İsrail, savaşın sürdürülmesinde ısrarcı

11 Mart 2025

Hamas, İsrail'in esir takası anlaşmasının ilk aşamasındaki yükümlülüklerini yerine getirmemesine rağmen, ikinci aşamaya geçmekte ısrarcı. İsrail'in Selahaddin koridorundan çekilmemesi ve Gazze'deki askeri operasyonları ile insani yardımları engellemesi gerilimi artırıyor.

YDH - İsrail'in, esir takası anlaşmasının ilk aşamasındaki taahhütlerini yerine getirmekteki isteksizliği, Hamas'ı, elindeki 59 İsrailli esirin serbest bırakılması için anlaşmanın ikinci aşamasına geçme konusunda kararlı olmaya itiyor.

Bu durumun son örneği, ateşkesin 50. gününden önce İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ni Mısır'dan ayıran Selahaddin koridorundan çekilmemesi oldu.

Oysa anlaşmanın ilk aşaması, bu koridordan tam bir çekilmeyi şart koşuyordu.

Sahadaki ihlaller de devam ediyor. Dün, insansız hava araçları (İHA) Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı'nın doğusunda toplanan sivilleri hedef alarak üç kardeşin ölümüne yol açtı.

İHA'lar ayrıca Han Yunus'un batı bölgelerinde de bir hedefi vurdu. İsrail'in, Gazze'nin güneyindeki Selahaddin Caddesi-Refah yolu üzerinde gerçekleştirdiği bombardıman ise bir kişinin hayatını kaybetmesine ve naaşının parçalanmasına, bir kişinin de yaralanmasına neden oldu.

Savaş uçakları Gazze semalarında alçak irtifada uçarken, askeri araçlardan bölgenin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgelerde aralıklı ateş açıldı.

Bu gelişmeler, İsrail yetkililerinin insani yardım ve ticari malların geçişine izin vermeyerek sınır kapılarını dokuzuncu gününde de kapalı tuttuğu bir dönemde yaşandı.

Ayrıca, Deyr el-Belah'daki, içme suyunun yüzde 70'ini sağlayan merkezi su arıtma tesisine elektrik verilmemesi de devam ediyor.

İsrail, savaş zamanında dahi görülmemiş bir şekilde, devlet hastanelerine tıbbi malzeme ve yakıt girişini engelliyor.

Siyasi arenada ise ABD yönetiminin, Doha'da Hamas ile doğrudan yürüttüğü müzakerelerin ardından yansıttığı iyimserlik havası sonuçsuz kaldı.

İsrail heyeti müzakerelere devam etmek üzere Katar'a giderken, ABD elçisi Steve Witkoff'un bölgeye yapacağı ziyaretten bir gün önce Kan televizyonu, "İsrail siyasi yönetiminin müzakere heyetine verdiği yetkilerin, savaşın durdurulması değil, ilk aşamanın uzatılması konusunda müzakere yapılmasına olanak sağladığını" aktardı.

Hamas ise bu durumu reddediyor. Direniş örgütünün sözcüsü Abdüllatif el-Kanu, yaptığı basın açıklamasında, Hamas'ın arabulucuların ve ABD Başkanı Donald Trump'ın elçisinin çabalarına esneklikle yaklaştığını, beklenen müzakerelerin sonuçlarını ve İsrail'in anlaşmaya uyarak ikinci aşamaya geçmesini beklediğini ifade etti.

El-Kanu, "Mısırlı ve Katarlı arabulucularla ve Trump'ın elçisiyle yapılan müzakereler, savaşın sona erdirilmesi, çekilme ve yeniden inşa çalışmalarına odaklanıyor. Anlaşmanın ilk aşamasına tamamen bağlı kaldık ve şu anda önceliğimiz halkımızı barındırmak, onlara yardım etmek ve kalıcı bir ateşkes sağlamak," dedi.

El-Kanu, Hamas'ın gösterdiği esnekliğin, Gazze'deki hükümet sahnesinden çekilmeyi ve halkın direncini güçlendirmeye ve yeniden inşa sürecini ilerletmeye katkıda bulunan bir "toplumsal destek komitesi" kurulması için Mısır'ın önerisini kabul etmeyi de içerdiğini de sözlerine ekledi.

Trump'ın esirlerden sorumlu elçisi Adam Boehler'in açıkladığı ve İsraillileri rahatsız eden, Hamas ile ortak noktalar (savaşın durdurulması ve yeniden inşa çalışmalarına yönelme) tam resmi yansıtmıyor.

ABD, on yıl sürecek sürdürülebilir bir sükunet karşılığında, direnişin silahsızlandırılmasını ve Hamas'ın siyasi bir harekete dönüştürülmesini şart koşuyor.

Bu da Doha'daki müzakerelerde ele alınacak olan asıl konunun, Witkoff'un önerisi olduğunu gösteriyor.

Söz konusu öneri, savaşın kalıcı olarak durdurulması konusunda bir anlaşmaya varılması halinde, ilk gün hayatta olan ve ölen esirlerin yarısının, diğer yarısının ise teslim edilmesi karşılığında ateşkesin geçici olarak uzatılmasını içeriyor.

Bu durum, direnişin elindeki en güçlü kozların, geçici sükunet, mal ve yardım malzemeleriyle takas edilmesi anlamına geliyor. Bu ise yeniden inşa çalışmalarının aksaması ve savaşın belirsiz bir gelecekle devam etmesi anlamına gelen, dezavantajlı bir anlaşmaya imza atmak demek.