak'tan ayrılmıştı.
İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani ve Haşd Şabi Heyet Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis'in Ocak 2020'de katledilmesinde işbirliği yapmakla suçlanmıştı.
Kazımi hakkında herhangi bir tutuklama emri çıkarılmamış olsa da, bazı yakınları "Asrın Hırsızlığı" davasında yargılanıyor. Tüm bunlara rağmen, mevcut hükümetin, eski başbakanın Washington ile olan güçlü ilişkisini Irak'ın ekonomik sorunlarını çözmek için kullanmaya çalıştığı görülüyor.
Ancak, Koordinasyon Çerçevesi liderlerinden Ali Hüseyin, el-Ahbar'a yaptığı açıklamada, Kazımi'nin hükümet talebiyle döndüğü iddiasını reddetti.
Hüseyin, "Bağdat'ın Washington ile her düzeyde olumlu ilişkileri ve anlaşmaları var. Bu nedenle, Amerika gibi bir devlet karşısında hiçbir şeyi temsil etmeyen bir kişinin arabuluculuğuna ihtiyacı yok," ifadesini kullandı.
Hüseyin, Kazımi'nin dönüşünün normal olduğunu ve belki de seçimlere katılmak için geldiğini belirterek, amacının yeni bir siyasi proje kurmak veya kendisine yakın güçlerle ittifak kurmak olabileceğini öne sürdü.
Ufuk Siyasi Araştırmalar Merkezi Müdürü Ahmed el-Cuburi, el-Ahbar'a yaptığı açıklamada, Kazımi'nin dönüşü için birden fazla senaryo olduğunu belirtti.
Cuburi, "Bunlardan biri, siyasi süreçte meydana gelebilecek bir değişiklik hakkında bilgi almış olması veya Irak güçleri tarafından ittifak kurmak amacıyla davet almış olmasıdır," dedi.
Cuburi, Kazımi'nin son açıklamalarında farklı bir söylem sunduğunu ve Koordinasyon Çerçevesi'ne muhalif bazı güçlerle uyum içinde göründüğünü ifade etti.
"Sadr ile ittifakı uzak bir ihtimal değil, ancak şu an için kesin bir şey söyleyemeyiz," diye ekleyen Cuburi, hükümetin ve ona karşı olan blokların sessizliğinin, Kazımi ile ortak bir projeleri olabileceğine işaret ettiğini belirtti.
Ayrıca, Suudi Arabistan ve Amerika ile olan iyi ilişkilerini kullanarak bölgesel sorunları çözme karşılığında dönüşü için güvenceler verilmiş olabileceğini dile getiren Cuburi, "Bölgedeki dönüşümler, Kazımi'ye Irak'a da ulaşabileceği ve Batı'nın desteğiyle önümüzdeki aşamayı yönetmede merkezi bir figür olabileceği umudunu vermiş olabilir," değerlendirmesini yaptı.
Kazımi, bir basın toplantısında, "Ne yapabileceği konusunda bir düşünme aşamasında olduğunu" belirterek “Yakın zamanda herhangi bir siyasi rolü ne doğruluyorum ne de reddediyorum. Ancak Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün Bağdat'a dönüş kararımla hiçbir ilgisi olmadığını yineliyorum,” dedi.
Kazımi, Mukteda es-Sadr'ın geri çekilmesinin siyasi sürece zarar verdiğini ve geri dönüşüne dair işaretler olduğunu ifade etti.
Diğer yandan Kazımi, bölgenin bir depremden etkilendiğini ve Filistin davasında büyük bir gerileme yaşandığını söyledi.
Irak'ın değişimlere karşı dikkatli olması ve Irak halkının çıkarlarını ön planda tutması gerektiğini vurgulayan Kazımi, Suriye'deki değişimin, eski Cumhurbaşkanı Beşşar el-Esed’in politikalarının bir sonucu olarak kabul edilmesi gerektiğini öne sürdü.
Kazımi, Irak'ta rejim değişikliği eğilimi olmadığına inandığını ve Amerika'nın bölge hakkında bir görüşü olduğunu belirtti.
Bazılarının Amerika'nın bölgedeki müttefiklerine yönelik bir tehdit olduğuna inandığını ve Irak'ın bu tehdidin kaynağı olmaması gerektiğini savunan Kazımi, "Biz eksenlerin dışında olduğumuzu söylüyoruz ama bazı Iraklıların tutumu başkaları tarafından eksen siyasetinin bir parçası olarak yorumlanıyor," dedi.
Kazımi, silahlı grupların silahlarını bırakıp siyasi sürece dahil olmalarını umduğunu ve Amerika yönetiminin bu grupları kanun dışı unsurlar olarak gördüğünü de ekledi.