İsrail emniyetinde taciz soruşturması krizi

27 Mart 2025

Sde Teiman askeri üssüne yapılan baskınla ilgili yürütülen soruşturma srail polisi ile başsavcılık arasındaki iletişim krizini ve hukuk ve güvenlik kurumları arasındaki koordinasyon eksikliğini ortaya çıkardı.

YDH- Times of Israel’in bildirdiğine göre, İsrail polisi, Perşembe günü Başsavcı Gali Baharav-Miara ve Eyalet Savcısı Amit Aisman'ı, Temmuz ayında Sde Teiman toplama kampında yaşanan olaylara ilişkin yürütülen soruşturmada polis teşkilatını bilgilendirmemekle suçladı.

Polis, savcıların resmi kanalları bypass ederek soruşturmayı doğrudan medyaya duyurduğunu iddia etti ancak birkaç saat içinde bu suçlamanın bir iletişim hatasından kaynaklandığı ortaya çıktı ve polis geri adım attı.

Polis sözcüsü, başlangıçta “Başsavcılık ve Eyalet Savcılığı’nın İsrail polisiyle doğrudan iletişim kurmak yerine medya aracılığıyla hareket etmesini üzücü bulduklarını” belirtti ancak daha sonra yapılan açıklamada, savcılığın soruşturma talimatını bir gün önce polis teşkilatına ilettiği, ancak mesajın emir komuta zinciri içinde İsrail Emniyet Müdürü Danny Levy’ye ulaşmadığı tespit edildi.

Bu durumun, Soruşturma ve İstihbarat Birimi Başkanı Komiser Yardımcısı Boaz Balat’ın gecikmesi nedeniyle yaşandığı bildirildi.

Söz konusu soruşturma, hükümetten iki isim—Miras Bakanı Amichai Eliyahu (Otzma Yehudit) ve Milletvekili Nissim Vaturi (Likud)—ile eski Milletvekili Zvi Sukkot'un (Dini Siyonizm) 29 Temmuz 2024’te Sde Teiman toplama kampında yaşanan olaylardaki rollerini mercek altına alıyor.

Üç siyasetçi, dokuz İsrail ordusu askerinin bir Filistinli rehineye ağır tacizde bulunması olayının ardından Askeri Polis müfettişleri tarafından gözaltına alınan askerleri protesto eden yerleşimcilerin arasında yer alıyordu.

Polis, başsavcılık onayı olmadan söz konusu siyasetçiler hakkında herhangi bir işlem yapmayacağını açıklarken, bu tutum, aşırı milliyetçi gruplara yönelik soruşturmalardaki isteksizlik tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.

Daha önce de polis memurlarının, Knesset üyelerinin de dâhil olduğu 20 kişinin bir haneye tecavüz olayına karıştığını tespit ettiği ancak üst düzey yöneticilerin direnci nedeniyle iddianame hazırlanmadığı bildirilmişti.