İsrail ordusunda tepkiler ve istifalar artıyor

21 Mart 2025

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının yeniden başlamasıyla birlikte, 15 aydır süren çok cepheli savaşın yıprattığı İsrail ordusunda istifalar ve cepheye gitmeyi reddetme olayları yeniden gündeme geldi. Ordudan ayrılanlar arasında, savaşın hükümetin dar çıkarlarına hizmet ettiğini düşünen ve bu nedenle göreve dönmeyi reddeden üst düzey subaylar da bulunuyor.

YDH - Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını yeniden başlatmasıyla birlikte, 15 aydır süren çok cepheli savaşın yıprattığı İsrail ordusunda huzursuzluk tekrar arttı.

İstifaların artması ve askerlerin cepheye gitmeyi reddetmesi bu endişelerin somut göstergeleri olarak öne çıkıyor.

İsrail ordusu, savaşın "yozlaşmış" hükümetin çıkarlarına hizmet ettiğini ve "İsrail halkının" çıkarlarını göz ardı ettiğini belirterek savaşa katılmayı reddeden iki üst düzey subayın (biri savaş pilotu) görevden alındığını duyurdu.

İstifa edenlerden biri olan askeri istihbarat şubesinden Yüzbaşı Mihail Mayer, X platformunda yaptığı açıklamada, göreve dönmeyi reddettiğini belirterek, "İsrail halkını savunmaya gerçekten yardımcı olan şey, bir grup hainin hizmetinde savaşa katılmayı reddetmektir," dedi.

Ordu, Mayer'i göreve çağırmayı bırakacağını açıkladı.

Mayer ise, "Yazdığım her kelimenin arkasındayım," diyerek herkesin "kırmızı çizgilerinin" farkında olması gerektiğini vurguladı.

Mayer, "Nesnel olmayan güdülerle hareket eden, kaçırılanların ölüme terk edilmesini, askerlerin anlamsız yere öldürülmesini ve İsrail devletinin çok boyutlu çöküşünün devam etmesini öngören bir operasyona katılmayacağım," ifadelerini kullandı.

Mayer ayrıca yönetimin meşruiyetini kaybettiğini ve yalnızca gücünü korumayı amaçladığını belirtti.

Pilot Alon Gir de, Gazze'yi bombalayan uçak filosunda uçmayı reddettiğini açıkladı.

Gir, sosyal medyada yaptığı açıklamada, "Eşi ve üç çocuğu olan bir aile babasıyım ve İsrail benim için çok değerli, ancak tek amacı iktidarda kalmak olan yozlaşmış bir hükümete hizmet etmeye adanmış askeri hizmete devam edemiyorum, esirlerin hayatları ve ek bir savaşta askerlerin ölümü pahasına olsa bile," dedi.

Gir, Aksa Tufanı operasyonunun ardından savaşa katılmasına rağmen, "devletin vatandaşlarını alenen terk ettiği" ve "siyasi mülahazalarla" hareket ettiği bir savaşa devam edemeyeceğini belirtti.

İsrail Genelkurmayı, istifaların önemini az göstermeye çalışsa da, askeri yetkililer İsrail medyasına "olayın yayılmasından" duydukları endişeyi dile getirdiler.

Geniş çaplı isyanların genellikle "bireysel vakalarla" başladığı biliniyor.

Yediot Ahronot gazetesi, yedek göreve çağrılan askerlerin yanıt verme oranlarının "tükenmişlik ve artan yükler nedeniyle" düştüğünü bildirdi.

Financial Times gazetesi ise, "İsrail'in sonsuz savaşı İsrail ordusunu zorluyor" başlıklı bir habere yer verdi.

Haberde, İsrail'in "yedek askerler üzerindeki yükü azaltmak için kısa ve kesin savaşlar yürütmeye" çalıştığı, ancak "yakın gelecekte bir son görünmemesiyle" birlikte savaş gücünde azalma konusunda uyarılar yapıldığı belirtildi.

Gazete, "Benyamin Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetinin, çatışmayı sona erdirme ihtimalini dışlaması nedeniyle hayal kırıklığına uğradıklarını" aktardı.

Haaretz gazetesinden savunma analisti Amos Harel de, "Savaşın başından beri ilk kez, bazı yedek askerlerin göreve gelmemesi mümkün," dedi ve bunun "savaş konusunda bir fikir birliği olmaması durumunda daha büyük bir sorun" oluşturduğunu belirtti.

Bunun yanı sıra İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, "İsrail'in hava gücü ve özel kuvvetlere dayanan daha küçük ve daha akıllı bir savaş gücüne güvenmemesi" gerektiğini iddia etti.

Zamir, ülkenin "ağır, uzun ve çok cepheli bir harekat" yürütmek için "büyük bir insan gücüne" ihtiyacı olduğunu savunuyor ve 2025'i "savaş yılı" olarak nitelendirdi.

İsrailli askeri yetkililer, "İsrail sınırlarını daha iyi savunmak ve komşu topraklar içindeki tampon bölgeleri (süresiz olarak) kontrol etmek" için 10 bin ek askere ihtiyaç duyulacağını belirtiyor.

Ancak analistler, "İsrail ordusunun örgütsel yapısındaki bu tür değişikliklerin geliştirilmesi zaman alacağını ve ordunun genişletilmesi planlarının daha büyük bir zorlukla karşılaşacağını, bunun da ultra-Ortodoks Yahudi erkeklerin (Harediler) askere alınması meselesi olduğunu" belirtiyor.

Yedek Asker Eşleri Forumu tarafından yapılan bir ankette, bu grubun yüzde 80'inin "Haredilerin askere alınmaması ve kişisel zorluklar nedeniyle savaşın başından beri göreve gitme motivasyonunun düştüğünü" söylediği tespit edildi.

Muhalefet partileri ve esir aileleri de "gerilimin artmasının Gazze'de hâlâ tutulanların hayatlarını tehlikeye atacağını, savaşın ise Netanyahu ittifakının hayatta kalmasını sağlamak için siyasallaştırıldığını" belirtiyor.

İsrail şehirlerindeki protestolarda, gözlemcilere göre, protestocuların "Netanyahu'nun Hamas'ı teslim olmaya zorlayana kadar bombalama yönündeki ilan edilmiş hedefinin pratik olmadığı ve sektör içinde hâlâ hayatta olan esirleri kurtarmak için zamanın daraldığı" yönündeki inançları etkili oluyor.