İsrail, güney Lübnan'da yeni sınırlar çiziyor

10 Mart 2025

"İsrail Lübnan topraklarında beş yeni askeri mevzi ve dört tampon bölge kurmuş oldu."

YDH - İsrail, Lübnan’ın güneyinde yeni askeri mevziler kurarak tampon bölgeler oluşturuyor ve sınır hattını fiilen değiştiriyor. İşgal güçleri, hendek kazma, tahkimat inşa etme ve sivillere yönelik saldırılarla bölgedeki varlığını pekiştirirken, bu ihlaller uluslararası ateşkes anlaşmalarına aykırı olmasına rağmen görmezden geliniyor. El-Ahbar gazetesi yazarı Hüseyin el-Emin'e göre İsrail, Lübnan içinde "Beyaz Hat" adını verdiği yeni bir sınır belirleyerek işgal ettiği bölgeleri resmileştirmeye çalışıyor.

Güneydeki halk, özellikle de İsrail saldırıları nedeniyle neredeyse tamamen yok edilen sınır köylerindeki insanlar, yaşamlarını yeniden kurmaya çalışırken, işgalci İsrail güçleri Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını çeşitli yollarla sürdürmeye devam ediyor.

Bu saldırılar hava bombardımanları ve top atışlarını kapsarken, aynı zamanda düşman mevzilerine ya da Lübnan içindeki tampon bölgelere yaklaşan sivillere ateş açılmasını da içeriyor.

Bunun yanı sıra, işgal güçleri araziyi tahrip etmeye, kazılar yapmaya ve askeri tahkimatlar inşa etmeye devam ediyor.

Bu tahkimatlar arasında yeni yapılar, mayın döşeme faaliyetleri ve dikenli tel hatları çekmek de bulunuyor.

Son dönemde özellikle doğu kesiminde yer alan Hıyam Ovası ve Serda bölgesinde düşman, Lübnan toprakları içinde hendekler kazmaya başladı.

Bu hendeklerden bazıları sınır çitinden bir kilometre içeride yer alırken, diğerleri sadece birkaç yüz metre mesafede bulunuyor. Hendeklerin toplam uzunluğu yaklaşık yedi kilometreyi buluyor.

Görünüşe göre İsrail, savaşın sona ermesi ve ateşkesin ilan edilmesiyle ortaya çıkan büyük değişikliklerden faydalanarak tek taraflı olarak ateşkes anlaşmasını değiştirme fırsatı yakaladı.

Özellikle Suriye'deki rejimin çöküşü ve ABD'de Donald Trump yönetiminin iş başına geçmesi, İsrail'e bu tür adımlar atma konusunda cesaret verdi.

ABD yönetiminin desteği ve örtülü iş birliğiyle, İsrail'in Lübnan'daki hareket alanını genişletmesine izin verildi.

Ateşkes görüşmeleri sırasında ABD, İsrail’e Lübnan içinde "hareket serbestisi" sağlayan yan garantiler sundu. Bu garantiler, direnişin toparlanmasını engellemeyi ve kapasitesini yeniden inşa etmesini zorlaştırmayı amaçlıyordu.

Ancak İsrail bununla yetinmedi. Ateşkes anlaşmasının ardından, Lübnan içinde yeni mevziler ele geçirerek tampon bölgeler oluşturdu.

Bu adımları, özellikle Suriye'deki rejimin çöküşüyle ortaya çıkan yeni siyasi ve askeri gerçekliklerden faydalanarak attı.

İsrail’in benzer bir yaklaşımı yalnızca Lübnan’da değil, Suriye ve Gazze Şeridi’nde de sergilendi.

Suriye'de İsrail, 1973 Ateşkes Anlaşması’na göre oluşturulan tampon bölgeyi işgal etti ve Yermuk Havzası’ndan (güneyin en uç noktası) başlayarak Şam kırsalındaki Şeyh Dağı’na kadar stratejik noktaları ele geçirdi. Batı Deraa kırsalında baskınlar düzenledi ve günlük hava saldırılarıyla Suriye topraklarını hedef aldı.

Gazze'de ise ateşkes anlaşmasının sadece birinci aşamasını uygulayarak ikinci aşamayı değişikliklere uğratmaya veya tamamen iptal etmeye çalıştı. Böylece saldırıyı tamamen sona erdirme taahhüdünden kaçınmaya yönelik bir strateji izledi.

Dün, Lübnan’ın en güneyindeki Kefr Kila kasabasında halk, İsrail saldırılarında hayatını kaybeden şehitlerini uğurlarken, kasaba neredeyse tamamen yıkılmış durumdaydı.

Aynı zamanda İsrail güçleri, sınır duvarı boyunca tahkimatlarını güçlendirmeye devam etti. Toprak setleri ve beton bariyerler inşa ederek, sınır duvarına yaklaşan herkese ateş açtılar.

Bu süreçte, duvarın bazı bölümleri tank ve buldozerlerin Lübnan topraklarına girmesi için kaldırıldı. İsrail böylece, sınır boyunca uzanan ve Adaysa kasabasına kadar devam eden yeni bir tampon bölge oluşturdu.

Doğu kesiminde İsrail, Hayyam yakınlarındaki Hammams Tepesi'nde yeni bir askeri mevzi kurarak etrafını dikenli tellerle çevirdi. Ayrıca, Vezzani bölgesinde yeni bir tampon bölge oluşturdu ve Şebaa bölgesinde de benzer şekilde yeni tampon hatlar inşa etti.

Orta kesimde, İsrail, Merkaba ve Hula kasabaları arasında yeni bir askeri mevzi kurarak ana yolu kesti. Aynı şekilde, Aytarun’daki Cil ed-Deyr tepesinde (eskiden Lübnan ordusuna ait bir mevziydi) kontrolü ele geçirdi ve geniş tarım arazilerini işgal etti.

Batı kesiminde, Ramiye ve Meruhin kasabaları arasında yeni bir askeri mevzi kurdu ve geniş bir alanı ele geçirdi. Ayrıca, Yarun ve Dahira kasabaları arasında yeni bir tampon bölge oluşturdu ve buraya yaklaşan sivilleri ölümle tehdit etti.

En batıda, deniz kıyısına yakın el-Labbune Tepesi'nde büyük bir askeri üs kurarak bölgedeki yoğun ormanlık alanları yok etti.

Bunlar sonucunda, İsrail Lübnan topraklarında beş yeni askeri mevzi ve dört tampon bölge kurmuş oldu.

Fakat İsrail, uluslararası gözetim komisyonlarına sunduğu haritalarda yalnızca iki tampon bölge oluşturduğunu iddia etti. İşgal edilen alanlar toplamda 13,25 kilometrekare (13.250 dönüm) büyüklüğünde olup, bu da Güney Lübnan’ın toplam yüz ölçümünün yaklaşık yüzde 1’ine denk geliyor.

Daha dikkat çekici olan ise, bu sürekli artan işgal ve saldırıların ateşkes ihlalleri listesine dahil edilmemesi. Bunun yerine, bunlar "resmen ilan edilmemiş mutabakat" kapsamında değerlendiriliyor. İsrail, işgal ettiği yeni bölgeleri belirlemek için Lübnan topraklarına beyaz variller yerleştirdi. Böylece, Güney Lübnan’da artık iki hat bulunuyor; Mavi Hat: İsrail’in 2000 yılında Güney Lübnan’dan çekildiği hattı ifade ediyor. Beyaz Hat: İsrail’in son aylarda işgal ettiği yeni Lübnan topraklarını belirleyen hat.

Çeviri: YDH