YDH - İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekai, Dışişleri Bakanı Arakçi'nin yarın Çin'e resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı.
Bekai, bu ziyaretle eş zamanlı olarak başka gelişmelerin de yaşandığını belirtti.
Bugün düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekai, İran'a uygulanan yaptırımların "temelde haksız ve yasa dışı" olduğunu ifade etti.
Bekai, İran'ın herhangi bir müzakeredeki talebinin, "somut ve etkili sonuçlar doğuracak şekilde yaptırımların kaldırılması" olduğunu vurguladı.
Tahran'ın ticari ve bankacılık faaliyetlerine normal bir şekilde devam edebilmesi gerektiğini söyleyen Bekai, "Garanti meselesi ise, varılacak herhangi bir anlaşmanın sürdürülebilir olacağından ve tarafların taahhütlerine bağlı kalacağından emin olma gerekliliğiyle bağlantılıdır," dedi.
İran-ABD müzakerelerine ilişkin olarak Bekai, "Bir sonraki tur, Maskat'ta yapılacak ve hem teknik toplantıları hem de baş müzakerecilerin görüşmelerini içerecek," diye konuştu.
Sözcü, "Dolaylı müzakereler, yalnızca nükleer dosya ve yaptırımların kaldırılmasına odaklanmıştır. Müzakerenin çerçevesi budur ve bunun dışında başka hiçbir konu ele alınmamaktadır," ifadelerini kullandı.
Bu bağlamda Bekai, Suudi Arabistan Savunma Bakanı'nın İran ziyaretinin "önceden planlandığını ve Roma'da devam eden dolaylı görüşmelerle aynı zamana denk geldiğini" belirtti.
Bu ziyaretin, İran'ın izlediği iyi komşuluk politikasının sonuçlarını yansıttığını söyleyen Bekai, "Bu tür ziyaretlerde müzakerelere değinilmesi doğaldır ve biz de bu bağlamda bölge ülkeleriyle istişarede bulunduk," bilgisini paylaştı.
Bekai, "Çin ve Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin önemli üyeleridir ve İran'ın dostlarıdır. Müzakere sürecindeki gelişmelerden sürekli olarak haberdar edildiler. Son tur görüşmeler başlamadan önce bile Moskova ve Pekin'e detaylar hakkında bilgi verildi," diye ekledi.
Dışişleri Sözcüsü, "Suriye'nin birliğinin ve güvenliğinin korunması, halkın tüm kesimlerini temsil eden bir siyasi yapının oluşturulması gerekliliğini" yineledi.
Bekai, "Suriye'nin güvenliği, tüm bölgenin güvenliğiyle yakından bağlantılıdır ve terör faaliyetleri için bir sığınak haline gelmemelidir. Aynı zamanda, Suriye topraklarının bir kısmı hâlâ İsrail işgali altındadır," değerlendirmesini yaptı.