YDH - ABD Başkanı Donald Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilci Yardımcısı Morgan Ortagus’un Lübnan'a yapacağı ziyaret öncesinde, BMGK'nin 1701 sayılı kararının uygulanmasını denetleyen Beşli Komite'nin çalışmalarını askıya aldığını duyurması dikkat çekti.
Konuya aşina siyasi kaynaklar, el-Ahbar gazetesine verdiği demeçte, "yetkililere ulaşan tehdit mesajlarının 1701 sayılı kararın çerçevesini aştığını ve Lübnan için 'yıkıcı sonuçlar doğurabilecek' öneriler içerdiğini" belirtti.
Bu durum, kendilerini köşeye sıkışmış hisseden ve baskılara karşı koyma ya da manevra yapma alanı kalmadığını düşünen Lübnanlı yetkililer arasında kafa karışıklığı yarattı.
Mevcut durum, Lübnan'ı iki seçenekle baş başa bırakıyor: Direnişi zorla silahsızlandırma (ki bu iç savaş anlamına gelir) veya bu hedefe ulaşmak için İsrail'in başlatacağı yeni ve geniş çaplı bir savaş.
Kaynaklar, Hizbullah komutanlarından Hasan Bedr’in Beyrut'un Dahiye bölgesinde suikasta uğramasının, geçen yıl ekim ayı başından 27 Kasım'a kadar süren operasyona benzer yeni bir askeri operasyonun başlangıcı olabileceğini değerlendiriyor.
Aynı kaynaklar, diplomatik çevrelere dayandırdıkları bilgilere göre, İsrail'in belirli bir süre zarfında askeri operasyon düzenleme ihtimalinin yüksek olduğunu ve ABD'nin buna yeşil ışık yaktığını ifade etti.
Operasyonun, Amerikalı yetkili Ortagus'un ziyaretinden sonra mı gerçekleşeceği, yoksa Ortagus'un ziyaretini operasyon sonrasına mı erteleyeceği henüz netlik kazanmadı.
Bu kaynaklar ayrıca, Lübnanlı yetkililerin "korku içinde yaşadığını" belirtiyor.
Her ne kadar dış baskıları reddeden, İsrail ile siyasi ve diplomatik çözüm yolunu ve Lübnan'a yönelik şantajı kabul etmeyen "birleşik bir Lübnan tutumundan" söz edilse de, tahminler Ortagus'un ziyaretinin ülkede büyük bir bölünmeye neden olacağı yönünde.
Özellikle bazı kesimlerin, Lübnan'ın mevcut durumun sonuçlarına katlanamayacağı gerekçesiyle dış baskıları bahane ederek boyun eğme çağrısı yapacağı öngörülüyor.
Bununla beraber Fransa'nın durumun kötüleşmesini ve gerilimin tırmanmasını önlemeye yönelik diplomatik girişimlerinin sonuçsuz kalmasının ardından Lübnanlı yetkililer arasındaki endişeler daha da arttı.
Bu nedenle, Fransa'daki Lübnanlı yetkililere, üçlü çalışma grupları önerisini kesin bir dille reddetmekten kaçınmaları tavsiye edildi.
Yetkililere ayrıca, en azından İran'a yönelik olası bir saldırı söylentileri ışığında bölgedeki gelişmeler netleşene kadar, güvenlik ve teknik konular ile siyasi ve diplomatik süreçler arasında denge kuracak resmi bir çözüm yolu aramaları yönünde telkinde bulunulduğu aktarıldı.