Ayetullah Hamenei'den müzakerelere dair ilk açıklama

15 Nisan 2025

İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, diplomatik süreçleri iç politika ve ulusal çıkarlar açısından değerlendirirken, İran’ın çok yönlü olduğunu vurguladığı dış ilişkilerinde nasıl bir strateji izlediğini ortaya koydu.

YDH- İslam Devrimi Lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamenei, bugün (Salı) üst düzey hükümet yetkilileriyle bir araya geldiği toplantıda, İran'ın endüstriyel, ekonomik, kültürel ya da sanayiyle ilgili hiçbir meselesinin ABD'nin herhangi bir şartlanmasına bağlı olmadığına vurgu yaparak Tahran ile Washington arasında Umman'da yürütülen dolaylı müzakerelere ilişkin ilk kez açıklamalarda bulundu.

Devrim Lideri, dış tehditler ve diplomatik müzakereler üzerinden iç siyaseti etkileme girişimlerine karşı bir uyarı yaparak İran’ın ABD ile yapacağı herhangi bir anlaşmaya temkinli yaklaşacağını ve her zaman olası çıkmazlara karşı hazırlıklı olacağını belirtti.

Ayetullah Hamenei, bu görüşmeleri İran Dışişleri Bakanlığı’nın yürüttüğü çok sayıda faaliyetten sadece biri olarak nitelendirerek, İran’ın iç meselelerinin bu tür diplomatik süreçlere endekslenmemesi gerektiğini vurguladı:

‘’Umman'da yapılan bu dolaylı görüşmeler Dışişleri Bakanlığının onlarca işinden biridir. Bakanlığın onlarca işi var, söz konusu görüşmeler de onlarca işten sadece bir tanesidir.’’

Devrim Lideri, ülke meselelerinin çözümünün sadece bir görüşmeyle olmayacağını, daha geniş, bütüncül bir bakış açısının gerektiğini vurgulayarak ABD ile yapılan bir görüşmeye çok fazla anlam yüklenmemesi, ülkenin tüm meselelerinin sadece bu görüşme üzerinden değerlendirilmemesi yönünde uyarıda bulundu:

‘’Dikkat edin ülkenin meselelerini bu görüşmeye bağlamayın. Ülkenin işlerini bu görüşmelere kilitlememeye özen gösterin. Bu görüşme de bir iştir, herhangi bir faaliyettir. Bu dolaylı müzakereler yalnızca bu kadardır, yani Dışişleri Bakanlığının birçok işinden bir tanesidir. Ülkenin normal meseleleri yürümeye devam etsin, müzakerelerin normal işlerimizle irtibatlandırılmasına da gerek yok.’’

“Sanayi, ekonomi, kültür ve inşaat gibi alanlardaki işlerimiz, bu tür diplomatik temaslarla bağlantılı yürütülmemelidir. Ülke kendi işine bakmalıdır, her şeyi bu görüşmelerle ilişkilendirmemelidir.” diyen Ayetullah Hamenei, geçmişte yapılan hatalara dikkat çekerek, ülke olarak zaman zaman bütün ekonomik ve siyasi beklentilerin müzakerelerin sonucuna bağlandığını, bunun da İran’ın iç dinamiklerine zarar verdiğini belirtti:

“Özellikle vurguluyorum: Biz geçmişte bu yanlışı yaptık, bunu tekrar etmeyelim. Bütün işlerimizi bu müzakerelere bağladık. Ülkeyi bir şartlı bekleyişe soktuk.’’

Devrim Lideri böylesi bir irtibatlandırmanın herkesin müzakerelerin sonucunu görmek istediği doğal duraklamaya yol açtığını hatırlattı:

’Bir yatırımcı ülkenin bütün işlerinin bir şarta bağlandığını görünce doğal olarak iş yapmaz, yatırım yapamaz ki. Şöyle der, ‘’Durup bekleyeyim ki, bu müzakereler nereye varıyor...'' Bir yatırımcı da sonucu görmek ister’’.

Devrim Lideri, yaptırımlarla başa çıkmanın en iyi yolunun üretime yatırım yapmak olduğunu belirterek şunları ekledi:

‘’Yaptırımları kaldırmak bizim elimizde değil, ancak onları etkisiz hale getirmek bizim elimizde ve bunun için birçok yol ve uygun iç kapasite var ve bu hedefe ulaşıldığında ülke yaptırımlara karşı yenilmez hale gelecektir.’’

Ayetullah Hamenei, görüşmelere ilişkin İran’ın tutumunun dengeli olduğunu belirterek, “Bu görüşmeler hakkında ne aşırı iyimseriz ne de aşırı kötümseriz. Sonuçta bu, yapılmasına karar verilmiş ve yürütülen bir iştir. Bu işin ilk adımı da gayet iyi atıldı, bundan sonraki adımlar da dikkatle özenle atılmalı ve takip edilmeli. Bu süreçten bir sonuç alınabilir de alınamayabilir de. Dolayısıyla ne çok iyimseriz ne çok kötümseriz.” değerlendirmesini yaptı.

Devrimi Lideri konuşmasında, karşı taraf ABD’ye olan güvensizlikleri net bir şekilde ifade etti:

‘’Kırmızı çizgiler bellidir, karşı taraf için de bellidir. Elbette karşı taraf konusunda çok kötümseriz zira onları ve ne olduklarını biliyoruz. Kötü olduklarını bildiğimiz için de onlara karşı kötümseriz. Ancak kendi kapasitemizi ve gücümüzü de biliyoruz ki, iyimser olduğumuz konu da gücümüz ve kapasitemizdir.’’

İran’ın sanayi, teknoloji, savunma sanayi ve diğer kritik alanlarda kendi yeteneklerini artırmayı amaçlayan bir politika öneren Devrim Lideri, İran'ın ulusal stratejisinin özünü oluşturan güven deklarasyonunu şu şekilde dile getirdi:

‘’Biz birçok şeyi kendi başımıza yapabileceğimizi biliyoruz. Biz bildiğimiz bütün yöntemlerin iyi ve doğru olduğunu biliyoruz.’’