YDH - Ramazan Bayramı'na günler kala, Gazze Şeridi'nde ateşkese yeniden başlama girişimleri kritik bir aşamaya girmiş görünüyor.
Mısır ve Katar'ın belirli aşamalara göre ateşkes anlaşmasının uygulanmasını sağlamak için yoğun diplomatik çabalar yürüttüğü belirtiliyor.
Aynı zamanda Washington'da ABD-İsrail görüşmeleri devam ederken, Kahire'nin kapalı devre iletişim kanalları aracılığıyla bu görüşmelerin detayları hakkında bilgilendirildiği ifade ediliyor.
Ortaya konan senaryolar, Washington'un Tel Aviv üzerinde "gerçekçi bir baskı uygulamadığı" şu ortamda, yeni bir ateşkes anlaşmasına varılması ile İsrail saldırılarının devam etmesi arasında değişiyor.
Siyonist rejimin Gazze Şeridi içindeki hava saldırılarını ve kara operasyonlarını yoğunlaştırma tehditlerine rağmen, diplomatik ve istihbari temaslara katılan Mısırlı kaynaklar, önümüzdeki saatlerde müzakerelerde bir "ilerleme" yaşanabileceğini öne sürdü.
El-Ahbar'a konuşan kaynaklar, "son saatlerdeki temaslarda elde edilen ilerlemeye dair artan bir iyimserlik olduğunu" iddia etti.
Ancak İsrail, tüm esirlerin tek seferde serbest bırakılmasını içermeyen herhangi bir anlaşmayı reddetmekte ısrar ediyor.
Tel Aviv, aralarında Hamas Hareketi'nin 5 İsrailli esiri serbest bırakması karşılığında ateşkesin 20 Nisan'a kadar uzatılmasını ve yardımların girişini içeren Amerikan önerisinin de bulunduğu pek çok ateşkes teklifini geri çevirdi.
İsrail ayrıca, Mısır'ın, Hamas'ın çatışmaların durdurulması ve yardımların girmesi karşılığında belirli sayıda esiri serbest bırakmasını öngören önerisini de reddetti.
Kaynaklara göre, bu öneri Hamas'tan "olumlu yanıt" almıştı.
Kaynaklar, "İsrail'in devam eden uzlaşmazlığının ancak iç baskıyla kırılabileceğini, zira Amerikan tutumunun her zamankinden daha olumsuz hale geldiğini" düşünüyor.
Bu gelişmeler yaşanırken, Washington ile Kahire arasında arabuluculuk yapan Abu Dabi'nin, Mısır'ı mali destek karşılığında yerinden etme planını kabul etmeye ikna etmeye çalıştığı belirtiliyor.
BAE'nin, "direnişin Gazze Şeridi içinde kalması ve bölgenin tamamen boşaltılmaması" gibi Mısır'ın asgari taleplerini güvence altına alacak siyasi bir anlaşma şekillendirmeye çalıştığı ifade ediliyor.
BAE'nin vizyonu "Arap Yeniden İnşa Planı"nı destekler gibi görünse de, aslında "bölgenin tüm direniş savaşçılarından tamamen arındırılmasını" ve "Siyonist rejimin, bölgeyi etkisiz hale getirip gelecekte İsrail'i tehdit eden bir merkez olmasını engelleyecek planlarını destekleyen entegre vizyonlar geliştirilmesini" içeriyor.
Kaynaklara göre, BAE Devlet Başkanı Muhammed bin Zayid'in Kahire ziyaretinde, yerinden etme planı ve Mısır'ın Filistinlilerin çıkışını kolaylaştırması karşılığında alacağı olağanüstü mali destek "detaylı bir şekilde" ele alındı.
Kaynaklar, "bu bağlamda devam eden temasların, durumu Mısır tarafı için kabul edilebilir görünebilecek bir şekilde yeniden düzenleyebileceğini" belirtiyor.
Kahire, Filistinlilerin kendi topraklarına sürülmesinden ve bunun "ulusal güvenliği" üzerindeki potansiyel etkilerinden endişe duyarken, Abu Dabi'nin önerisi farklı bir yaklaşım sunuyor.
Plana göre, tüm direniş mensuplarının İsrail ile koordineli olarak Mısır'a değil, üçüncü ülkelere gönderilmesi ve bir daha geri dönmelerine izin verilmemesi öngörülüyor.
Bu kişilerin yaşlı aile üyeleri ise (isterlerse) Gazze'de kalabilecek.
Gazze'nin yeniden inşasının ise İsrail'in talep ettiği belirli güvenlik düzenlemelerine göre yapılması planlanıyor.
Geçtiğimiz günlerde BAE ile İsrail arasında Gazze'deki duruma ilişkin temaslar yaşandı.
Abu Dabi'nin Gazze'de çeşitli yatırımları içeren vizyonları İsrail'den destek gördü.
Bu vizyonların, BAE Ulusal Güvenlik Danışmanı Tahnun bin Zayid'in son Washington ziyaretinde de ele alındığı belirtiliyor.