Arap devletleri direnişi zayıflatarak işgali meşrulaştırıyor

27 Mart 2025

Hamas ve Filistin Yönetimi arasındaki rekabet artıyor, özellikle Arap ülkeleri Hamas'a karşı eleştirilerini yoğunlaştırmış durumda. İsrail’in bölgesel koalisyonuyla Gazze’nin askerden arındırılması ve yönetimin Filistin Yönetimi’ne devri planları tartışılıyor.

YDH- İsrail Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü (INSS), 18 Mart tarihli bir durum raporunda, Filistin'deki Hamas ve Filistin Yönetimi arasındaki rekabetin giderek daha keskinleştiğini saptayarak Arap dünyasından yorumcular ve çatışma araştırmacılarının Hamas'a yönelik eleştirilerinin yoğunlaştığını bildirdi.

‘’Hamas’a duyulan öfkenin, Arap ülkeleri arasında yayılmaya devam ettiğini’’ iddia eden INSS, ‘’7 Ekim 2023’teki saldırılar sonrasında Hamas’a karşı artan tepkilerin, Filistin Yönetimi’nin uluslararası düzeyde yeniden güç kazanmasını sağladığını’’ öne sürdü.

INSS’ye göre, bu süreç, Filistin içindeki milliyetçi kampı güçlendirirken, İslamcı Hamas’ın etkisinin zayıflamasına yol açabilir.

INSS tarafından yayımlanan durum raporunda şu ifadeler dikkat çekti:

‘’Çatışmanın üzerinden 17 aydan fazla bir süre geçmişken İsrail, Orta Doğu'nun jeopolitik manzarasını yeniden şekillendirdi. İran ve vekillerinin başını çektiği direniş ekseni ciddi şekilde zayıflarken, Filistin iç tartışması İsrail'i tanıyan ve onunla bir arada yaşamaya istekli olan milliyetçi kamp lehine belirleyici bir ana yaklaşıyor gibi görünüyor.’’

Filistin Yönetimi Mahmud Abbas’ın en yakın medya danışmanı Nebil Ebu Rudeyne, Aksa Tufanı’nın patlak vermesiyle başlayan savaşı, “Filistin halkının değil, Hamas’ın savaşı” olarak tanımlayarak, Filistin Yönetimi’nin Hamas’tan uzak durmaya çalıştığını açıklamıştı.

Gazze’deki Filistinli kayıpların ve yıkımın boyutu netleştikçe, Arap medya ve Filistinli çevrelerde Hamas’a yönelik eleştiriler artmaya başladı.

Zamanla Abbas, Hamas’ı Gazze’nin yıkımından, İsrail’i kışkırtmaktan ve Gazze Şeridi'ne karşı harekete geçmesi için gerekçe sağlamaktan sorumlu tuttu. Mahmud Abbas ve otoritesi, silahlı direniş ve Hamas'a karşı bir söylem oluşturmak için Gazze'deki büyük yıkımı istismar etti.

Hamas ise, Abbas ve yönetimini defalarca küresel sahnede İsrail işgaline karşı direnişi gayrimeşrulaştırmakla suçladı. Hamas'a göre Mahmud Abbas, direniş gruplarının uluslararası arenada terörist örgütler olarak tanımlanmasına katkıda bulunmuş ve siyasi müzakereleri İsrail ile çatışmanın çözümünde tek meşru yol olarak konumlandırmıştı.

 

ABD-İsrail-Arap ekseni milliyetçi kampı güçlendiriyor

Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, uzun süredir ertelenen reformları hayata geçirmeye çalışırken bir yandan Filistin Ulusal Konseyi Başkanı'na başkanlık yetkisi verecek bir mekanizma oluşturdu.

Kasım 2024'te yayınlanan bir kararnamede, başkanlık boşalması durumunda geçici olarak Ulusal Konsey Başkanı’na başkanlık yetkisi verileceği belirtilerek, seçimlerin 90 gün içinde yapılması gerektiği ifade edildi.

Batı Şeria’daki mülteci kamplarındaki silahlı direnişçilere karşı güvenlik güçlerinin harekete geçmesi talimatı verildi. Bu, daha önce Filistin Yönetimi'nin zayıflığı ve Hamas’a verilen halk desteği nedeniyle kaçınılan bir adımdı. Aralık 2024’te, Filistin güvenlik güçleri Cenin mülteci kampında operasyon düzenleyerek silahlı gruplara karşı mücadele etti. Abbas, ayrıca el-Fetih’ten ihraç edilen isimler için genel af ilan etti.

Arap Birliği Zirvesi’nde, 4 Mart 2025’te yaptığı konuşmada, Abbas Filistin Yönetimi’nde liderliği gençleştirme planlarını duyurdu ve seçimlerin bir yıl içinde yapılması gerektiğini vurguladı.

Ayrıca, Gazze’nin yeniden inşası için Mısır tarafından hazırlanan plana destek vererek, Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi kontrol etme sorumluluğunu tekrar üstleneceğini belirtti.

ABD ve İsrail’in de dahil olduğu bir koalisyonun, Gazze’yi tamamen askerden arındırma ve yönetimi Filistin Yönetimi’ne devretme planları tartışılmaya başlandı.

INSS, ‘’Abbas’ın bu son hamlelerinin son yıllarda kendisine eleştirel yaklaşan Sünni Arap devletlerinin yanında yeniden konumlandırmasını sağladığını’’ ifade etti.

 

Hamas’a karşı uluslararası koalisyon oluşuyor

INSS’ye göre, ‘’Hamas'a duyulan öfke, özellikle İsrail ve ABD ile işbirliği içinde bölgeyi istikrara kavuşturmaya çalışan Arap ülkelerinde giderek daha baskın bir duygu’’ haline geliyor.

‘’Hamas'ın askeri kanadının ortadan kaldırılmasının, bölgedeki istikrarın sağlanabilmesi için önemli bir koşul olarak görüldüğünü ve 7 Ekim'deki saldırıların, bu talebe ek bir meşruiyet kazandırmış durumda olduğunu’’ iddia eden Enstitü, ‘’Hamas'ın meşruiyetini aşındırırken, Filistin Yönetimi'nin ve milliyetçi kampın meşruiyetini artırabilecek’’ stratejisini şöyle açıklıyor:

‘’Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ın Arap ülkeleriyle işbirliği yaparak Gazze'nin yeniden inşası planlarına dahil olması, Filistin meselesinin ABD gündeminde yeniden öncelik kazanmasını sağlayabilir. Bu durum, önceki dönemlerinde Filistin Yönetimi'ni zayıflatan Trump'la olan ilişkilerinde Abbas’ın elini güçlendirebilir. İsrail, bölgesel ve uluslararası dinamiklerden yararlanarak, Gazze'nin yeniden inşasını, bölgenin tamamen askerden arındırılması ve tüm silahlı güçlerin çekilmesi şartına bağlayacak bir koalisyon oluşturmayı hedefliyor. Başarılı bir şekilde uygulanması durumunda, bu plan Filistin manzarasını yeniden şekillendirerek, Gazze için yeni bir yönetişim çerçevesi oluşturulmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca ABD'nin Gazze sakinlerinin “gönüllü göçü” önerisinden vazgeçmesi gerekecektir. Hamas'ın böyle bir talebi reddetmesi kuvvetle muhtemel olsa da, bu yaklaşım Hamas'ın meşruiyetinin aşınmasını hızlandırabilir ve buna bağlı olarak Filistin Yönetimi'nin ve Filistin siyasetindeki milliyetçi kampın meşruiyetini artırabilir.’’