Trump tartışmalı bir ismi göreve getirdi

22 Nisan 2025

Trump yönetiminin, geçmişi tartışmalı bir ismi Orta Doğu politikasının merkezine yerleştirdiği bildiriliyor.

YDH- Katar sermayeli haber kaynağı Middle East Eye’ın (MEE) haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump, Merav Ceren’i Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nde (NSC) Orta Doğu politikalarıyla görevlendirdi.

İşgal altındaki Filistin topraklarında doğan ve daha sonra ABD’ye yerleşen Ceren’in, İsrail Savaş Bakanlığı’ndaki görev geçmişi ve özellikle Batı Şeria’da yürüttüğü çalışmalar, çıkar çatışması ve güvenlik izni süreçlerine dair soru işaretleri yarattı.

Ceren, İsrail’in Bölgelerdeki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) ile Filistin Yönetimi arasında yürütülen müzakerelere katılmıştı.

Bu bilgi, Ceren’in daha önce görev aldığı Savunma Demokrasileri Vakfı (FDD) tarafından sağlanan bir profil aracılığıyla kamuoyuna yansıdı.

FDD'de 2016–2017 yılları arasında Ulusal Güvenlik Bursiyeri olarak yer alan Ceren, son olarak Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz’un Politika Direktör Yardımcılığı görevini yürütüyordu.

 

Güvenlik izni ve çifte vatandaşlık

Ceren’in NSC’de görev alması, kapsamlı güvenlik taramaları ve gizlilik izni gerektiren bir süreç.

Uzmanlara göre, İsrail'de resmi görev almış olması ve olası çift vatandaşlık durumu, ABD'nin hassas istihbarat sistemlerinde görev alacak biri için potansiyel risk unsurları taşıyor.

Ceren’in çift vatandaş olup olmadığına dair resmi bir açıklama bulunmazken, NSC sözcüsü Brian Hughes bu konuda gelen soruları yanıtsız bıraktı.

Atama, ilk olarak Drop Site News tarafından bildirildi.

Hughes, siteye yaptığı açıklamada Ceren’i “vatansever bir Amerikalı” olarak nitelendirdi ve Trump yönetiminin Orta Doğu gündeminde Ceren’in bilgi ve deneyiminden faydalanacaklarını belirtti.

 

Sivil kayıplara yaklaşımı

Ceren’in geçmişte İsrail’in askeri teknolojilerini savunduğu ve sivil kayıpların azaltılmasında bu teknolojilerin rolünü öne çıkardığı biliniyor.

2017 yılında The New Atlantis’te yayımlanan bir yazısında, İsrail’in yüksek teknolojiye sahip silah sistemlerinin savaşları “daha adil” hale getirdiğini savunmuştu.

Aynı yazıda, ABD’nin Pakistan’daki erken dönem insansız hava aracı (İHA) saldırılarını da sivil kayıpları sınırladığı gerekçesiyle desteklemişti.

Ancak bağımsız araştırmalar, bu dönemde yaklaşık bin sivilin İHA saldırılarında hayatını kaybettiğini ortaya koyuyor.

Ayrıca Ceren, İsrail’in 2008’de Gazze’ye yönelik askerî harekâtında sivil konutlara yönelik saldırılarını da Hamas’ın bu yapıları silah deposu olarak kullandığı iddiasıyla meşrulaştırmıştı.

 

Dolaylı müzakerelerde etki alanı

Ceren’in NSC’deki pozisyonu, yalnızca Gazze’deki mevcut çatışma sürecinde değil, aynı zamanda İran’la yürütülen nükleer anlaşma görüşmelerinde de etkili olabileceğini gösteriyor.

Trump’ın Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff’un liderlik ettiği diplomatik temaslar, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi ile Umman ve Roma’da yapılan görüşmelerle devam etti.

Arakçi, son görüşmenin ardından iki tarafın “taslak yol haritası” üzerinde ilerleme sağladığını açıkladı.

Ceren’in bu süreçte nasıl bir rol üstleneceği henüz netleşmiş değil.

Ancak geçmişte İran karşıtı pozisyonlarıyla bilinen ve 2016’da Obama yönetiminin anlaşmasını eleştiren sosyal medya paylaşımları bulunan Ceren’in, Trump yönetiminin bu yöndeki stratejisine doğrudan katkı sunması bekleniyor.